Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3949 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18041 - Esas Yıl 2011
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Adli sicil kaydına göre,kasıtlı suçtan hükümlülüğü bulunan sanık hakkında, 5271 sayılı CMK’nın 231.maddesinin uygulama olanağı bulunmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede:Sanık hakkında yakınan ...'e ait inşaattan kazma çalma eyleminden dolayı açılan davayla ilgili olarak zamanaşımı süresi içerisinde bir karar verilmesi olanaklı görülmüştür.Sanığın iki ayrı ilkokuldan hırsızlık yaptığının anlaşılması karşısında, hüküm kurulurken uygulama maddesinin 142/ (2) olarak gösterilmesi mahallinde düzetilmesi olanaklı maddi hata olarak görülmüştür.Sanığın katılan ...'e ait bahçe içerisinde bulunan barakadan bakır kablo hırsızladığının anlaşılması karşısında, eyleminin TCK'nın 142/1-b. maddesindeki suçu oluşturacağı gözetilmeden, yazılı şekilde uygulama yapılması, şartları oluşmadığı halde TCK'nın 145. Maddesinin uygulanması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;Sanığın TCK’nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanık hakkında uygulanmamasına karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde uygulama yapılması; Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkartılarak yerine, “Sanığın, TCK’nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanık hakkında uygulanmamasına,” cümlelerinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.