Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3929 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18908 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Hırsızlık suçunun, internet cafe içerisinde işlendiği anlaşılıp kabul edildiğine göre, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b maddesine uyduğu gözetilmeden, anılan Yasanın 141/1. maddesi ile yazılı biçimde hüküm kurulması, suç tarihinde güneşin saat 17.35 de battığı, hırsızlık eyleminin sanığın beyanına göre saat 19.00'dan sonra gerçekleştiği ve suçun 5237 sayılı Yasanın 6/1-e maddesine göre gece sayılan zaman diliminde işlendiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 143/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, karşı temyiz olmadığından, 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesine aykırı olarak, anılan Yasanın 31/2. maddesinin, 168. maddesinden sonra uygulanması; sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-) Sanığa verilen kısa süreli hapis cezasının, TCK'nın 50/1-c maddesi uyarınca bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmesi seçenek yaptırımına çevrilirken “En az iki yıl süre ile” denilmesi sureti ile infazda duraksamaya neden olunması, 2-) 5237 sayılı TCK.nın 2. maddesinin “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz” hükmünü içerdiği, yaşı küçük sanık hakkında hangi hallerde çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanabileceğinin aynı Yasanın 31. maddesinde açık olarak belirtildiği, çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin ne olduğunu gösteren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 11. maddesinde de “Bu Kanunda düzenlenen koruyucu ve destekleyici tedbirler, suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından, çocuklara özgü güvenlik tedbiri olarak anlaşılır.” hükmü karşısında; sanık hakkında uygulama koşulları bulunmadığı halde, ayrıca 5395 sayılı Çocuk Koruma Yasasının 5. maddesi uyarınca danışmanlık tedbirinin uygulanmasına ve buna bağlı olarak aynı yasanın 36. maddesi gereğince denetim altına alınmasına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, ... savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında hüküm fıkrasından "....TCK'nın 50/1-c maddesi uyarınca en az iki yıl süre ile bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmesi seçenek yaptırımına çevrilmesine” cümlelerinden “En az” ibaresinin, 5395 sayılı Ç.K.K.'nın 5/1-a maddesinin uygulanmasına ve sanığın Ç.K.K.'nın 36. maddesi uyarınca danışmanlık tedbirinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin çıkarılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.