Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 39244 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 26179 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 6 - 2011/34668MAHKEMESİ : Adana 1. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 09/08/2010NUMARASI : 2010/148 (E) ve 2010/255 (K)SUÇ : Yağma Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;1)-1992 doğumlu yakınan P.. K... 09.03.2010 günlü poliste alınan beyanında; “09.03.2010 günü saat 15.30 sularında evin dış tarafında temizlik yaptığı” sırada sanık F.. G..'ın yanına gelerek “damda benim kuşum var, alacağım” dediği, yakınanın ben alırım dedikten sonra kapıyı kapatarak dama çıktığı kuş olmadığını görüp bulunduğu yerden “yok git” demesi üzerine sanığın ayrılıp gittiği 20 dakika sonra yakınan P... K..'in markete gidip, geri dönerken yolda sanığın elinde ayakkabıları görmesi üzerine istediği, almaya çalıştığı, sanığın tekme atarak ayakkabıları vermeden olay yerinden ayrıldığı, yakınanın olayı annesi Nazlı ve ağabeyi A.. K..'e aktardığını ve 155'e bildirdiğini belirtmesine karşın,Mahkemede; saat 16.00 sularında markette iken sanık ayakkabıları almış evin önünde karşılaştım, ayakkabıları ver dedim vermedi, kapıdan çıkarken gördüm tartışma ozaman oldu. Polise kuş meselesinden bahsettiğimi hatırlamıyorum şeklinde açıklamada bulunduğu,Sanık Ferhat ise 31.03.2010 günü polise avukat huzurunda; olay günü avlu ile çevrili iki katlı evin alt girişinde gördüğüm spor ayakkabıları aldım. İkinci katda temizlik yapan kadın gördü üzerime geldi kaçtım şeklinde savunup;Mahkemede ise; saat 12.00 sularında spor ayakkabıları alıp çıktıkdan sonra müşteki önümü kesti geri istedi tekme attım şeklinde anlatımda bulunduğu,Tanık N.. K.. 09.03.2010 günlü poliste alınan müracaatına; saat 13.00 sularında evden ayrıldığını 15.30 sularında kızı Pınar'ın telefon ile kendisini aradığını “iki erkek geldi oyaları aldı şeklinde” olayı anlatması üzerine eve dönüp evi kontrol ettiğini,Tanık A.. K.. 30.03.2010 günlü beyanında; 09.03.2010 günü saat 16.00 da eve gelince kardeşim Pınar ve annemden evden ayakkabı çalınması olayını duyup Pınar'ın verdiği eşgale göre sanık Ferhat'a durumu sorunca önce kabul etmediğini "gören tanıklar var" deyince, ben çaldım getireyim dedikten sonra iki ayakkabıyı getirdiğini, 10.05.2010 günlü mahkeme beyanın da ise; olayı görmediğini kardeşi Panar'ın spor ayakkabılarının çalındığını geri istediğinde tekme atıldığını anlattığına ilişkin ayrıntıya da yer verip, Yakınan P... K.. ile ilgi bir doktor raporu da alınmamıştır.Bilindiği üzere hırsızlık suçu da, yağma suçu gibi mala karşı işlenen suçlardandır. Yağmaya dönüşen hırsızlık ise mal zilyedin tasarruf olanağı ortadan kalktığında alınmış olacağından bu ana kadar yapılan cebir veya tehdit hırsızlığı yağmaya dönüştürür. Hırsızlık suçu tamamlandıktan sonra bunu geri almak isteyen kişiye karşı cebir veya tehdide başvurulması halinde yağmadan söz edilemez. Hırsızlık suçuna konu malın geri alınmasını önlemek için kullanılan cebir veya tehdit ayrı suç oluşmasına neden olunur. Bu açıklamalar ışığında;Somut olaya gelince;Yakınan Pınar'ın evden ayrılıp markete gitmesini fırsat bilen sanığın içeri girip malı alıp dışarı çıktıktan sonra hangi noktada yakınan tarafından görülüp, suça konu malın alınmasını önlemek için müdahalede bulunduğu konusunda iddia, savunma ve olay sonrası mağdurun konuyu paylaştığı tanıkların beyanları birbiri ve kendi içinde açık aykırılıklar taşımaktadır. Öncelikle bu aykırılıklar giderilmeden, N.. K..'in konu hakkındaki beyanı alınmadan eksik inceleme ile yetinilip, hangi beyana, hangi nedenlerle üstünlük tanındığı açıklanmadan eksik inceleme ile yetinilip yargılamaya devamla yazılı şekilde suçun hukuki vasfının belirlenmesi,2)- TC.Anayasası'nın 90.maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK'nın 150, 234 ve 239.maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanık için baro tarafından görevlendirilen zorunlu savunmanın ücretlerinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretlerin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu savunman ücretinin ekonomik durumu iyi olmayan sanıktan alınmasına hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 02.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.