Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 38777 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 29990 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ : Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Yağma Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanığın, yağma suçunu iş yerinde gerçekleştirdiği halde, 5237 sayılı Yasanın 149. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin yanı sıra (d) bendi ile de uygulama yapılmaması; 5237 sayılı TCK.nun 150.maddesinin 2.fıkrasındaki “malın değerinin azlığı” kavramının, 765 sayılı TCK.nın 522.maddesindeki “hafif” veya “pek hafif” ölçütleriyle her iki maddenin de cezadan indirim olanağı sağlaması dışında benzerliği bulunmadığı, “değerin azlığının” 5237 sayılı Yasaya özgü ayrı ve yeni bir kavram olduğu, Yasa koyucunun amacı ile suçun işleniş biçimi, olayın özelliği ve sanığın özgülenen kastı da gözetilmek suretiyle, daha çoğunu alma olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak da gerçekten az olan şeylerin alınması durumunda, yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanarak uygulanabileceği gözetilmeden, somut olayda koşulları bulunmadığı halde, 150.maddenin 2.fıkrasına sevk amacının dışında yorumlar getirilerek cezadan indirim yapılması; sanığın suça konu tornavida setinin ücretini ödemeden dışarı çıkmak isterken işyeri güvenlik görevlilerince müşteri odasına götürülmek istendiği sırada falçata ile güvenlik görevlilerini engellemesi şeklinde gelişen eylemde almış olduğu tornavida setini yere atarak uzaklaşmaya çalıştığının anlaşılması karşısında, yakalanacağı muhakkak olan sanık etkin pişmanlıkla suç konusu eşyayı teslim etmediği halde, hakkında yerinde olmayan gerekçe ile TCK'nın 168. maddesinin uygulanması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; TC. Anayasa’sının 90.maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK'nın 150, 234 ve 239.maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanık için baro tarafından görevlendirilen zorunlu savunmanın ücretlerinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretlerin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla aynlan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu savunman ücretinin yeterli mali gücü olmayan sanıktan alınmasına hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasından savunman ücretine ilişkin bölüm çıkartılarak, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.