Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 38732 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19862 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Yağma Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:1) 5271 sayılı CMK’nın 210. maddesinde, “Olayın delili, bir tanığın açıklamalarından ibaret ise, bu tanık duruşmada mutlaka dinlenir. Daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanağın veya yazılı bir açıklamanın okunması dinleme yerine geçmez.” hükmü yer almaktadır. Aynı Yasanın 236. maddesinde ise, işlenen suçun etkisi ile psikolojisi bozulmuş çocuk veya mağdurun, bu suça ilişkin soruşturma veya kovuşturma evresinde tanık olarak bir defa dinlenileceği, maddi gerçeğin ortaya çıkması açısından zorunluluk arz eden hallerin ise bu durumun istisnası olduğu açıkça düzenlenmiştir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, mağdur ...’nın 30.09.2009 tarihinde polis merkezinde ve 01.10.2009 tarihinde psikolojik danışman huzurunda alınan ifadesinde, “Sanığın, kendisine tokat atarak cep telefonunu aldığını” beyan ettiği; sanık ..’ın savunmasında, “Mağdur tarafından evde bırakılan telefonu arkadaşı ...’un aldığını” söylediği; tanık....’ın ifadesinde, “....’ın olaydan birkaç gün evvel mağdurun cep telefonunu müzik dinlemek amacı ile aldığını” belirttiğinin anlaşılması karşısında; olaya ilişkin detaylı bilgi ve görgüye sahip tek kişi olan mağdur ...’nın Mahkeme huzurunda ifadesine başvurulup; sanığın, eyleminin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesinden sonra, hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,2) Kabule göre de;a)Yağma suçunun konutta işlendiğinin anlaşılması karşısında, 5237 sayılı TCK’nın 149/1-d maddesi ile uygulama yapılması gerektiğinin düşünülmemesi, b) Sanığın, TCK’nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanık hakkında uygulanmamasına karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde uygulama yapılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca ceza süresi bakımından kazanılmış hakkın korunmasına, 10.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.