MAHKEMESİ : Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Yağma Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I-Sanık hakkında mağdura yönelik Kasım 2009’da gerçekleştirilen nitelikli yağma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; Kısa karar ile gerekçeli karar arasında farklılık bulunduğu takdirde, kısa karara itibar edileceğinden, sanık hakkında yağma suçundan hükmün özünü oluşturan kısa kararda TCK' nın 168/3. maddesinin uygulanmasına karar verildiği halde, gerekçeli kararda, sözü edilen madde uygulamasının gösterilmemesi yerinde tamamlanması olanaklı maddi hata olarak kabul edilmiş; ayrıca TCK 168/3.maddesinin, 31/3.maddesinden önce uygulanması suretiyle aynı kanunun 61.maddesine aykırı davranılması sonuca etkili olmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hâkimler Kurulunun takdirine göre, sanık... savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiriler dışında, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, II- Sanık hakkında mağdura yönelik Ekim 2009’da gerçekleştirilen yağma suçundan kurulan hükmün incelenmesine gelince;Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulu’nun takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;Hükmün gerekçesinde, dosya içeriğine ve uygulamaya uygun düşmeyecek şekilde sanığın eyleminin tamamlanmış olmasına rağmen teşebbüs aşamasında kaldığının belirtilmesi ve verilen sonuç cezanın iki yılın altında olması, sanığın daha önceden sabıkasının bulunmaması, eyleminden doğan zararı giderdiği ve ileride bir daha suç işlemekten çekineceği hususunda olumlu kanaat oluşması gerekçesiyle, sanık hakkında bu eylem nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği belirtilmesine karşın, hüküm fıkrasında ve hükmün özünü oluşturan kısa kararda eylemin teşebbüs aşamasında kaldığına ilişkin herhangi bir uygulama maddesinin gösterilmemesi ve sanığın ileride yeniden suç işlemeyeceği konusunda olumlu kanaat oluşmadığından söz edilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi suretiyle hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturularak CMK'nın 230 ve 232.maddelerine aykırı davranılması,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 10.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.