Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3714 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19759 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, Mala zarar verme, İşyeri dokunulmazlığını bozmakHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde, Sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 151. maddesinde yer alan mala zarar vermek suçu için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre,suç tarihi itibariyle 12-15 yaş grubunda olan sanık hakkında aynı Yasanın 66/1-e, 66/2. maddelerinde belirtilen 4 yıllık zamanaşımının, karar tarihi olan 12.11.2008 gününden inceleme tarihine kadar ayrı ayrı geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, II-Sanık hakkında hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını bozmak suçlarından kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Yakınanın iş yerini 31.03.2008 günü gece saat 23.00'de kapattıktan sonra ertesi gün sabah 09.00 sıralarında hırsızlık suçunun işlendiğinin fark edildiği,sanık ... ile haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen diğer sanıklar ... ve ...'in aşamalı anlatımlarda suçun işlendiği saat dilimi konusunda çelişkili beyanlarda bulunduklarının anlaşılması karşısında, suçun işlendiği zaman diliminin her türlü şüpheden uzak şekilde tespit edilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek hırsızlık suçunun 5237 sayılı TCK’nın 6/1-e maddesi tanımlamasında gece sayılan zaman diliminde işlendiğine ilişkin kanıtların nelerden ibaret olduğu karar yerinde gösterilip tartışılmadan, hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesiyle artırım yapılması ve iş yeri dokunulmazlığını bozmak suçundan uygulama yapılması,Kabule göre de;2-Sanık hakkında düzenlenen iddianamede 5237 sayılı Yasanın 143.maddesi ile 116/4. maddesinin uygulanması talep edilmediği halde, sanığa ek savunma hakkı verilmeden anılan maddelerin uygulanmasına karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,Kabule göre de;3-5237 sayılı TCK'nın 50.maddesi kendi içinde bir sistem ve tutarlılık içerdiği tedbirlerin (para cezasına çevrilme dahil) kısa süreli hapis cezası yerine kaim olmak üzere verilen ve suçluya bir şans daha tanımayı amaçlayan fırsatlar olup, seçenek yaptırımlardan birine hükmedilen kişinin bu yaptırımın gereğine uygun hareket etmesi durumunda bu ceza infaz edilmeyecek ve kişi açısından bu cezaya mahkumiyete bağlı sonuçları doğurmayacaktır. Hakim seçenek yaptırımlardan birine çevirirken suçlunun kişiliği, suçun işlenmesindeki özelliklere göre cezayı para cezası, aynen iade veya tazmin, bir meslek ve sanat kurumuna devam etme gibi kanunda öngörülen tedbirlere çevirebilir; somut olayın özelliklerine ve maddenin düzenleme amacına uygun yorum yapılarak yaptırım belirleme zorunluluğunun bulunduğu, bunun da öncelikle suçluyu ya da toplumu, kimi zaman her ikisini de korumaya yönelik bir güvenlik tedbiri niteliğini taşıması gerektiği, Sanığın işlediği suçun özelliği, suçlunun kişiliğine göre zanlının suç işlemeye iten faktörlerden uzaklaştırıp topluma kazandırılmasında anılan tedbirin ne türlü bir katkısı oluşacağı karar yerinde gösterilip, tartışılmadan kabule göre de sanığın gitmesinin yasaklandığı yer veya yerlerin hükümde açıkça gösterilmesi gerekirken “1 yıl süreyle internet kafeye gitmekten yasaklanmasına” demek suretiyle infazda duraksamaya neden olacak biçimde hüküm kurulması, 4-TC. Anayasa’sının 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK'nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanık için baro tarafından görevlendirilen zorunlu savunman ücretlerinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretlerin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu savunman ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA,05.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.