MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.10.2013 tarihli kenar yazısı ile Daireye gönderilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I-Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; Dosyanın incelenmesinde; Av. ...'nun soruşturma aşamasında sanık ...'ın, ... Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan sorgusu sırasında sanığın müdafiisi olarak görev aldığı, aynı eylem nedeni ile ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 18.02.2003 gün 2003/3022-2003/641 nolu iddianamesi ile açılan davada adı geçen avukatın sanık ...'a zorunlu savunman olarak atanmadığı gibi adı geçen sanığın vekili sıfatıyla da temsil edilmediği, mahkemece, tensip kararıyla sanık ...'ın müdafii sıfatıyla Av. ...'nun duruşmaya davet olunduğu ve 03.07.2003 günlü sanık ...'un bulunmadığı oturumda sanık ...'ın, müdafii Av. ...'nun katılımıyla savunmasının alındığı, bu oturumdan sonra Av. ...'nun yargılamaya katılmadığı ve sanık ...'un ilerleyen oturumlarda kendisinin talebi olmaması nedeniyle müdafiisiz olarak savunmasının alındığı ve Av. ...'nun hiçbir aşamada adı geçen sanık ...'un savunmanlığını yapmadığı,Ancak; mahkeme 21.11.2007 günlü gerekçeli karar başlığında, sanık ... ile birlikte yargılaması yapılıp beraat eden ve temyiz isteminde bulunmayan sanık ... müdafii olan Av. Hale Kasapoğlu'nun yanlışlık ile adı geçen sanığında savunmanı olarak gösterdiği ve sanık ... savunmanı olarak hükmün 25.12.2007 tarihinde tebliğinin yapıldığı, adı geçen avukat tarafından da sanık ... adına 28.12.2007 tarihinde temyiz isteminde bulunulduğu anlaşılmakla yapılan incelemede; Av. ...'nun gerekçeli karar başlığında sanık savunmanı olarak gösterilmesi, sanık ...'un savunmanı sıfatını kazandırmayacağı gibi yapılan tebliğ ile adı geçen avukatın sanık müdafii sıfatıyla yaptığı temyiz isteminin geçersiz olduğu ancak sanığın onay vermesi halinde geçerli olabileceği gerekçesi ile Dairemizin 2010/21620 Esas-2013/12686 Esas-Karar 29.05.2013 günlü hükmü ile “Av. ...'nun anılan sanık tarafından hükümden sonra müdafi tayin edilmesine ilişkin bir vekaletnamesinin bulunup bulunmadığı araştırılıp var ise dosyasına eklenmesi ve sanığa anılan kararın başvurabileceği yasa yolu, türü, süresi ve mercii sürenin ne zaman başlayacağı ve nerelere ne biçimde müracaat edilebileceği ne ilişkin açıklamalı tebliği ile yazılmak suretiyle bilgisi dışında kararı temyiz eden Av. ...'nun temyizini kabul edip etmediği sorularak süresi içerisinde temyiz isteminde bulunabileceği, savunmanın temyizine onay vermemesi halinde temyizin yapılmamış sayılacağı konusunda meşruhatlı tebligat çıkarılmasına, sanık ... tarafından temyiz dilekçesi verilmesi durumunda, bu konuda ek tebliğname düzenlenerek incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE” karar verildiği;Sanık ...'a yukarıda belirtilen Daire kararımız gereği ... 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2003/193-2007/1096 Esas-Karar sayılı hükmü ile birlikte Dairemizin 29.05.2013 günlü kararı adı geçen sanığa 14.08.2013 günü tebliğ edilmesine rağmen sanığın temyiz isteminde bulunmadığı gibi yetkisi bulunmayan avukatın temyiz talebini kabul ettiğini de bildirmediği ve anılan avukatın vekil tayin edildiğine ilişkin vekaletnameninde dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmakla; yukarıda açıklanan nedenlerle, Av. ...'nun sanık ... adına temyiz yasa yoluna başvurma hak ve yetkisi bulunmadığından, bu konudaki isteğinin, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollaması ile 1412 sayılı CMUK.nın 317. maddesi gereğince isteme aykırı olarak REDDİNE,II-Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca, sanık yararına olan hüküm önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağından, 5237 sayılı Yasaya göre hırsızlık ve mala zarar verme suçunu oluşturan eylemler nedeniyle uygulama yapılıp, her iki Yasaya göre denetime olanak sağlayacak şekilde uygulanan Yasa maddeleriyle, verilmesi gereken cezalar ayrı ayrı tespit edilip, sonuç cezalar karşılaştırılarak lehe olan yasa belirlenip uygulama yapılması gerekirken, yazılı şekilde eksik ve denetime olanak vermeyecek biçimde hüküm kurulması, sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamış; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak; Suçun niteliği, cezanın türü ve süresine göre; hükümden sonra yürürlüğe giren vaki değişiklikler karşısında; 5271 sayılı CMK’nun 231.maddesi gereğince sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi zorunluluğu,Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'nın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle istem gibi BOZULMASINA, 04.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.