Sahtecilik suçundan sanık Kani hakkında yapılan duruşma sonunda; TCKnun 230, 59/2, 647 sayılı Yasanın 4-6. maddesi gereğince 727.000.000 TL. ağır para cezası ile mahkumiyetine ilişkin (İzmir Beşinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 11.07.2003 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi katılan vekili tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı C. Başsavcılığından bozma isteyen 04.10.2004 tarihli tebliğname ile 20.10.2004 tarihinde Daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1) Sanığın PTT dağıtıcısı olduğu, olay tarihinde katılan Yurdanur adına İzmir Altıncı İcra Müdürlüğünce çıkartılan tebligatı, katılan belirtilen adreste oturmadığı halde "yeğeni Ş.....'ye" tebliğ etmiş gibi tebligatı çıkaran mercie iade ettiği, o isimde bir kişinin katılanın yeğeni olmadığı gibi, apartmanda da oturmadığı ve tanınmadığının saptandığı, tebligatın kapıcı tarafından apartman girişinde görülüp katılanın annesine verildiğinin anlaşılması karşısında; sanığın tebligatı hiç yapmadığı halde yapmış gibi gösterip İcra Müdürlüğüne iade ettiği, böylelikle eyleminin 765 sayılı TCY.nın 339/1-1. cümlesine uyduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,2)Sanığın eylemine uyan 765 sayılı TCY.nın 339/1-1. cümlesi, 59. maddeleri ile hükümden sonra 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY.nın aynı suça uyan 204/2, 62/1. maddelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucunda; 765 sayılı TCY.sı hükümlerinin sanık yararına bulunduğunun gözetilmesi zorunluluğu,3)Gerekçeli karar bölümünde sanığın eyleminin 765 sayılı TCK.nun 240. maddesinde tanımlanan görevi kötüye kullanma suçunu oluşturup bu maddeden cezalandırılacağı belirtilmesine rağmen, kısa kararda aynı Yasanın 230. maddesi ile uygulama yapılıp hükmün karıştırılması,4)Katılan PTT Genel Müdürlüğü duruşmalarda kendini bir vekille temsil ettirdiği halde, yararına vekalet ücretine hükmolunmaması,Bozmayı gerektirmiş, katılan idare vekilinin temyiz itirazı ile tebliğname-deki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi (BOZULMASINA), 06.04.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.