Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3360 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15397 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : YağmaHÜKÜM : Mahkumiyet, zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırma, beraat Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Sanık ...'in, müşteki ...'e yönelik mala zarar verme suçundan mahkemenin 18.06.2001 tarih, 2000/607 Esas ve 2001/261 Karar sayılı ilamı ile 8 ay hapis ve 30.420.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu hükme yönelik olarak müşteki ... ve sanık ...'in temyiz yasa yoluna başvurmadığı ve kesinleştiğinin anlaşılması karşısında; aynı kararın diğer bölümlerine ilişkin olarak yakınıcılar ..., ... ve ... vekilinin sanıkların eylemlerinin yağma olduğuna ve o yer Savcısının sanıklar ..., ... ve ...'in, yakınıcılar ..., ... ve ...'e yönelik eylemlerinin ihkak-ı hak suçunu değil yağma suçunu oluşturduğuna ilişkin temyiz sebepleri üzerine verilen kararın Yargıtay 6.Ceza Dairesinin 09.02.2004 tarih, 2002/19729 Esas ve 2004/903 Karar sayılı ilamı ile bozulmasından sonra; mahkemece sanık ... hakkında, müşteki ...'e yönelik mala zarar verme suçundan tekrar hüküm kurularak zamanaşımı nedeniyle davanın düşürülmesine karar verilmişse de, kurulan ikinci hüküm yok hükmünde olduğundan, söz konusu hususun mahkemece kesinleştirme aşamasında gözetilmesi olanaklı görülmüştür.I-Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; katılanlar ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan, reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA,II-Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde;Oluş ve dosya içeriğine göre özetle; yakınıcılar ... ve ...'in kardeş, ...'in baba, yakınıcı ...'ün arkadaşları olduğu; sanıklar ... ve ...'in sanık ...'in arkadaşları, sanıklar ... ve ...'ün karı koca oldukları; yakınıcı ...'in sanık ...'ın marketinde 5 yıl kadar çalıştığı, 2000 yılının Temmuz ayında işten ayrıldığı; ...'nun, sanık ...'in ablasının kızı ile evlendiği, ailevi meselelerden dolayı aralarının açık olduğu; ...'nun sanık ...'in marketinde çalıştığı ve sanık ...'in ablasının kızı ile nişanlı olduğu dönemde, sanıklar ... ve Zeynep'in evine sigara, alkol ve gıda maddesi getirdiği, yakınıcı ...'ın sanıklardan ...'ün ... ile evlenmeden önce ilişkide bulunduğunu belirterek dedikodu yaydığı; gerek ...'nun marketten karşılıksız eşya alması, gerekse yakınıcı ...'ın sanık ... ile ilişkisi olduğu dedikodularının açıklığa kavuşturulması amacıyla, müşteki ...'ün araya girmesi ile suç tarihi akşamı sanık ...'ın ağabeyi tanık ...'ın evinde buluştukları, evde ... ve eşi, sanık ... ve eşi, karı koca sanıklar ... ve ...ile yakınıcılar ..., ..., ..., ...'ün oldukları; akabinde sanıklar ..., ... ve ...'in geldikleri, sanıklardan ...'in konuşma esnasında telefonu ile oynayan yakınıcı ...'ün elinden telefonunu alarak duvara fırlattığı, yakınıcı ...'ın evlenmeden evvel sanık ... ile ilişki kurup kurmadığı noktasında dedikodu çıkarmasına sinirlenen sanık ... ve sanık ...'nin ...'ı dövdüğü, sanık ...'nin çakmak fırlattığı; sanık ...'in, ...'nun sanık ...'ın marketinden gıda maddesi hırsızladığını belirterek yakıncıya vurduğu; sanık ...'ten boş senet istediği, sanığın yanında getirdiği boş senetleri sanık ...'e verdiği, yakınıcı ...'a iki adet 5000 TL lik senet imzalattığı, sanıklardan ...'in senetlerin kefilsiz olmayacağını söylemesi üzerine babaları yakınıcı ...'e tehdit ile senetleri kefil olarak imzalattırdıkları; sanıklardan ...'in, ... ve ...'ın cep telefonlarını aldığı; sanıkların elinde bıçak ya da benzeri bir alet olmadığı, ancak sanık ...'in yakınıcılara "arkadaşlarının dolu olduklarını" söylediği, sanıklardan ...'in yakalandığında söz konusu cep telefonlarını sattığı şahısları göstererek kısmi iadeyi sağladığının anlaşılması karşısında;1-Sanıklar ... ve ...'ün, sanıklar ..., ...ve ...'in yağma suçlarına yardım etmek suretiyle katıldıklarına ilişkin her türlü şüpheden uzak kesin, inandırıcı delil olmadığından, üzerlerine atılı suçlardan ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi gerekirken, eylemlerinin ihkak-ı hak suçunu oluşturduğu ve bu suçunda zamanaşımına uğradığı belirtilerek haklarında düşme kararı verilmesi,2-Sanık ...'in, yakınıcı ...'e yönelik eylemi yağma suçunu oluşturduğu halde, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek ihkak-ı hak suçunu oluşturduğu ve zamanaşımına uğradığı belirtilerek düşme kararı verilmesi,3-Sanık ... 'in, yağma suçunu 5237 sayılı TCK'nın 149/1 -c-d-h bendi uyarınca geceleyin, konutta, birden fazla kişiyle işlediği anlaşılmakla alt sınırdan uzaklaşarak hüküm kurulması gerekirken, aynı maddenin sadece (h) bendi uyarınca hüküm kurulması,4-Sanık ...'in yakınıcı ...'nun telefonunu alması; yakınıcı ...'ın telefonunu alıp iki adet 5000 TL'lik senet imzalatması ve aynı senedi kefil olarak yakınıcı ...'ye de zorla imzalatması şeklinde gerçekleşen iki adet yağma eylemine, sanıklar ... ve ...'in eylem ve fikir işbirliği içerisinde katıldıkları gözetilmeden, sanıklar hakkında üzerlerine atılı suçlardan haklarında beraat kararı verilmesi,5-Sanıkların, yakınıcı ...'nun marketten hırsızladıklarını iddia ettikleri mal karşılığında yakınıcı ...'a iki adet 5000 TL'lik senet imzalattıkları, aynı senetleri yakınıcı ...'ye de kefil olarak imzalattıkları ve borç altına soktukları anlaşılıp kabul edildiğine göre, suça konu senetler ile her iki katılana yönelik takip işlemi yapılabilse bile, sonuçta alınabilecek paranın tek olduğu, her bir katılandan ayrı ayrı bedelin tahsil edilemeyeceği eylemin tek mal varlığına yöneldiği ve bir yağma suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi, 6-Sanık ...'in, yakınıcılar ... ve ...'dan yağmaladıkları cep telefonlarını soruşturma aşamasında sattığı şahısları göstererek kısmı iadeyi sağladığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK'nın 168/3-4.maddesi uyarınca yakınıcıların kısmi iadeye rıza gösterip göstermedikleri sorulduktan sonra hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun tartışılmaması,7-Sanık ...'in 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanık hakkında uygulanmamasına karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde uygulama yapılması,Bozmayı gerektirmiş, katılanlar ..., ... ve ... vekilinin, o yer Cumhuriyet Savcısının ve sanık ... savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmekle hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 25.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.