Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 300 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 28467 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I-Sanıklar ... ve ... hakkında yağma suçundan kurulan hükmün yapılan temyiz incelemesinde; Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Sanıkların, hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar TCK'nın 53/1-a-b-c-d-e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; ancak, TCK'nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildikleri takdirde, kendi altsoyları üzerinde TCK'nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluklarının sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK'nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,2-Mahkemece 5271 sayılı Yasa’nın 150. maddesi uyarınca, sanıkların savunmasını yapmak üzere zorunlu savunmanın görevlendirilmesi nedeniyle, savunmana ödenen avukatlık ücretinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı biçimde, sanıklar ... ve ...'a yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK'nın 53. maddenin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkarılarak yerine, "Sanıkların, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1.maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamalarına" ile yargılama giderlerinin tahsiline ilişkin bölümden sanıklar hakkında ayrı ayrı hükmolunan “498,00 TL zorunlu müdafii giderine” ilişkin bölüm çıkartılarak yerine "yargılama giderinin hazine üzerinde bırakılmasına" cümlesinin yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, II-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün yapılan temyiz incelemesinde;1-Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanıklardan ..., katılan ...'i arayarak diğer sanık ...'un kız arkadaşı olan Seher hakkında görüşmek istediklerini söylemesi üzerine; katılan ...'in, yanında arkadaşı tanık ... olduğu halde kendi rızasıyla sanıklarla görüşmeye gittiği, birlikte konu hakkında konuşarak yürüdükleri, en son sanayi bölgesinde bulundukları esnada tartışmanın alevlendiği ve katılanın cebinde bulunan cep telefonunu yanında bulunan arkadaşı tanık ... verdiği, tarafların karşılıklı olarak birbirlerine vurdukları, bu kavga sonrası tanık Uğur'un telefonu katılana geri verdiği, bu durumu gören sanık ...'un ani bir kararla telefonu alıp yanında bulunan ve olayları engelleme olanağı olduğu halde bu yönde harakette bulunmayan diğer sanık ...'a verdiği, ... da telefon üzerinde bulunan sim kartı çıkarıp katılana verdikten sonra cep telefonu makinesini cebine koyduğu olayda, sanıkların, katılanla aralarındaki bir konuyu konuşmak için bir araya gelip, birlikte oldukları süre içersinde katılanı dolaşım özgürlüğünü sınırlandırdığını gösteren kesin, inandırıcı deliller açıklanmadan, değiştirilerek gelişen iddialara neden üstünlük tanındığı da açıklanmaksızın, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkumiyet kararı verilmesi, 2-Kabule göre de; a-Sanıkların, hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar TCK'nın 53/1-a-b-c-d-e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; ancak, TCK'nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildikleri takdirde, kendi altsoyları üzerinde TCK'nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluklarının sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK'nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması, b-Mahkemece 5271 sayılı Yasa’nın 150. maddesi uyarınca, sanık ...'e savunmasını yapmak üzere zorunlu savunmanın görevlendirilmesi nedeniyle, savunmana ödenen avukatlık ücretinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı biçimde, sanıktan yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ... savunmanları ile o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 28.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.