MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanıkların yakınanı konuşmak bahanesiyle araçlarına çağırdıkları ve meskun olmayan bir mahale götürüp 500 TL istedikleri, olumsuz cevap almaları üzerine yakınanı tehdit ederek, adli raporunda belirtildiği şekilde basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladıkları, yakınanın bir şekilde kaçıp kurtulduğu ve arkadaşları olan tanıklar ...ve ...'ı araması üzerine tanıkların yakınana ait araçla geldikleri, ancak sanıkların tanıkları ve yakınana ait aracı görmeleri üzerine tanıkları araçtan zorla indirip, aracın anahtarını alıp, yakınanı 5000 TL vermeye zorladıklarının anlaşılması karşısında, eylemin tamamlandığı gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması, sanık ...'ın adli sicil kaydına göre tekerrüre esas hükümlülüğü bulunduğu halde hakkında 5237 sayılı Yasanın 58/6-7.maddesi ile uygulama yapılmaması, karşı temyiz bulunmadığından; sanıklar hakkında yağma suçundan kurulan hükümde, 5237 sayılı TCK'nın 35. maddesi yerine 43. maddesi yazılması, yerinde düzeltilmesi olanaklı yazım yanlışı kabul edildiğinden, bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Kasten işlemiş olduğu suçlar için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Birlikte suç işleyen sanıkların neden oldukları yargılama giderlerinden ayrı ayrı sorumlu tutulmaları yerine, yazılı biçimde uygulama yapılarak 5271 sayılı CMK’nın 326/2.maddesine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından; “TCK’nın 53. maddenin uygulanmasına ve yargılama giderlerine” ilişkin bölümler çıkarılıp, yerlerine, “ Kasten işlemiş olduğu suçlar için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına ve yargılama giderlerinin sanıklardan payları oranında ayrı ayrı alınmasına ” cümlelerinin yazılması suretiyle, eleştiriler dışında diğer yönleri, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.