MAHKEMESİ : Ağır Ceza MahkemesiSuç : YağmaYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulu'nun takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1- Oluş ve dosya kapsamına göre; mağdur ... ...'nın babası ... ...'nın, bu dosya ile birleştirilen Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/213 sayılı dosyasında alınan beyanında; özetle “Daha önce polise ifade vermiştim, sanık çocukların daha büyük olaylara karışmamaları için o şekilde şikayette bulunmuştum, benim bu olay nedeni ile sanıklardan herhangi bir zararım yoktur. Benim suçtan doğan zararım tamamen giderilmiştir, zararım yoktur, ben karakolda ifade verdikten sonra akabinde zararım giderildi” söylemesi karşısında; sanıklar hakkında 5237 sayılı Yasanın 168. maddesiyle cezalarından indirim yapılması gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile bu madde ile uygulama yapılmaması,2- Sanık ... ...'ın hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar TCK'nın 53/1-a-b-c-d-e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; ancak, TCK'nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildiği takdirde, kendi altsoyu üzerinde TCK'nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluğunun sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK'nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,3- T.C. Anayasasının 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK'nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanıklardan, yargılandıkları suç nedeniyle baro tarafından görevlendirilen zorunlu savunman ücretlerinin alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretlerin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu savunman ücretinin sanıklardan alınmasına hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ... ve ... ... savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 11.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.