Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2872 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13378 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme, iftira, kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I-Mala zarar verme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;Kasten işlemiş olduğu suçtan, hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin “a,b,c,d,e” bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'ın temyiz itirazı ve tebliğnamedeki düşünce bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasından, “5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin” bölüm çıkarılarak yerine, “Kasten işlemiş olduğu suçtan hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin “a,b,c,d,e” bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” tümcesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,II-Hırsızlık, iftira ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; hırsızlık suçunun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;Yakınanın, aracından hırsızlık yapıldığını fark edip 03.03.2005 tarihinde şikayetçi olduğu; ... plakalı araç üzerinde yapılan incelemede, "Aracın sağ ön kapı kilidinin zorlamaya bağlı olarak görevini yapmadığı ve kilidinin bozulmuş olduğu ve araç üzerinde bulunan izlerin sanık ...'ın sağ el orta ve yüzük parmağına ait olduğunun" belirlenmesi üzerine sanık ...'nın yakalandığı ve alınan ifadesinde "Hırsızlık suçunu temyize gelmeyen diğer sanıklarla birlikte gerçekleştirdiklerini ve araçtan alınan teybin sanık ...'in aracında olduğunu" beyan ettiği; sanık ...'in evinin garajındaki araçta yakınana ait teybin bulunduğu, yakınanın aracından alınan fotoğraf makinasınınsa iade edilmediği; temyize gelmeyen sanıkların "Teybi sanık ...'nın getirdiğini ve sanık ...'in aracına monte ettirdikten sonra bu araçla birlikte gezdiklerini" beyan edip hırsızlık suçlamasını kabul etmedikleri, sanık ...'nın soruşturma aşamasında gönderdiği dilekçe ile "Hırsızlık suçunu tek başına işlediğini" belirtmesi üzerine, Cumhuriyet Savcılığı'nca temyizi gelmeyen sanıkların tahliyesine ve adı geçenler hakkında hırsızlık suçundan "Kamu davasının açılmasını gerektirecek nitelikte delil bulunmadığı" gerekçesiyle ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğinin anlaşılması karşısında, 1-Sanığın, kilitlenmek suretiyle koruma altına alınan araçtan hırsızlık suçunu işlediğinin anlaşılması karşısında; eylemin, 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b maddesine uyduğu gözetilmeden, kanıtların takdirinde yanılgıya düşülerek aynı Yasanın 142/1-e maddesiyle uygulama yapılması, 2-Kısmi iade nedeniyle yakınandan rızası sorularak, 5237 sayılı TCK’nın 168/4. maddesi yollamasıyla aynı Yasanın 168/1. maddesinin uygulama olanağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi, 3-Sanıklar ... ve ...'in hırsızlık suçunu işlediklerine ilişkin olarak aleyhlerinde yeterli delil bulunmamakta ise de, atılı suçun sanıklar tarafından işlenmediği kesin olarak da kanıtlanamadığından, iftira ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,4-Kabule ve uygulamaya göre de;a- Sanık hakkında iftira suçundan ceza tayin edilirken 5237 sayılı TCK’nın 61/5. maddesi uyarınca temel ceza belirlendikten sonra, zincirleme suç hükmü uyarınca artırım yapılıp, daha sonra da anılan Yasanın 269/2. maddesindeki etkin pişmanlık hükmü uyarınca cezada indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,b- Kasten işlemiş olduğu suçlardan, hapis cezasıyla mahkumiyetlerinin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin “a, b, c, d, e” bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'ın temyiz itirazı ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 19.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.