MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : YağmaHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Sanığın suç tarihinde, temyize gelmeyen sanık ... ve kimlikleri tespit edilemeyen iki kişi ile birlikte, gece vakti yakınanın evine gittiği, yakınanın sanık ...'yla daha önce birlikte yaşamaları nedeni ile kapıyı açıp sanığı ve beraberindekileri evine aldığı, sanık ...'nın yakınanı üzerinden çıkardığı bıçakla BTM ile giderilebilir şekilde yaraladığı, yakınanın yaralama olayı üzerine üzerindeki parayı verdiği, sanığın ve beraberindekilerin parayı aldıktan sonra yakınanın el ve ayaklarını kabloyla ve ağzını gömlekle bağlayarak, yakınanı yüzü koyun yatağa yatırıp, kafasına vurduktan sonra evde bulunan televizyon, telefon ve saati alarak evden ayrıldıklarının anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin 765 sayılı TCK'nın 499. maddesinin 1. fıkrası son cümlesindeki suçu oluşturduğu halde aynı Yasanın 497/2. maddesiyle ceza karşılaştırması yapılması ve eylemin 5237 sayılı Yasaya göre yağma ve kişiyi özgürlüğünden yoksun kılma suçlarını oluşturduğu ve buna göre aynı Yasanın 149/1. maddesindeki yağma suçunun yanı sıra anılan Yasanın 109/2-3-(a)-(b) maddeleri uyarınca da hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz olmadığından; yağma eyleminin konutta, silahla, gece vakti ve birden fazla kişi ile birlikte işlenmiş olması karşısında; eylemin TCK’nın 149. maddesinin 1. fıkrasının (a), (c), (d) bentlerinin yanı sıra (h) bendine de aykırı şekilde işlendiğinin gözetilmemesi, cezanın alt sınırından uzaklaşılması karşısında sonuca etkili görülmediğinden, bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; Sanığın TCK’nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanık hakkında uygulanmamasına karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde uygulama yapılması; Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkartılarak yerine, “Sanığın, TCK’nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanık hakkında uygulanmamasına,” cümlelerinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.