MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇLAR : Hırsızlık, Mala zarar verme, Konut dokunulmazlığını bozmaHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I-Sanıklar hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde, 5275 sayılı Yasanın 122. maddesi ile 647 sayılı Yasanın yürürlükten kaldırılmış olması ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCY.nın 50/5. maddesinde öngörülen düzenlemeye göre, hükmolunan cezanın tür ve miktarı bakımından, 5219 sayılı Yasa ile değişik 1412 sayılı CMUK.nın 305/1. maddesi gereğince hükmün temyizi olanaklı bulunmayıp kesin nitelikte olduğundan, sanıklar ..., ..., ... savunmanlarının temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK.nun 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE, II-Sanık ... hakkında hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesine gelince, Sanık ... hakkında işyeri dokunulmazlığını bozma suçu yönünden 5237 sayılı TCY’nın 53. maddesindeki haklardan yoksun bırakılmasına karar verilmemiş ise de, hükümlülüğün yasal sonucu olarak infaz aşamasında dikkate alınması olanaklı görüldüğünden bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre sanık ..., savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin istem gibi ONANMASINA, III- Sanıklar ... ve ... haklarında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz itirazlarına gelince, Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1)Yasa koyucu suç işlememiş olmasına karşın hakkında çeşitli nedenlerle cezasoruşturması yapılan ve bu süreçte kendisini yeterince savunamayacağı var sayılan bazı kişilerin yargılamalarının adil yapılabilmesinin sağlanması ve bu durumda olan kişilerin ceza almamalarındaki toplumsal yararı gözeterek, istemleri olmasa dahi zorunlu olarak müdafii atanmasını düzenlemiştir. Bu duruma 5271 sayılı Yasanın 74-2 ve 150. maddeleri örnek olarak gösterilebilinir. 5320 sayılı Yasanın 13/1. maddesinde Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince soruşturma ve kovuşturma makamlarının istemi üzerine baro tarafından müdafii ve vekile ücret ödeneceği, bunun yargılama giderinden sayılacağı, 5271 sayılı CMUK'nın 324. maddesinde yargılama giderinin neleri kapsayacağı ve aynı kanunun 325. maddesinde de bütün yargılama giderinin cezaya ya da güvenlik tedbirine mahkum edilen sanığa yükleneceği düzenlenmiş olması karşısında; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ...c maddesinde her sanığın kendi kendini savunmaktan başka kendisinin seçeceği ya da mali olanaklardan yoksun bulunuyor ve adaletin selameti gerektiriyorsa mahkemece görevlendirilecek bir avukatın parası ödemeksizin yardımından yararlanma hakkına da sahip olduğu belirtilmiş ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 90. maddesinin son fıkrasında usulüne uygun olarak yürürlüğe konulmuş Uluslararası sözleşmelerin yasa gücünde olduğu, Anayasa aykırılığı ileri sürülemeyeceği ve temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası sözleşmelerle yasanın aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkacak uyuşmazlıklarda uluslararası sözleşme hükümlerinin esas alınacağı belirtilmiştir. Anılan maddeye göre hakim uyuşmazlıklara temel hak ve özgürlükleri düzenleyen ulusal yasalarla, uluslararası sözleşmelerin çelişmesi durumunda şüphesiz ki uluslararası sözleşmelere göre hareket etme durumundadır. Bu açıklamalar ışığında mahkemece barodan yaşı küçük sanıklara 5271 sayılı Yasanın 150/3. maddesi uyarınca zorunlu savunman görevlendirilmesi nedeniyle bu sanıklar için görevlendirilen savunmana ödenen avukatlık ücreti ve sanıkların sosyal inceleme raporları alımı için ödenen bilirkişi ücretinin yargılama gideri olarak yüklenmesine karar verilerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ...c maddesine açıkça aykırı olduğunun düşünülmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... savunmanlarının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından sanık ... için “toplam 274 YTL” ve sanık ... için “toplam 409 YTL” olarak yazılan yargılama giderinin karar yerinden çıkarılıp yerine sanık ... için (toplam 4 YTL) sanık ... için (toplam 4 YTL) yazılmak suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.