MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇLAR : Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme, üye olma, yardım etme, yöneticiliğini yapmak, yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kasten yaralama, tehdit, uyuşturucu madde ticareti yapmak, 6136 sayılı Yasaya aykırılık, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet, Beraat, Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasınaYerel Mahkemece verilen hüküm sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... savunmanları, sanık ... ve vasisi, sanık ... tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02/04/2015 ve 14/12/2015 tarihli tebliğnameleri ile Daireye gönderilmekle, sanık ... ve savunmanı duruşma gününden usulen haber edildikleri halde gelmedikleri ve geçerli bir mazeret de bildirmedikleri anlaşılmakla adı geçen sanık yönünden duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre tayin edilen günde yapılan duruşma sonunda dosya okunarak gereği görüşülüp düşünüldü; Hükmedilen cezaların türü ve süresine göre sanıklar ..., ..., ..., ..., ... savunmanları ile sanık ... ve vasisinin duruşmalı inceleme istemleri ve sanık ...'in süresinden sonra olan duruşma isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'nın 318. maddesi gereğince REDDİNE, Soruşturmanın sonuçlarını içeren tutanaklar, belgeler ve sanık ... hakkında, mağdur ...'e yönelik yağma suçu yönünden duruşmalı inceleme sırasında ileri sürülen savunmalar doğrultusunda yapılan incelemede:I- Sanık ... hakkında, mağdur ...'a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama; sanık ... hakkında, yakınan ... ve mağdur ...'a yönelik tehdit; sanık ... hakkında, mağdurlar ... ve ...'a yönelik tehdit ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma; sanık ... hakkında, katılan ...'e yönelik yağma; sanıklar ... ve ...(Gidici) hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma; sanık ... hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün kısmen istem gibi ONANMASINA, II- Sanıklar ... ve ... hakkında, mağdur ...'e yönelik tehdit; sanık ... hakkında, uyuşturucu madde ticareti; sanıklar ..., ... ve ... hakkında, mağdur ...'a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma; sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında, mağdur ...'e yönelik tehdit; sanıklar ..., ... ve ... hakkında, katılan ...'a yönelik tehdit; sanıklar ..., ... ve... hakkında, mağdur ... ...'e yönelik yağma; sanık ... hakkında, mağdur ...'a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma; sanık ... hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık; sanık ... hakkında, suç işlemek amacıyla örgüt kurma-yönetme; sanık ... hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan örgütün yöneticiliğini yapma; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;Sanıklara yükletilen eylemlerin yasada öngörülen suç tipine uygun olarak nitelendirildiği,İddiaya, savunmalara ve toplanıp karar yerinde gösterilen yeterli kanıtlara göre belirtilen suçların sanıklar tarafından işlendiği,Soruşturma aşamalarında ileri sürülen iddia, itiraz ve savunmaların incelenip tartışıldığı ve kanıtlara uygun olarak değerlendirildiği,Yasal ve takdiri arttırıcı ve indirici nedenlerin gözetildiği,Duruşma sonunda oluşan vicdani kanı ve uygulama maddeleri uyarınca cezaların doğru olarak belirlendiği,Anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak,1- TCK'nın 53. maddesinin 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olması karşısında, bu hususun yeniden değerlendirilmesi lüzumu,2- Örgüt mensubu olduğunu ilişkin kanıt bulunmayan sanık ... hakkında, 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçu yönünden TCK’nın 58/9. maddesiyle uygulama yapılması,Bozmayı gerektirmiş, O Yer Cumhuriyet Savcısı; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... savunmanları; sanıklar ..., ..., ..., ... ve savunmanları; sanıklar ..., ..., ... ile sanıklar ... ve ... vasisinin temyiz dilekçelerinde ve sanık ... savunmanı Av. ... ... duruşmada ileri sürdükleri tüm itiraz ve savunmaları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle kısmen istem gibi BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, her bir hüküm fıkrasındaki TCK'nın 53. maddenin uygulanmasına ilişkin bölümler ile sanık ... hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçu yönünden TCK'nın 58/9. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımların çıkarılarak TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımlara, "Sanığın, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1. maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamasına” cümlesinin yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,III- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında, mağdur ...'ye yönelik yağma; sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında, katılan ...'e yönelik yağma; sanıklar ..., ... ve ... hakkında, yakınan ...'ya yönelik tehdit; sanıklar ..., ... ve ... hakkında, resmi belgede sahtecilik; sanıklar ... ve ... hakkında, uyuşturucu madde ticareti; sanık ... hakkında, yakınan ...'e yönelik tehdit; sanıklar ... ve ... hakkında, 6136 sayılı Yasaya aykırılık; sanık ... hakkında, mağdurlar ..., ... ve ...'a yönelik tehdit; sanıklar ..., ..., ... hakkında, suç işlemek amacıyla örgüt kurma-yönetme; sanık ... hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan örgütün yöneticiliğini yapma; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma; sanıklar ... ve ... hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesine gelince;Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak,1- UYAP sisteminden alınarak dosyaya konulan nüfus kayıt örneğinden sanık ...'nın 08.05.2015 tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında; ölüp ölmediğinin mahkemece araştırılarak, ölmüş olduğunun tespiti halinde hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK'nın 64/1. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,2- Sanıklar ..., ... ve ...'a yüklenen mağdur ...'ye yönelik yağma suçun alt sınırının 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektirmesi karşısında, savunmanları bulundurulmaksızın sorgularının yapılması,Sanıklar ..., ... ve ...'e yüklenen katılan ...'e yönelik yağma suçunun alt sınırının 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektirmesi karşısında, sanık ...'ın savunmanı bulundurulmaksızın sorgusunun yapılması,Sanıklar ... ve ...'in de savunmanları bulundurulmaksızın istinabe suretiyle sorgularının yapılması suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 150/3, 196/2 ve 188/1. maddelerine aykırı davranılması suretiyle savunma haklarının kısıtlanması; mağdur ...'ye yönelik eylem yönünden sanıklar ..., ... ve ...'nun eylemleri ile sanık ...'un suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme eyleminin; katılan ...'e yönelik eylem yönünden de sanık ...'ın eyleminin bu suçlarla bağlantılı olması,3- Sanık ...'nun 26.07.2009 tarihinde, üzerinde kendi fotoğrafı yapıştırılmış ve sanık ... adına düzenlenmiş sahte kimlikle yakalandığından bahisle sanıklar ..., ... ve ...'nun hükümlülüğüne karar verildiği somut olayda; sanık ...'nun 06.12.2010 tarihli oturumda alınan savunmasında: “...araçta ... ile birlikte yakalandığımızda üzerimde ... adına kimlik vardı, onu da ibraz ettim, davası 1. Asliye Ceza Mahkemesinde görülmektedir.” şeklinde beyanda bulunduğunun ve UYAP sisteminden yapılan adli sicil kaydı sorgulamasından; sanık ...'nun, ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/1031 Esas ve 2011/686 Karar sayılı ilamı ile sahtecilik suçundan TCK'nın 204/1, 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla hükümlülüğüne karar verildiği ve kararın 13.05.2015 tarihinde kesinleştiği, suç tarihinin de 26.07.2009 olduğunun anlaşılması karşısında;a- 26.07.2009 tarihinde sanık ...'nda ele geçirilen sahte kimlikle ilgili olarak kamu davası açılıp açılmadığı araştırılıp, açıldığının tespiti halinde de dava dosyası getirtilip incelendikten sonra, sahtecilik suçu yönünden sanık ...'nun hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, b- Sahtecilik suçunun, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlendiğine ilişkin kanıtların nelerden ibaret bulunduğu karar yerinde açıklanıp tartışılmadan, sanık ... hakkında, TCK'nın 220/5. maddesi yollamasıyla hükümlülüğüne karar verilmesi,c- Sanık ...'in, sahtecilik suçuna katıldığına ilişkin hükümlülüğüne yeter, inandırıcı, kesin, somut ve hukuka uygun kanıtlar bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine, yazılı biçimde mahkumiyetine karar verilmesi,4- Sanıklar ... ve ... hakkında, 26.07.2009 tarihinde ele geçirilen uyuşturucu madde ile ilgili olarak İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.04.2010 tarih, 2009/329 Esas ve 2010/92 Karar sayılı kararıyla hükümlülük kararı verildiği ve iş bu kararın da 14.09.2010 tarihinde kesinleştiğinin anlaşılması karşısında; sanıklar ... ve ... hakkında, uyuşturucu madde ticareti suçundan açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde uygulama yapılması,5- Sanık ...'in, yakınan ...'den olan alacağını tahsil etmesini sanık ...'ten talep etmesi üzerine, sanık ...'in borcunu ödemesi konusunda yakınanı tehdit ettiğinin anlaşılması karşısında; sanık ...'in hukuki ilişkinin tarafı olmadığı ve bu bağlamda eyleminin yağmaya kalkışma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde tehdit suçundan hükümlülüğüne karar verilmesi,6- 21.05.2009 tarihinde yapılan aramalar neticesinde değişik yerlerde sanıklar ... ve ...'na ait oldukları belirlenen 4 adet vahim nitelik arz etmeyen tabanca, 1 adet vahim nitelikte uzun namlulu silah ve 1 adet kamanın ele geçirildiğinin anlaşılması karşısında; sanıklar ... ve ...'nun eylemlerinin bir bütün halinde 6136 sayılı Yasanın 13/2. maddesine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden, ayrıca ele geçirilen kama nedeniyle de aynı Yasanın 15/1. maddesi uyarınca hükümlülüklerine karar verilmesi,7- Mağdur ...'ın 05.02.2009 tarihli kolluk anlatımında özetle, “......'e ortalama 150.000 TL borç para verdim, o da karşılığında vadeli kendi çeklerini verdi. Daha sonra ... 300-400 milyarlık araba jantı getireceğini söyledi. Hatta galericilik yapan Sedat Akkuş ve oğlu ...'tan da ortak olma için 150.000.- TL para aldı. Bana da 'Bu işte sen de ortak ol' dedi. Başlangıçta kabul ettim, ancak daha sonra param olmadığı için vazgeçtim. da bana 'Bu işten vazgeçme olmaz, ben senin sözünle yola çıktım' dedi. Yaklaşık 3 hafta kadar evvel arkadaşı olan 'Kumaş oto yıkama' isimli iş yerinin sahibi olan ...'ın yanına çağırdı, ... ve ... ile oturup çay içtik. bana 'Sen arabanı yıkat, benim arabamla biraz gezmeye gidelim' dedi. . da '.. nasıl götürmüş isen geriye aynı şekilde getir' dedi, hatta kendisi de gelmek istedi, ancak ... bunu kabul etmedi. Biz 'a ait araç ile yola çıktık, ... Otobanına çıktık, saat 21.00 sıraları idi, nereye gittiğimizi sorduğumda gezdiğimizi söyledi, ... gelmeden ... Beldesinde arabayı durdurdu ve aşağı inmemi söyledi, ben de indim, ben aşağı inmemle belinden silahını çıkararak ağzına mermi verdi ve bana '100.000.- TL daha para bulmazsan seni öldüreceğim' dedi. Ben de kendisinden kurtulmak için 'tamam' dedim. Kendisini ikna ettikten sonra tekrar Kumaş oto yıkamaya geri döndük, belindeki silahı çıkartarak ... çekmecesine bıraktı. Ben oradan ayrıldım, daha sonra 'a görünmemek için kaçmaya ve saklanmaya başladım, telefonlarımı değiştirdim, evime dahi gidemiyorum.” şeklinde beyanda bulunduğu; mağdurun 18.05.2009 tarihinde kollukta verdiği ek ifadesinde ise: “05.02.2009 tarihinde vermiş olduğum ifademde ... isimli şahıstan şikayetçi olmuştum, şikayetçi olduğum tarihten bu zamana kadar ... ile daha önce ifademde belirttiğim hususlarda aramızda anlaşmazlık kalmadı, bu şahıs artık beni tehdit etmemektedir, bu şahısla bir daha karşılaşmak istemiyorum, bu yüzden kendi rızamla şikayetten vazgeçiyorum.” şeklinde beyanda bulunduğu;Sanık ...'in 19.02.2010 tarihli kolluk anlatımında özetle, “...... ile aralarında karşılıklı hatır çeki alıp vermek suretiyle ticaretinin olduğunu, bunun tam tutarının muhasebe kayıtlarında bulunduğunu,... ve ...'un aile dostları olduğunu ve ... oto jantı getirdiği zamanlarda dolardaki kur artışı nedeniyle kendilerinden borç para aldığını, 2007 yılında .. 350 milyarlık jant ithal ettiğini, tam bu dönemde ... tarafından 200 milyar ve bir ev tapusu olarak dolandırıldığını, maddi krize girdiğini, mallarının gümrükte beklemesi nedeniyle ...tan 170 milyar lira borç aldığını, ancak borcunu ödeyemediğini, borcuna karşılık 170 milyarlık çek verdiğini, ... borç parayı isterken jant satışından para kazanırsa 2. parti ithalatta ortaklık teklif ettiğini, ancak zarar ettiğinden bu ortaklığın gerçekleşmediğini, ...'ın kafasına kesinlikle silah dayayıp tehdit etmediğini, kendisini alıkoymadığını, hatır çeki alışverişi nedeniyle aralarında zaman zaman tartışmaların olduğunu” beyan ettiği; sanığın Cumhuriyet Savcılığında alınan beyanlarında da, “... ... arkadaşım olması nedeniyle ticari olarak zor durumda olduğumdan bana yardım etti, aramızda çek alışverişi oldu, sonuç olarak kendisinin bana 200 milyarlık borcu oluştu, ancak bu şahıs beni ve başkalarını dolandırarak ortadan kayboldu, kendisine ulaşmaya çalıştım, ancak ulaşamadım, kendisini kaçırıp kafasına silah dayadığım iddiasını kesinlikle kabul etmiyorum.” şeklinde beyanda bulunduğu ve kovuşturma aşamasında da, önceki ifadelerini tekrar ettiği;Tanık ...'ın 19.02.2010 tarihinde Cumhuriyet Savcılığında şüpheli sıfatıyla alınan beyanında özetle, “...Ben ...'ı tanırım, kendisini ...'in ortağı olarak tanırım. Ancak aralarında zaman içerisinde anlaşmazlıklar oldu, ihtilafa düştüler. Benim o tarihlerde her ikisi ile de ilişkilerim iyi olduğundan her ikisini de dinliyordum, ancak arabuluculuk konusunda bir eylemim olmadı.” şeklinde beyanda bulunduğu;Tanık ...'un da 17.02.2010 tarihli kolluk anlatımında özetle, “...... ve ... isimli şahısları tanırım. 2008 yılının ortalarında ... bana gelerek 'Jant işinin çok karlı olduğunu, uzak doğu ülkelerinden jant ithal ederek satabileceğimizi' söyledi, ben de bankadan 115.000.- TL kredi çekerek ... verdim. Bu işle ilgili olarak bildiğim kadarıyla bir şirket kurmadık, ben kar ortağı idim, benim verdiğim para kadar ... da para koyarak jant işini yapacaktık. Bu ortaklıkta benim payım %50 idi, ancak ben ...'ın da bu ortaklıkta yer alacağını duymuştum, ama kalan %50 payı ... ile aralarında nasıl anlaştılar bilmiyorum, ... ne kadar para koyduğunu da bilmiyorum. Ben parayı verdikten tahmini 40 gün sonra hatırladığım kadarıyla jantlar ... geldi ve ...'in dükkanına malları indirdik. Birkaç gün sonra babama gelerek 'Kaan tarafından dolandırıldığını, dükkana ve bütün mallara haciz gelebileceğini' söyleyip malları kaçıralım dedi. Biz bunu kabul etmedik. Bir hafta sonra dükkanda jantların olmadığını gördüm, ... jantları ne yaptığını sorduğumda sattığını söyledi. ... paramı geri istediğimde bana 50.000 TL.lik üç adet çek verdi, birini ödedi, ikisini ödemedi. Bu jant işinden sonra Kaan'ın ortadan kaybolduğunu ve 'un onu bulmak için uğraştığını biliyorum.” şeklinde beyanda bulunduğunun anlaşılması karşısında;Öncelikle, iddia ve savunma doğrultusunda sanık ...'in ... jant ithal edip etmediği, jant ithalatı konusunda sanık ile mağdur arasında yazılı bir sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, sanık ile mağdur arasında çek alış verişi olup olmadığı, varsa bunun miktarı, gerektiğinde sanığın muhasebe kayıtları ve ticari defterleri de incelenmek suretiyle tespit edildikten ve sanıktan alacak-borç ilişkisini kanıtlayacak belge ve diğer delilleri sunması istenip, sanık ile mağdur arasında varsa alacak miktarı belirlenerek, gereğinde mağdurun bu yöndeki açıklayıcı beyanı saptandıktan sonra, sanığın tehditle mağdurdan talep ettiği miktarla orantılı olup olmadığı belirlenerek; sonucuna göre eylemin hukuki vasfının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yetinilip, yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi, 8- Mağdur ...'ın soruşturma aşamasında kardeşi vasıtasıyla gönderdiği dilekçesinde özetle, “...lastik bayiliği yapan sanık ile 2006 yılından itibaren açık hesap, çeksiz ve senetsiz olarak çalıştığını, bu şekilde çalışmalarının 2008 yılına kadar sürdüğünü, daha sonra ödemelerini çek ile yapmasını istediğini, bu konuda kendisine baskı yaptığını, bunun üzerine çek karnesini alıp sanığın iş yerine gittiğini, borcuna karşılık çek kestiğini, sanığın 'Jant ithal edeceğini, fazla çeke ihtiyacı olduğunu' söyleyerek kendisinden fazla çek kesmesini istediğini, kendisinin de hatırladığı kadarıyla 10.000.- TL kadar fazla kestiğini; sanıktan .plakalı aracı satın alıp 28.000.- TL'sini ödediğini, geri kalanı için de çek verdiğini; sanığın sürekli olarak kendisinden çek istediğini, sanığın bu çekler karşılığında bankalardan kredi kullandığını öğrendiğini, bankaların çeklerini artık riskli gördüğünden sanığın kredi kullanamaz olduğunu, ağabeyi...'tan kendisinin çek alıp sanığa verdiğini, bu çekin de zamanında ödenmediğini; sanığın bir akşam kendisini dükkanına çağırıp kendisine 'Çok sıkıştığını, evini bankaya ipotek ettirip kredi çekip çekemeyeceğini' sorduğunu, kendisinin de “Evimi satıp borçlarımı” ödeyeceğim deyince sanığın sinirlendiğini, kendisine vurup etkisiz hale getirdiğini, dükkanın arka tarafında kendisini tartakladığını, sanığın eşi .. Hanımın araya girmeye çalıştığını, ancak sanığın onu da ittirip 'Sen karışma' dediğini, bir şekilde oradan çıktığını; sanığın sürekli kendisini arayıp tehdit ettiğini, para bulmasını istediğini, sattığı arabayı geri istediğini, ödediği paraların ne olacağını sorduğunda 'Düzenli ödeme yapmadığı için arabanın değerinin arttığını' söylediği, ödediği paranın borcunun bir kısmına saymasını istediğini, ancak kabul etmediğini, elden yaptığı ödemelerin belgelerini alamadığını, defalarca dükkanına gelip tehditler savurduğunu; ... isimli bir arkadaşı vasıtasıyla ... isimli birinden 7.000.- TL alıp 5.000.- TL sini sanığa verdiğini; sanığın kendisini aracına bindirip otobana çıkarttığını, yol kenarında kendisini araçtan indirip çömelmesini isteyerek 'Seni öldüreyim mi' diye bağırdığını, atak yaşadığı için sonrasını hatırlayamadığını, daha sonra kendisini aldığı yere bıraktığını; dükkanına sürekli tanımadığı adamlarla gelip silahıyla tehditler savurduğunu; kendisine 100.000.- TL borcu olduğunu söylediklerini, sürekli ödeme yaptığı halde borcunu bitiremediğini, halasının oğlunun kredi kartından 19.000.- TL çekim yaptığını, resmi borcunun çok olmadığını, resmen sömürüldüğünü; ... plakalı aracın 28.000.- TL'sini ödediği halde satışını vermediğini, çeklerini geri vermediğini, sürekli kendisini borçlu çıkardığını ve tehdit edip zorla para aldığını, icraya konan çeklerine karşılık adliyede taahhütname aldığını, sürekli borç ödediğini, borcu olmayan çekleri dahi icraya verdiğini, bir kısmını da ne yaptığını bilmediğini; sanığa borcu varken bunu inkar etmediğini, hep ödemeye çalıştığını, ama araca ödediği paralar da olduğu için kendisinden o dönem itibarıyla alacaklı durumda olduğunu; sanıktan şikayetçi olduğunu” beyan ettiği; mağdurun kovuşturma aşamasında talimatla alınan ifadesinde, “ ...sanıkla ticari ilişkimiz vardı. Kendisinden lastik alır ve aldığım mallara karşılık haftalık 2.500-3.000.- TL nakit para öderdim. Daha sonra kendisi ödemelerimi çek ile yapmamı istedi. Sanığa çek vermek istemedim. Çünkü kendisi o tarihlerde piyasadan çek toplayarak bankalardan kredi çekiyordu. Çek kullanmamda ısrarcıydı. Kendisiyle daha sonraki alış verişlerimde çek kullanmaya başladım. Kendisinden aldığım malların bedelini ödedikten sonra kendisine 2 adet 10.000.- TL, 1 adet 12.000.- TL, 2 adet 6.000.- TL, 1 adet 14.000.- TL bedelli çekleri hatır çeki olarak verdim. Belli bir zaman sonra verdiğim hatır çeklerini ödememi söyledi. Ben çekleri ödemedim ve daha sonra beni tehdit etmeye başladı. Bir süre sonra tehditler nedeniyle dükkanıma da gidemedim. Baskıları artınca kendisine çek bedellerini elden ödedim. Buna ilişkin ödeme makbuzları dosyada bulunmaktadır. Daha sonra çekleri avukatına vererek icra takibine koydu ve tekrar ödemek zorunda bırakıldım. Ancak ekonomik durumum ödememe el vermedi. Beni bir gece arayarak yarın ... caddesindeki dükkanıma gelmemi söyledi. Ertesi gün dükkanıma gittiğimde 35 BRL 25 plakalı aracına bindirerek otobana götürdü ve yere çökmemi söyledi, belinde silah vardı. Panik atak hastası olmam nedeni ile olayın geri kalan kısmını hatırlamıyorum. Sonraki aşamada tehditleri devam etti. Dükkanıma yanında 2-3 kişi ile gelerek çeşitli defalar bana baskı yaptı. Hem yüz yüze, hem de telefonla defalarca tehdit etti. Yukarıda anlattığım nedenlerden dolayı iflas ettim ve iş yerimi kapatmak zorunda kaldım. O dönemler taahhüdü ihlal suçundan yakalanmam olduğu için ifademi kardeşimle göndermiştim. Sanıktan şikayetçiyim.” dediği; mağdurun mahkemeye sunduğu 02.12.2013 tarihli dilekçesinde ise, “...sanık hakkında bana yaptıklarından dolayı ve benden borcumdan fazla para istemiş olmasından dolayı şikayetçi olmuştum. Bugün geldiğimiz ortamda sanık, aramızdaki ticari borç ve alacak ilişkisini doğru yere koymuş ve aramızda bu nedenle bir borç ilişkisi kalmamıştır. Hastalığım ve yüksek korkularım nedeniyle yaşadıklarımı abartmış olabilirim. Şikayetimi geri alıyorum” şeklinde beyanda bulunduğu;Sanığın aşamalardaki savunmalarında özetle, “... benim tali bayimdi, kendisinin bana borcu vardı, ancak ödeyemedi. Ben ona bir çek verdim, çeki kırdırmasını istedim, çeki kırdırıp parayı bana verdi. Çeki de borcuna karşılık ... ödeyecekti, ancak ödemedi, çekin vade günü o güne kadar tanımadığım .. isimli şahıs iş yerime geldi ve ileri geri konuştu, ... arayıp çeki ödemesini istedim, ancak ödemedi, ben para bulmaya çalışıyordum, ... isimli şahsı kesinlikle tehdit etmedim.” şeklinde ifade verdiğinin anlaşılması karşısında;Öncelikle, mağdur tarafından sanığa hatır çeki verilip verilmediği, verilmişse miktarları belirlenip, mağdurun sanıktan araç satın alıp almadığı, satın aldığının belirlenmesi halinde mağdurun bu araca istinaden sanığa ödeme yapıp yapmadığı tespit edilip, aralarında ticari ilişki bulunduğu anlaşılan sanık ve mağdurun ticari defter ve muhasebe kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp, sanık hakkında mağdur aleyhine başlatılan tüm icra takip dosyaları getirtilip incelendikten ve taraflardan alacak-borç ilişkisini ve yapılan ödemeleri kanıtlayacak belge ve diğer delilleri sunmaları da istenmek suretiyle, sanık ile mağdur arasında alacak miktarı belirlenip, sanığın tehditle mağdurdan talep ettiği miktarla orantılı olup olmadığı belirlendikten sonra, sonucuna göre sanık ...'in mağdur ...'a yönelik eylemi nedeniyle hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde tehdit suçundan hükümlülük kararı verilmesi,9- TCK'nın 220. maddesi kapsamında bir örgütün varlığından bahsedebilmek için en az üç kişinin suç işlemek amacıyla bir araya gelmesi, bu kişiler arasında devamlılık içeren katı veya gevşek bir hiyerarşik bir ilişki bulunması, bu kişilerinörgüt araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye muktedir olması gerekir. Suç işlemek için anlaşmada ise; suç işlemek üzere iradelerin bir araya gelmesi söz konusudur, burada da devamlılık vardır. Ancak örgütlenme yoktur.Suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün varlığından bahsedebilmek için örgütün hangi suç ve/veya suçları işlemek amacıyla kurulduğu da tespit edilmelidir. Çünkü örgütün amacı bir suç programını gerçekleştirmektir. Yani belirsiz sayıda suç işlemektir. Suç sayılmayan, ancak hukuka aykırılık teşkil eden fiilleri gerçekleştirmek için kurulmuş ise, amacı kanunda suç olarak tanımlanan fiilleri işlemek olmayan bir örgütlenme bu anlamda algılanamaz.Suç örgütü kurma ve yönetme ile örgüte üye olma, suçları yönünden suç örgütünün işlemeyi amaçladığı suç ve/veya suçların en azından hazırlık hareketi ile ilgili ciddi bulgu, emare ve/veya delil olmalıdır. Suç örgütü kurma bağımsız bir suç kabul edildiğine göre, amacı olmayan bir örgütlenmede, suç örgütünün bir veya birkaç amaçla suç işlemesi için kurulmalı ve suçların işlenmesine dair TCK’nın 220/1. maddesinde gösterilen unsurlar ile ilgili bulgulara ulaşılmalıdır.Suç örgütü kavramının klişe, basmakalıp ve soyut cümlelerle belirlenip, her eylemde uygulanması da isabetli olmaz. Bazen bir suç örgüt yöneticisi bizzat veya başka örgüt ile müşterek fail olarak suç işlediğinde TCK'nın 37. maddesi, azmettirmesinde ise TCK'nın 38. maddesi tatbiki düşünülür. Örgüt yöneticisi katılmayıp, örgüt mensuplarınca örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen tüm suçlarda ise örgüt yöneticisi TCK'nın 220/5. maddesine göre sorumludur.Suç örgütü ve/veya örgütlerin yapısı ve yapılanması netleştirilip, bu suç örgütü ve/veya örgütleri ile ilgili faillerin suçları örgüt ile ilgisi olmayan faillerin ve eylemlerin ayrımı ile olacaktır.Bu husus etkin soruşturma ve/veya kovuşturma ile saptanabilir. Hal böyle olunca, telafisi olanaksız hatalara düşülmemesi, insan hak hürriyetlerinin ihlalini önlemek için bir zorunluluk olduğu unutulmamalıdır.Suç işlemek için örgüt kurmak iştirak kavramına yakındır. Ancak birkaç noktada iştirakten ayrılır. İştirak, şerikler arasında anlaşma net bir şekilde belirlenmiş olan bir veya birden fazla suç işlemek içindir. İşlenecek suçun sayısı, konusu ve mağdur bellidir.İştirak gereği suç işlendiğinde anlaşmanın gereği yerine gelmiştir. Yeni bir suç işleme söz konusu değildir.Suç işlemek için örgüt kurmada bir veya birkaç suç işlendikten sonra daha programlanmış suçları işlemek için örgüt devam eder. Örgüte iştirak eden failler işlenen suçtan dolayı iştirak gereği cezalandırılır, yani katkıda bulunana uygulanır. Örgüt kurucuları, kendi başlarına veya başkaları ile anlaşma yapılmasını başlatandır ve faaliyeti ile de örgütün doğmasına sebebiyet vermektedir. Örgüt yönetenler ise, üst pozisyonda kolektif faaliyeti kısmen veya tamamen düzenleyen, koordine edenlerdir. Örgüte sonradan katılmak ile iş bölümü gereği bir görev üstlenen örgüt üyesi olur. Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen, yardım eden kişi de örgüt üyesi sayılacaktır.Suç örgütü vasıtasıyla suç teşkil eden fiil gerçekleşmelidir. Yasal dayanak olmaksızın yalnızca isnat edilen suçların aynı olduğundan bahisle (özellikle suç örgütü kurma veya yönetme adı altında) uygulama da yapılamaz.Bu açıklamalar karşısında; Suç işlemek amacıyla örgüt kurma-yönetme suçundan hakkında hükümlülük kararı verilen sanıklar ... ve ... ile suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmakla suçlanan sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'in; Suç işlemek amacıyla örgüt kurma-yönetme suçundan hakkında hükümlülük kararı verilen sanıklar ... ve ... ile suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmakla suçlanan sanıklar ..., ..., ..., ... ve ...'ın; Suç işlemek amacıyla örgüt kurma-yönetme suçundan hakkında hükümlülük kararı verilen sanık ... ile suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmakla suçlanan sanıklar ... ve ...'ın; Suç işlemek amacıyla örgüt kurma-yönetme suçundan hakkında hükümlülük kararı verilen sanık ... ile suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmakla suçlanan sanıklar ..., ... ve ...'ın, devamlılık içeren kanunun suç saydığı fiilleri işlemek (suç işleme programı altında) amacı ile bir araya gelip aralarında sıkı veya gevşek hiyerarşik bir bağın bulunduğuna, hiyerarşik yapılanmayı gösteren emir komuta zinciri ile altlık üstlük ilişkisinin varlığına ve adı geçen sanıkların faaliyetleri ile örgütün doğmasına veya üst pozisyonda kolektif faaliyeti kısmen veya tamamen düzenleyip koordine ettiklerine ilişkin kesin, inandırıcı kanıtlar karar yerinde açıklanıp tartışılmadan, bazı tape kayıtlarından bahsedilip bunları dahi göstermeden, genel, soyut ve geçişli ifadelere yer verilmek suretiyle;Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında, TCK'nın 220/1-3; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında, TCK'nın 220/2-3; sanık ... hakkında TCK'nın 220/7. maddesi yollamasıyla 220/2-3. maddeleri uyarınca; Sanık ... hakkında, mağdur ...'a; sanıklar ..., ... ve ... hakkında da, yakınan ...'ya yönelik tehdit suçları yönünden, uygulama olanağı bulunmayan TCK'nın 106/2-d ve 58/9. maddeleri uyarınca uygulama yapılması,10- TCK'nın 53. maddesinin 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olması karşısında, bu hususun yeniden değerlendirilmesi lüzumu,Bozmayı gerektirmiş, O Yer Cumhuriyet Savcısı; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... savunmanları; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve savunmanları; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...; sanık ... vasisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında, mağdur ...'ye yönelik yağma; sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında, katılan ...'e yönelik yağma; sanık ... hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme suçları yönünden diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenlerle kısmen istem gibi BOZULMASINA, sanık ... hakkında, yakınan ...'e yönelik tehdit suçu ile sanık ... hakkında, mağdurlar ... ve ...'a yönelik tehdit suçları yönünden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine ilişkin sanıklardan ... yönünden Üye ...'un muhalefetine karşı oy çokluğu, diğer sanıklar yönünden 20/01/2016 günü Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ...'in katıldığı oturumda, sanıklar ve savunmanlarının yokluklarında açıkça ve yöntemince okunup anlatıldı.KARŞI OY:Dava konusu bir eylemi bulunmayan sanık ...'nun aleyhinde, kovuşturma evresinde önceki ifadesini kabul etmeyen sanıklardan ...'nun, soruşturma aşamasındaki beyanları ile bir kısım sanıkların tespit edilen konuşmalarında adının geçmesi dışında, örgüt kurucusu ve yöneticisi ...'nun talimatları ile hareket ederek atılı kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan silahlı suç örgütü üyesi olduğuna ilişkin, savunmasının aksini gösterir, mahkûmiyetine yeter, kesin ve inandırıcı kanıtların neler olduğu gösterilmeden, hakkında verilen mahkûmiyet kararının bozulması gerektiği görüşündeyim.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
İtirazın iptali davasında takipte talep edilen faiz için dava açılmamış olması -faiz üzerinden inkar tazminatına hükmedilemeyeceği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı vekilleri Avukat O.K. ve M.K.geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avu
Sahte fatura kullanma-zamanaşımı
Mahkemesi : ... Asliye Ceza213 sayılı Vergi Usul Kanununa muhalefet suçundan sanık ...'ın aynı Kanun'un 359/b-1 ve 5237 sayılı TCK'nun 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddele
Tapuya güven ilkesi - Kötüniyet iddiasının itiraz niteliğinde olduğu
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TAZMİNAT (TERDİTLİ)Taraflar arasında birleştirilek görülen tapu iptali ve tescil, tazminat (terditli) davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... v
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?