Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2478 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16791 - Esas Yıl 2011





Tebliğname No : 6 - 2009/26249MAHKEMESİ : Köprübaşı (Manisa) Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 23/10/2008NUMARASI : 2008/10 (E) ve 2008/49 (K)SUÇ : Hırsızlık Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak, 1- Sanıklar hakkında hüküm kurulurken ceza hesaplaması sırasında yıl ve ay hesabının birbirine karıştırılması suretiyle eksik ceza tayini, 2- Hırsızlık suçundan, temel ceza alt sınırdan belirlendiği halde eylemin geceleyin gerçekleştirilmesi nedeniyle 5237 sayılı TCK’nun 143. maddesiyle yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeden, en üst hadden artırım yapılması, 3-5237 sayılı TCK.nun 145.maddesindeki “malın değerinin azlığı” kavramının, 765 sayılı TCK.nun 522.maddesindeki “hafif” veya “pek hafif” ölçütleriyle her iki maddenin de cezadan indirim olanağı sağlaması dışında benzerliği bulunmadığı, “değerin azlığının” 5237 sayılı Yasaya özgü ayrı ve yeni bir kavram olduğu, Yasa koyucunun amacı ile suçun işleniş biçimi ve olayın özelliği de gözetilmek suretiyle, daha çoğunu alma olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak da gerekiyorsa ceza vermekten vazgeçilebileceği ölçüdeki düşük değerler esas alınmak, yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanmak koşuluyla uygulanabileceği düşünülmeden, yakınanların traktörlerinin depolarının neredeyse boşaltılması şeklinde gelişen somut olayda koşulları bulunmadığı halde, bu maddeye sevk amacının dışında yorumlar getirilerek anılan madde uyarınca cezadan indirim yapılması, 4- Sanık R.. Ç..’in suç tarihi itibariyle 12-15 yaş gurubunda olduğu gözetilerek hükmolunan kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesi uyarınca, anılan Yasa maddesinin birinci fıkrasında belirtilen tedbirlerden birine çevrilmesi gerektiğinin düşülmemesi, 5- 12-15 yaş grubunda olan sanık R.. Ç.. hakkında 5395 sayılı Yasanın 35. maddesi uyarınca sosyal inceleme raporu aldırılmasının zorunlu olduğunun gözetilmemesi, 6- 5237 sayılı TCY.nın 2. maddesinin “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz” hükmünü içerdiği, yaşı küçük sanıklar hakkında hangi hallerde çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanabileceğinin aynı Yasanın 31. maddesinde açık olarak belirtildiği, çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin ne olduğunu gösteren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 11. maddesinde de “Bu Kanunda düzenlenen koruyucu ve destekleyici tedbirler, suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından, çocuklara özgü güvenlik tedbiri olarak anlaşılır.” hükmü karşısında; sanık R.. Ç.. hakkında uygulama koşulları bulunmadığı halde, ayrıca 5395 sayılı Çocuk Koruma Yasasının 5. maddesi uyarınca tedbir kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık R.. Ç.. savunmanı ile sanık İ.. Ç..’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle kısmen istem gibi BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 Sayılı CMUK.nun 326/son maddesinin gözetilmesine, 19.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.