Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2369 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9229 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Ağır Ceza MahkemesiSuç : TehditYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay 22. Ceza Dairesinin 13/11/2015 tarihli görevsizlik kararı ile dosya Dairemize gönderilerek başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Adli sicil kaydından tekerrüre esas hükümlülüğünün bulunduğu anlaşılan sanık hakkında, TCK'nın 58/6-7. maddesi ile uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulu'nun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1- Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanık ile katılan .. ..'ın pazarlama elemanı olarak çalıştığı .. .. . ... ... ... İnş. San. Tic. İth. İhr. Ltd. Şti. arasında yapılan ticari mal alışverişi nedeniyle alacak–borç ilişkisinin bulunduğu, sanığın adı geçen şirketten aldığı mallara karşılık olarak çek ve senet verdiği, bunlardan 28/06/2008 keşide tarihli 3.000 TL bedelli, 10/06/2005 tarihli 4.864 TL bedelli çekler ile ilgili olarak şirketin cirosuna istinaden katılan .. tarafından, sanık aleyhine suç tarihinden 10 gün önce 02/09/2005 tarihinde .. .. .. Müdürlüğünün 2005/10417 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, sanığın savunmasında şirketten aldığı malları iade etmesi nedeniyle bedelsiz kalan çeklerinin iade edilmediğini söylemesine karşılık, katılanın şikayetinde pazarlama elemanı olarak çalıştığı şirketten 24.500 TL tutarında mal alan sanığın bunların bedelini ödemediğini, Av. .. ..'ın yanında haftalık ödeme planı yaparak yazıya döktüklerini, olay gecesi de borcunu ödeyeceğini söyleyerek kendisini iş yerine çağırıp eline aldığı çekiçle tehdit edip açık bir bono ve borçlu olmadığına dair ibraname aldığını söylediği, bono ve ibranamenin soruşturma aşamasında sanık tarafından teslim edilerek adli emanete alındığı olayda, .. ... ... ... .. İnş. San. Tic. İth. İhr. Ltd. Şti.'nin yetkilisi ile katılanın beyanında adı geçen Av. .. .. tanık olarak dinlenip, şirketin ticari defter ve kayıtları da inceletilerek sanık ile katılanın çalıştığı şirket arasındaki alacak–borç ilişkisine dair deliller toplandıktan sonra, sanığın adı geçen şirketten alacaklı olup olmadığı belirlenerek, tanık .... aşamalardaki beyanları arasındaki aykırılıklar da giderilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesinin gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile yetinilip yargılamaya devamla yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle hüküm kurulması, kabul ve uygulamaya göre ise; kararın gerekçesinde “Sanığın olay günü katılanı borcunu ödeyeceğini söyleyerek iş yerine çağırdığı, burada eline çekiç alarak 'seni öldürürüm' demek sureti ile zorla senet ve ibraname imzalattığı” belirtilerek sanığın katılana borçlu olduğu kabul edildiği halde, TCK'nın 150/1. maddesinin delaleti ile 106/2-a maddesi ile uygulama yapılarak gerekçe ile uyumlu olmayan şekilde hüküm kurulması,2- 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK'nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,Bozmayı gerektirmiş, sanık .. .. ve savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, 28/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.