Tebliğname No : 6 - 2010/161756MAHKEMESİ : Malatya 3. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 25/12/2009NUMARASI : 2009/407 (E) ve 2009/921 (K)SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:1-) 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141/3. maddesinde; “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır.” Buna paralel hüküm içeren 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nın 34. maddesinde de “Hakim ve mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dahil gerekçeli yazılır.” hükümleri yer almaktadır.Gerekçe; hükmün dayanaklarının akla, hukuka ve maddi olaya uygun açıklamasıdır. Gerekçenin dosyadaki bilgi ve belgelerin yerinde değerlendirildiğini gösterir biçimde; geçerli, yasal ve yeterli olması gerekir. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi yasa koyucunun amacına uygun düşmez ve uygulamada keyfiliğe yol açar.Mahkumiyet hükmünün gerekçesinde gösterilmesi gereken noktalar ise 5271 sayılı CMK'nın 230. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre sırayla; a) İddia ve savunma, bunların dayandırıldığı ve mahkemece toplanan kanıtların neler olduğu,b) Kanıtların tartışılması, değerlendirilmesi ve reddedilen veya kanıtlama yönünden üstün tutulan ve kabul edilen kanıtlar ve nedenleri,c) Tüm bunların ışığında ulaşılan kanı; sanığın suç oluşturduğu kabul edilen eylemi, bunun yasal unsurları ve nitelendirmesi, uygulanacak kanun maddesi, d) Cezayı ağırlatan ve hafifleten yasal ve değerlendirmeye bağlı nedenlerle cezayı kaldıran yasal nedenlerin bulunup bulunmadığı, bunlara ilişkin istemlerin kabul veya reddiyle temel cezanın belirlenmesine ilişkin nedenler, e) Cezanın ertelenmesine, tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirinin uygulanmasına yönelik veya bu konulardaki istemlerin kabul veya reddine ilişkin dayanaklar gösterilecektir. Ayrıca 5271 sayılı CMK'nın 232/6. maddesi uyarınca hükmün esasını oluşturan hüküm fıkrasında kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvurma olanağı varsa süresi, şekli ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir. Açıklanan bu usul kuralları buyurucu nitelikte olup, uyulmaması 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CYUY'nın 308/7 (5271 sayılı CYY'nın 289/1-e) maddesi uyarınca kesin bozma nedenini oluşturur. Anayasa'nın 141/3, 5271 sayılı CYY'nın 34, 230, 232 ve 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CYUY'nın 308/7. maddeleri gözetilmeden ve bu ilkelere uyulmadan, 2-) Sanık hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 35/1. maddesine göre sosyal inceleme raporu alınmadan veya aynı maddenin 3. fıkrasına göre bu yönde inceleme yaptırılmamasının gerekçesi de kararda gösterilmeden, yazılı biçimde hüküm kurulması, 3-) Kabule göre de; a-) Mala zarar verme suçundan kurulan hükümde; 5237 sayılı TCK’nın 151/1, 31/3. maddesiyle yapılan uygulamada hesap hatası sonucu hapis cezasının '2 ay 20 gün' yerine, '1 ay 20 gün' olarak belirlenmesi suretiyle, eksik cezaya hükmolunup, sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı TCK'nın 50/1-f maddesindeki seçenek yaptırıma çevrilmesi sırasında bu kere, hapis ceza süresinin '4 ay 20 gün' olarak benimsenip tedbire çevrilmesi suretiyle çelişkiye düşülmesi, b-) 5237 sayılı TCK'nın 50.maddesi kendi içinde bir sistem ve tutarlılık içerdiği tedbirlerin (para cezasına çevrilme dahil) kısa süreli hapis cezası yerine kaim olmak üzere verilen ve suçluya bir şans daha tanımayı amaçlayan fırsatlar olup, seçenek yaptırımlardan birine hükmedilen kişinin bu yaptırımın gereğine uygun hareket etmesi durumunda bu ceza infaz edilmeyecek ve kişi açısından bu cezaya mahkumiyet bağlı sonuçları doğurmayacaktır. Hakim seçenek yaptırımlardan birine çevirirken suçlunun kişiliği, suçun işlenmesindeki özelliklere göre cezayı para cezası, aynen iade veya tazmin, bir meslek ve sanat kurumuna devam etme gibi kanunda öngörülen tedbirlere çevirebilir; somut olayın özelliklerine ve maddenin düzenleme amacına uygun yorum yapılarak yaptırım belirleme zorunluluğunun bulunduğu, bunun da öncelikle suçluyu ya da toplumu, kimi zaman her ikisini de korumaya yönelik bir güvenlik tedbiri niteliğini taşıması gerektiği, Sanığın işlediği suçun özelliği, suçlunun kişiliğine göre zanlının, suç işlemeye iten faktörlerden uzaklaştırılıp topluma kazandırılmasında anılan tedbirin ne türlü bir katkısı oluşacağı karar yerinde gösterilip tartışılmadan, Kabule göre de; 5275 sayılı CGTİK’nın 105/2, Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzüğün 51/6-b ve Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Yönetmeliğinin 36/2. maddeleri uyarınca, sanığa, denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğü tarafından gönderilen listeden uygun görülen hizmeti ve süresini kabul edip etmediği sorulmadan ve bu öneriyi reddetme hakkı bulunduğu hatırlatılmadan hüküm kurulması gerektiğinin dikkate alınmaması, c-) Suç tarihi itibariyle yaşı 18'den küçük olan sanık hakkında hükmedilen seçenek yaptırımın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, hükmedilen seçenek yaptırımın hapse çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık S.. A..'nın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın korunmasına, 10.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.