Tebliğname No : 6 - 2009/143489MAHKEMESİ : Nazilli Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 18/11/2008NUMARASI : 2006/316 (E) ve 2008/355 (K)SUÇ : Yağma, cinsel saldırı, cinsel saldırı amaçlı kişiyi hürriyetinden mahrum etme Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1) Katılanın 14.03.2006 günü saat 16.30’da jandarmaya olay ile ilgili müracaatta bulunup, tüm aşamalarda özetle; çevrede Arzu adı ile tanındığını ve kullanımında bulunan 0 542 539 55 32 nolu cep telefonunun, başı 0 536 olup, sonu 50 ile biten bir telefon numarası ile sık sık arandığını, arayanın adını Mehmet olarak söylediğini, bu aramaları sonlandırmasını bildirmek için buluştuğunu, önce bir yerde yemek yedikten sonra Mehmet adlı kişinin bir miktar alkol aldığını, İsabeyli’nin Aydın tarafında portakal bahçesi’nin olduğu mevkiye gelince kişinin silah zoruyla araçtan indirip, cinsel saldırının yapıcı davranışlarını tamamlayıp, dışarıya inzal olup, bir atlete silindiğini, kendine ait 0 542 539 55 32 nolu hat takılı telefon ile babasına ait olup, üzerinde bulunan diğer telefonu zorla aldığını, bu telefonun sim kartını geri verdiğini bu arada birini aradığını, siyah şahin oto ile sanık O.. Ü..’ın geldiğini, kendisi ile ters ilişki kurduğunu, acı duyduğunu belirtince bıraktığını, zannederse inzal olmadığını belirtip, E. Ç..çı’nın yanında çaycı olarak çalıştığından almış olduğu 5 TL parasını zorla aldığını, direndiğinde ise kafasına taşla vurduğunu, İsabeyli köyünden evine yaya olarak dönmek zorunda kaldığını, Orhan ile birlikteliğinin olmadığını, bazı ilişkiler olmasına karşın, para ile ilişki kurmadığını ileri sürüp, Mehmet adı ile tanıdığı kişinin, evinde bulunan 312 92 29 nolu telefonu arayıp, annesine "davasını geri alsın, onu gelip, öldüreceğim" diye söylediğini beyan ettiği, Sanık O.. Ü..’ın 14.03.2006 günü saat 22.30'da kendiliğinden jandarmaya teslim olduğu,Jandarma ve Cumhuriyet Savcılığındaki ifadesinde özetle; evlenmeden önce katılan Hatice ile ilişkisinin olduğunu, olay günü sanık Recep’in kullandığı aracı görüp, alacağı olduğundan durması için ikaz ettiğini ancak onun Nazilli'de durmayacağını poliste araması olduğunu belirtmesi ile takip ettiğini, Sies aile gazinosunun orada durunca Hatice’nin (Arzu adını kullanan) ağlayıp, "beni bırak" dediği onu bırakabileceğini söyleyince Recep’in kızıp, küfretmesi Hatice’nin "silahı ver karışma" demesi ile ayrıldığını ancak suç işlemediğini, Recep’ten 180 TL alacağı olduğunu söyleyip, Mahkemede ise; saat 12.30’da Dallıca’ya su doldurmaya gittiğini, Dallıca köprüsünün orada Recep’in aracını görüp, kovalayarak durmasını istediğini, telefon edince Nazilli çıkışına gel dediğini, Sies aile gazinosunun 15-20 metre ilerisinde Recep aracı durdurunca, araçta 2 yıl önce birlikte yaşamış olduğu Hatice’yi gördüğünü, onun da şok olduğunu, ona "gel Nazilli’ye götüreyim" dediğini, kabul etmediğini, suç işlemediğini, önceki beyanlarını da kendisine kumpas kurulduğunu düşündüğü için öyle verdiğini ifade ettiği, Sanık R.. U..’ın 14.03.2006 tarihli Cumhuriyet Savcılığında ve aşamalarda, mağdurenin kendisini Mehmet adı ile bildiğini, E. C..’dan mağdurun numarasını alıp, aradığını mağdurun telefonu açmadığını sonra geri dönüp, arayınca buluştuğunu yolda Alper adlı birinin aradığını, ona mağdurenin "1 saatlik işim var" dediği, uygun bir yer arayıp, 20 TL’ye anlaştığını parayı ödediğini ancak mağdurenin akıntısı olup, hasta olduğunu söylemesi üzerine, ilişki kurmadığını, mağdurun olağan olmayan bir şekilde inzal olmasını sağladıktan sonra atlete silindiğini, sanık Orhan’ın yolda iken aradığını, durunca mağdure ile münakaşa ettiğini münakaşada 5 TL bir sözün geçtiğini, Sies gazinosu yanında yakınanın indiğini, silahı olmadığını, atılı suçları işlemediğini beyan, ile Sulh Ceza Sorgusu ve mahkemede suçlamaları red ile yakınanı taşduvar mevkiinde 4’nolu dolmuşun son durağında saat 01.00 sıralarında bıraktığını ileri sürmüştür. Nazilli Devlet Hastanesinin 14.03.2006 saat 17.30 532/21324 genel adli muayene raporu ile H.. K..’in sol uyluk dış kısmında 1x1 cm ekimoz sağ baş perratel bölgede 1x1 ödem alan mevcut, Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü konsültasyonu muayenesinde hymende eski yırtık mevcut, vageri arka fornixinden canlı veya ölü sperm aranmak üzere materyal alındığı, laboratuvara gönderildiği, Genel Cerrahi konsültasyon muayenesinde, Dr. M. D..’in (Genel Cerrah) genel adli muayenede “hastanın 14.03.2006 tarihinde saat 18.00 raporda, diz-dirsek pozisyonunda yapılan muayenede, Anal orifiste saat kadranı hesabına göre, 6-12-10 hizalarında travmatik fissun (çatlak) tespit edildi. Anal orifiste hypenemi ödem-ekimoz hassasiyet saptandı, Ayrıca rectumdan sperm için nüme alındığını, acut livata bulguları tespit edilmiş olup, durum bildirir doktor raporunun düzenlendiği, Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı‘nın 062-382 sayı ve 05.04.2006 tarihli raporda anılan olay sonrası düzenlenen teknik raporunda, diz-dirsek pozisyonunda yapılan anal muayenede, anüsün normal görünümde olduğu, travmatk fissürlerin iyileşmiş olduğu, akut veya kronik livatanın maddi delillerine rastlanılmadığı ancak olay tarihi ile muayene tarihi arasında 21 günlük bir zaman olduğu, bu zamanın da anüs mukozasının özelliği dikkate alındığında 14.03.2006 tarihinde düzenlenen raporda belirtilen fissür şeklindeki travmatik bulguların iyileşmesi için yeterli bir süre olduğunun belirtildiği, Cumhuriyet Savcılığı tarafından Nazilli Devlet Hastanesine gönderilen mağdurenin 14.03.2006 tarih 21324 protokol saat 18.40'da yapılan psikiyatri muayenesinde psikiyatri uzmanı tarafından düzenlenen raporda “H.. K..’in şizoaftektif bozukluk olarak değerlendirildiği, bu halden uzun süredir tedavi gördüğü, şu andaki haliyle (bir travma sonrası) akut stres belirtisi intihar düşüncesi tespit edilmiştir” denilip, 14.03.2006 tarih 21324 protokol nolu Nazilli Devlet Hastanesinin klinik tanı-öntanı; adli rapor (livata) yazıldı. Sperm muayenesi rectumda sperm görülmedi, vajinde sperm görülmedi. Karşılığında Dr.Ç. Ü..(Acil Servis Tabibi) kaşe ve imzasına yer verildiği, Adli Tıp Grup Başkanlığı’nın 18.05.2006 gün 270 sayılı Biyoloji ihtisas Dairesince olay yerinde ele geçen atlet ve mağdurenin teslim ettiği iç çamaşırının üzerinde sanıkların DNA profili incelenmesinde, sanık Orhan ile uyumlu DNA tespit edilemediği, atletin etek ucunda sanık Recep’in DNA profilinin tespit edildiği, Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin 08.05.2006 tarih ve 59 nolu protokol raporunda… 'dengesiz bir tutum söz konusu, yüksek değerlerde korku ve suçluluk tutumları var, karşı cinsle olan münasebetlerde negatif tutum sergiliyor. …Klinik ölçeklerde depresyon ve paranoyak belirgin yükselme mevcut' belirtilip, Adli Tıp Kurumunun 08.10.2007 gün 4095 sayılı kararı ile yakınanın olay nedeniyle ruh sağlığının bozulmadığının saptandığı, 27 Nisan 2006 tarihli rapor ile de, yakınanın 6-7 haftalık gebeliğini sonlandırdığı anlaşılmıştır.Tanık M. D..’nun; sanık Recep’in arkadaşı olduğunu, ..plakalı aracın sanık tarafından olay günü saat 17.00-18.00 sıralarında getirildiğini, akşam gezdiklerini, güvenlik görevlilerince yakalandıklarını, Recep’in aracı O.. Ü..’dan aldığını söylediği, Tanık A.D..’ın; 14.03.2006 günü sanık Recep’in saat 10.30'da mağdure ile işyerine gelip, pide yiyip ayrıldıklarını, Tanık E.Ç..’nın; sanayide işyerinin olduğunu, yakınanı tanımadığını ve işyerinde çalışmadığını, Tanık T. Ö..’ın; olay yeri inceleme ekibi olarak olay yerine yakınan ile gittiklerinde, yakınanın ikinci bir arabadan bahsetmediğini, Tanık Engin Cintosun’un; sanık Recep’in arkadaşı olduğunu, yakınanı Arzu olarak tanıdığını, bir bankta otururken yakınanın yanına oturarak, isminin Arzu olduğunu ve çalıştığını, evli olduğunu söylemesi üzerine, onun da ilgilenecek arkadaşları olabileceğini söyleyerek telefon numarasını verdiği, kendisinin de bu numarayı sanık Recep’e verdiğini, Tanık F. K..’in; olay günü ev telefonunu arayan bir kişinin "cep telefonlarınız bende" gelin alın dediğini, Tanık Z. Ç..’nun; kızkardeşi olan yakınanın eve saat 11.50 sıralarında yüzü kan kafası şişmiş bir şekilde geldiğini, Beyan ettikleri anlaşılmıştır. Sorun, sanık Recep'in yakınana karşı zorla cinsel saldırı suçu ile hürriyeti tahdit suçlarını işleyip işlemediği ile cebir ve şiddet kullanarak yakınana ait 2 adet cep telefonunu zorla elinden alıp almadığı; Olay yerine sonradan gelen sanık Orhan'ın yakınana karşı zorla cinsel saldırı suçunu işleyip işlemediği, bu aşamadan sonra direncini kırmak için yaralayıp yaralamadığı ve sanık Recep'in sanık Orhan'ın eylemlerine katılıp katılmadığı,Mağdurun başlangıçta bir rızasının olup olmadığı, rızası varsa bunun hangi aşamadan sonra ortadan kalktığı, ortada haksız fiil olup suç teşkil eden bir eylem varsa sanıkların bundan ne şekilde sorumlu tutulacağının tespiti noktasında toplanmaktadır. Hal böyle olunca;a- 29.11.1982 doğumlu olup yetişkin olan yakınanın 14.03.2006 tarih 21324 protokol saat 18.40'da yapılan psikiyatri muayenesinde psikiyatri uzmanı tarafından düzenlenen raporda “H.. K..’in şizoaftektif bozukluk rahatsızlığı olup, uzun süredir tedavi gördüğü bildirildiğinden yakınanın bu durumunun kendine karşı ika olunan eylemde direnme, mukavemet etme hususlarını kısmen ve/veya tamamen ortadan kaldırıp kaldırmayacağı, bu durumun dışardan kimselerce anlaşılıp anlaşılmayacağı ile anlatımlarına itibar edilip edilemeyeceği hususları araştırılmadan,b- Ekimoz, kızarıklık, çatlak ve yırtık gibi lezyonlar livata eyleminden hemen sonra görülebilen bulgular olup, kızarıklık ve ekimoz hiçbir belirti bırakmadan; çatlak ve yırtık nedbe bıraktığında sonradan tespiti ile livata tanısı konulabilir. Bu belirtiler her livata vakasında görülmeyebilir. Mağdur ve/veya fail (faillerin) yaşı, mevcut koşulları gibi bulgular lezyonlar çıkmasında bir etken olabilmektedir. Bu nedenle anüsten alınan ifrazatın mikroskobik muayenesi sonuçları araştırılıp, “hastanın 14.03.2006 tarihli Genel Cerrah Dr. M. D..’in (Genel Cerrah) genel adli muayenede diz-dirsek pozisyonunda yapılan muayenede, Anal orifiste saat kadranı hesabına göre, 6-12-10 hizalarında travmatik fissun(çatlak) tespit edildi. Anal orifiste hypenemi ödem-ekimoz hassasiyet saptandı, ayrıca rectumdan sperm için nüme alındığını, acut livata bulguları tespit edilmiştir” denilmesi karşısında akut livata bulguları ile birlikte gereğinde Adli Tıp Kurumunun ilgili ihtisas kurulundan rapor alınması gerektiği düşünülmeden,c- Katılanın kullandığı 0542 539 55 32 nolu hattın suç öncesi ve suç tarihine kadar 351454308482150 imei numaralı telefon ile kullanıldığı, suç saatinden sonra ise 351544004913470 imei numaralı telefon ile kullanılmaya başlanıldığı, sanık Recep’in 18.11.2008 tarihli dilekçesinde bu hususu belirtmesi dikkate alındığında; katılanın kullandığı ... nolu hat ile suç saatinden sonra .... imei numaralı telefonun kime ait olduğu, yakınanın babasına ait kendisinde bulunan telefonun da imei numarası belirlenip, suça konu telefonların olay öncesi ve sonrası kim ve/veya kimler tarafından kullanıldığını, bunların taraflar ile bağdaşığı araştırılıp, tespit edildikten sonra sonucuna göre vaki iddialar değerlendirilip, ortada suç teşkil eden bir eylem olup olmadığı, suç teşkil eden eylem varsa bu kere suçun vasıflandırılması gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile yetinilip, yerinde yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, d- Yakınanın varsa bir rızası, onun kalktığı aşamadan sonra, sanık ve/veya sanıklar ile birlikte bulunduğu zaman ve zaman koşulları da duraksamasız olarak belirlenip, sonucuna göre hürriyeti tahdit suçunun oluşup oluşmadığının belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi,Kabule göre de; 2) 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkındaki Yasanın 108/2. maddesi uyarınca tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamayacağının anlaşılması karşısında; sanık R.. U.. hakkında tekerrüre esas alınan Nazilli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2004/569 Esas 2005/800 Karar sayılı ilamında birden fazla suçtan verilen içtimalı ceza bulunduğundan, içtima çözülüp içtima içinde yer alan hükümlülüklerden en ağırının, tekerrüre esas alınmak suretiyle uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık R.. U.. savunmanı ile katılan H.. K.. vekilinin temyiz itirazları ile tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.