Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22558 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 26333 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 6 - 2010/293435MAHKEMESİ : Edremit 3. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 17/03/2010NUMARASI : 2009/265 (E) ve 2010/95 (K)SUÇ : Hırsızlık Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Yakınanın 4.5.2007 günlü oturumda aracının kilitli kapısının tornavida ile açılmış olduğunu hatta kapıda darbe izlerinin bulunduğunu ifade etmiş olması karşısında, eylemin 5237 sayılı TCK'nun 142/1-b maddesine uyduğu gözetilmeden aynı maddenin “e” bendi ile uygulama yapılması, 2- Yakalama ve Muhafaza Altına Alma Tutanağına göre, sanıkların yakalandıktan sonra, teybi sattıkları kişinin ismini söyleyip evini de göstererek, yakınana iadesini sağladıklarının anlaşılması karşısında; haklarında TCK.nun 168/1. maddesiyle uygulama yapılıp yapılmayacağının karar yerinde tartışmasız bırakılması, 3 -Kayden 01.03.1993 doğumlu olup 29.3.2007 günlü suç tarihinde 15 yaşının tamamlamamış olan sanık M.. A.. hakkında hükmolunan cezadan TCY.nın 31/2. maddesi yerine, aynı Kanunun 31/3. maddesi uyarınca indirim yapılması, 4-Adli sicil kayıtlarına göre sabıkasız olan sanıkların çaldıkları teybi soruşturma aşamasında yakınana iadesini sağladıkları, böylece hırsızlık suçundan doğan bir zararının da bulunmadığının anlaşılmasına göre; sanıkların kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeckleri hususları irdelenerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünde bir değerlendirme yapılması gerektiği gözetilmeden CMK.nun 231/5. maddesinin, "kasıtlı suçtan mahkumiyetleri bulunduğu” şeklindeki yerinde olmayan gerekçeyle uygulanmaması, 5-Mahkemece 5271 sayılı Yasası’nın 150/2. maddesi uyarınca, 18 yaşından küçük sanıkların savunmasını yapmak üzere zorunlu savunmanın görevlendirilmesi nedeniyle, savunmana ödenen avukatlık ücretinin, sanıklara, yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi, 6-Suçu birlikte işleyen sanıkların neden oldukları yargılama giderlerinden payları oranında ayrı ayrı sorumlu tutulmaları yerine 5271 sayılı CMK.nun 326/2. maddesine aykırı biçimde “eşit olarak alınması” biçiminde karar verilmesi, Kabule göre de; 7-Sanıklar hakkında hakkında 5237 sayılı Yasanın 142/1-e ve 143. maddelerine göre belirlenen 2 yıl 2 ay 12 gün hapis cezası üzerinden, yaş küçüklüğü nedeniyle aynı Yasanın 31/3. maddesiyle 1/3 oranında indirim yapılırken 1 yıl 5 ay 18 gün yerine 1 yıl 5 ay 10 gün, sonuç cezanın da 1 yıl 2 ay 20 gün yerine, 1 yıl 2 ay 13 gün olarak eksik belirlenmesi, 8- Cezalarının ertelenmesine karar verilirken de mahkum oldukları ceza süresinden az olmamak üzere bir deneme süresi belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar O.. S.. ve M.. A.. savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, 18.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.