MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : YağmaHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Olay günü gündüz vakti mağdur arkadaşı ile yolda yürüdüğü sırada içlerinde sanığın da bulunduğu 3 kişi mağdur ve arkadaşlarının yanına yaklaştığı, sanık ayrılarak olay yerine görebilecek pozisyonda sokağın başında gözcülük yapmak üzere beklemeye başladığı, diğer kimliği belirlenemeyen 2 şahsın ise, mağdurun yanına yaklaşarak, bir tanesi belinin ön tarafında takılı bıçağı göstererek, mağdurdan cep telefonunu istediği, mağdurda korkup nokia 6600 marka cep telefonunu verdiği, bu kişi cep telefonu ile birilerini aradıktan sonra, mağdur telefonunu istediğinde telefonun sim kartını çıkartıp mağdura iade ettikten sonra, mağdura hitaben “Dün burada birisinin kafasını ezdim, şimdi al hattını git, ses çıkartma, ses çıkartırsan ananızı sinkaf ederim“ şeklinde tehdit edip, cep telefonunu alarak, yanında bulunan diğer şahısla birlikte, gözcülük yapmakta olan sanığın yanına giderek olay yerinden uzaklaşmaları biçiminde gelişen eylemin 5237 TCK'nun 149/1-a-c maddesine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden, somut olayda önceden engeller koyarak ve tertibat alarak yolunu kesmek biçiminde bir hareketlerinin bulunmadığı ve bu bağlamda “yol kesmek” den söz edilemeyeceğinden uygulama yeri bulunmayan aynı yasanın 149/1-d maddesi ile de uygulama yapılması, gösterilen teşdit gerekçesi karşısında yazılı biçimde hüküm kurulması, sonuca etkili olmadığından ve yağma suçunun, sanık ve kimliği tespit edilemeyen iki kişi tarafından aynı anda ve eylem bütünlüğü içerisinde el ve işbirliğiyle hareket edilmek suretiyle işlendiğinin anlaşılması karşısında, bu suç için kurulan hükümde sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 37/1. maddesi yerine, aynı Yasanın 39. maddesi ile uygulama yapılması, karşı temyiz olmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır.Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak; Velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerine ilişkin haklardan yoksunluğun 5237 sayılı TCY.nın 53/3. maddesi uyarınca yalnızca kendi alt soyundaki kişiler bakımından koşullu salıverilmeyle sona ereceği gözetilmeden, anılan hakların yönelik olduğu kişiler bakımından bir ayrım yapılmadan, sanığın aynı Yasanın 53/1-c maddesinde yazılı haklardan koşullu salıverilmesine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi; Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından sanık hakkında kurulan hükümdeki “53. maddenin uygulanmasına” ilişkin bölüm çıkartılarak yerine, “Kasten işlemiş olduğu suçtan, hapis cezasıyla mahkûmiyetinin yasal sonucu olarak sanığın 5237 sayılı TCY’nın 53/1.maddesinin (a), (b), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; (c) bendinde yazılı “kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri” açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlesi yazılmak suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.