Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21804 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15236 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Yağma, 6136 sayılı Yasaya aykırılıkHÜKÜM : a) 5237 sayılı TCK'nın 37/1 delaletiyle TCK'nın 149/1-a-c-d-h, 31/2, 62, 63. maddeleri gereğince 4 yıl 4 ay 15 gün hapis; 5395 sayılı ÇKK'nın 3/1-a-2, 7, 8, 40. maddeleri gereğince danışmanlık tedbiri uygulanması (Her iki sanık hakkında ayrı ayrı tatbiki suretiyle) b) 6136 sayılı Kanunun 15/1, 5237 sayılı TCK'nın 31/2, 62. maddeleri gereğince 2 ay 15 gün hapis ve 187 TL adli para cezası; 5271 sayılı CMK'nın 231/5. maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim altında bulundurulmasına dair (Sanık ... hakkında) Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I- Sanık ... hakkında “6136 sayılı Yasaya muhalefet” suçundan kurulan hükmün incelemesine gelince;5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesi gereğince verilen “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin karara karşı itiraz yolu açık olup, temyizi olanaklı bulunmadığından ve sanık ... müdafinin bu konudaki isteminin 5271 sayılı CMK’nın 231/12 ve 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi gereğince REDDİNE, 5271 sayılı CMK'nın 264/1.maddesi uyarınca, yasa yolu ile merciinde yanılmanın, başvuru hakkını ortadan kaldırmayacağından, aynı maddenin 2.fıkrasına göre, itirazı incelemeye yetkili ve görevli mahkemeye iletilmek üzere dosyanın incelenmeksizin yerine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na İADESİNE,II- Sanıklar hakkında “yağma” suçundan kurulan hükmün incelemesinde;Somut olayda sanıkların, yakınanın yürüdüğü yol üzerinde geçişini engelleyecek şekilde önceden engeller koyarak ve tertibat alarak yolunu kesmek biçiminde bir hareketlerinin bulunmadığı ve bu bağlamda “yol kesmek”ten söz edilemeyeceği gözetilmeden, yasal koşulları oluşmayan 5237 sayılı TCK'nın 149/1.maddesinin (d) bendinin de hüküm fıkrasında gösterilmesi kanuna aykırı ise de, olayda birden fazla nitelikli halin bulunması ve temel ceza belirlenirken gösterilen gerekçe karşısında bu husus sonuca etkili görülmemiş olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulu’nun takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;5237 sayılı TCY’nin 2. maddesinin, “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz” hükmünü içerdiği, yaşı küçük sanıklar hakkında hangi hallerde çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanabileceğinin aynı Yasanın 31 ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Yasasının 11. maddelerinde açık olarak belirtildiği gözetilmeden, yağma suçundan mahkum olan sanıklar hakkında ayrıca 5395 sayılı Çocuk Koruma Yasasının 5. maddesi uyarınca tedbir kararı verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’un 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından, “Sosyal inceleme raporundaki tespitlere göre, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunun 3/1-a-2, 7, 8, 40. maddeleri uyarınca sanıklar hakkında takdiren ayrı ayrı iki yıl süre ile danışmanlık tedbiri uygulanmasına,” bölümünün çıkarılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.