Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21773 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25248 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlaliHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I-Sanık hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükmün incelenmesinde: Sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 116/2-4, 31/2. maddelerinde düzenlenen atılı suç için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre aynı Yasanın 66/1-e, 66/2. maddelerinde öngörülen 4 yıllık olağan zamanaşımı süresinin, hüküm tarihi olan 26.05.2010 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK' nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE; II-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 19.09.2013 tarih ve 2012/12-1522 Esas 2013/373 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere; “...Taksitlendirme hiç şüphesiz adli para cezasının bir defada ödenmesi seçeneğine göre sanık lehine bir düzenleme olduğundan, lehe olan hükümlerin uygulanması talebinin taksitlendirmeyi de kapsadığının kabulü gerekir. Bu nedenle, bu taleple ilgili gerekçe gösterilmek suretiyle olumlu veya olumsuz bir karar verilmelidir. Sadece şeklen bir gerekçe gösterilmesi de yeterli olmayıp bu gerekçe, sanığın ekonomik ve şahsi halinin isabetle takdir edildiğini de gösterecek biçimde, dosya kapsamına uygun, geçerli ve yasal olmalıdır...” belirtilmesi ve sanık savunmanının 27.05.2010 tarihli son oturumda lehe hükümlerin uygulanması isteminde bulunduğunun anlaşılması karşısında; “Sanık hakkında takdiren, yukarıdaki kanun maddelerinden başka lehe ve aleyhe kanun maddesinin uygulanmasına yer olmadığına” şeklindeki yazımın taksitlendirme talebine yönelik bir değerlendirme de içermediği dikkate alındığında, bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 09.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.