Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21486 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23735 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 6 - 2010/300025MAHKEMESİ : Kayseri 1. Çocuk MahkemesiTARİHİ : 16/04/2010NUMARASI : 2009/891 (E) ve 2010/329 (K)SUÇ : Hırsızlık Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Sanık hakkında mala zarar verme suçundan verilen hükme yönelen temyiz isteminin mahkemece 26.04.2010 günlü ek karar ile reddildiği ve anılan red kararına karşı bir temyiz isteminin de bulunmadığı anlaşıldığından sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılan incelemede;Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Yakınanın sokak üzerine park ettiği, 1991 model Şahin Marka aracından tam olarak belirlenemeyen bir zaman diliminde oto teybinin çalındığı, olay yeri inceleme raporlarında giriş yöntemi kısmının boş bırakıldığı ve aracın kapılarında zorlama izinin olmadığının belirtildiği, yakınanın, aracın kapı ve camlarının kapalı olarak park ettiğini, tekrar arabanın yanına geldiğinde sağ ön kapısının hafif açık olduğunu farkettiğini aracında başka hasar olmadığını beyan ettiği ancak aracın kilitli olup olmadığı yönünde anlatımda bulunmadığı, atılı suçu ikrar eden sanığın, aracın kapılarını kontrol ettiğini 3 kapısının kilitli olduğunu bir kapısının açık olduğunu ve açık olan kapıdan girerek hırsızlık suçunu işlediğini söylediğinin anlaşılması karşısında öncelikle yakınandan aracın kapı ve kontak anahtar girişlerinin herhangi bir arızasının bulunup bulunmadığı ve olay zamanı kapı, pencere ve kilit sistemlerinin usulünce kapatılarak, kilitlenip kilitlenmediği sorulup hırsızlığın ne şekilde gerçekleştirildiği duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptandıktan sonra eylemi gerçekleştirdiği anlaşılan sanığın suçunun vasfının tayini gerekirken aracın kilit altında olduğuna dair kesin ve inandırıcı deliller denetime olanak verecek şekilde gösterilmeden, eksik ve yetersiz soruşturma ile yetinilip yazılı şekilde hüküm kurulması, 2- 5271 sayılı CMK'nun 231. maddesinde yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu ile 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23. maddesiyle 5271 sayılı Yasanın 231. maddesine eklenen 5/14 fıkraları ile büyükler için kabul edilmiş yetişkin sanıklar için başta şikayete bağlı suçlarla sınırlı olan müessese 8.2.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesiyle 5271 sayılı Yasanın 231. maddesinin 5 ve 14.fıkralarında değişiklik ile 2 yıl ve daha az süreli hapis veya adli para cezaları için uygulanır hale gelmiş, istisna dışında tüm suçları kapsar hale gelmiştir. Bu müessese doğurduğu sonuçlar itibariyle de karma özelliğe sahiptir.Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının koşulları:I-Suça ilişkin koşullar;a) Yargılama sonunda mahkumiyet hükmü tesis edilmesi ve 2 yıl veya daha az süresi hapis veya adli para cezası, b)Suç Anayasanın 174. maddesinde güvenceye alınan inkılap Yasasındaki suçlardan bulunmaması,II-Sanığa ilişkin koşullarda;a) -Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış olması,b)-Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kanunun uğradığı zararın aynen suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi,c)-Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışı göz önünde bulundurularak sanığın yeniden suç işlemeyeceği kanaatine ulaşılması koşullarının bulunması halinde resen değerlendirme yapılıp,Tüm koşullar bulunması halinde Mahkeme hükmünün açıklanmasını geri bırakma kararı verebilir. Ayrıca 5237 sayılı TCK.nun 51.maddesi ile 5271 sayılı CMK.nun 231.maddesinin koşulları ve sonuçları aynı değildir, bu nedenle önce 5271 sayılı CMK.nun 231.maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılma koşullarının bulunup bulunmadığı resen değerlendirilip olumsuz sonuca ulaşıldığı takdirde cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin 5237 sayılı TCK’nın 51.maddesi yönünden değerlendirmenin denetime olanak verecek biçimde ayrı ayrı yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek takdiri gerekir. Bu açıklamalar ışığında;Somut olaya gelince; sabıkası bulunmayan, duruşma tutanaklarına yansıyan olumsuz bir hareketi de olmayan ve hakkındaki hüküm, suç işlemeyeceği hususunda mahkemede kanaat oluşması sebebi ile ertelenen sanığın, yakınana ait araçtan bir adet oto teybi çaldığı, ancak kolluk görevlilerinin satmaya çalışan kişiden teybi elde ederek yakınana teslim ettiği ve yakınanında iade hususunu doğruladığının anlaşılması karşısında, hırsızlık suçundaki zararın ne olduğu gösterilip açıklanmadan, teyip çıkartılmaya çalışırken aracın orta konsolunda ve kablolarında meydana gelen zararın ise mala zarar verme suçu yönünden değerlendirilmesi gerektiğine ve belirtilen suç için kurulan hükümde de değerlendirmeye alındığına göre, 5271 sayılı CMK'nun 231. maddesinin uygulanması noktasında yukarıda belirtilen öznel ve nesnel koşulların tamamı değerlendirilerek bir sonuca ulaşılması gerekirken, yerinde ve yeterli olmayan, ayrıca dosya kapsamı ile de bağdaşmayan gerekçe ile hakkındaki hüküm suç işlemeyeceği yönünde kanaat sebebi ile ertelenen sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık V.. T.. savunmanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca hükmolunan cezanın süresi-tür ve miktarı bakımından kazanılmış hakkın korunmasına, 04.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.