Tebliğname No : 6 - 2010/295679MAHKEMESİ : Kilis 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 23/06/2010NUMARASI : 2009/311 (E) ve 2010/463 (K)SUÇ : Hırsızlık Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Diğer Temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak 1-Dolaylı faillik, TCK’nın 37. maddesinin 2. fıkrasında ‘Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Kusur yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası, üçtebirden yarısına kadar arttırılır’ şeklinde düzenlenmiştir. Dolaylı faillikte, suçun kanuni tanımında yer alan fiili gerçekleştiren kişi, aslında cezai anlamda kusurlu değildir. Görünürde suçu işleyen kişi, aslında bir başka kişi tarafından suçu işlemede araç olarak kullanılmaktadır. Arka plandaki kişi, suçun icraî hareketlerini gerçekleştiren şahsın ve hareketinin üzerinde hâkimiyet kurmaktadır ve bu hâkimiyet nedeniyle, fail olarak sorumlu tutulmaktadır. Öyle ki suçu işleyenin gerçek iradesi yok olmakta arka planda kendisini yönlendiren kişinin talimatları ile hareket eder hale gelmektedir. Suçun kanuni tanımındaki hareketleri yerine getiren kişinin iradesi dolaylı fail tarafından cebir veya tehdit gibi yöntemler ile ortadan kaldırılmış olabilir. Ya da zaten suç i??leme konusunda kusur yeteneği olmayan bir kişi de kullanılmış olabilir. Kanun tarafından hareketlerini yönlendirme iradesi olmayan (akıl hastası veya 12 yaşından küçük çocuklar gibi) kişilerin kullanılması halinde bu durum ayrıca ağırlatıcı neden olarak kabul edilmiştir. Somut olaya gelince; 12-15 yaş arasında olup, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneği yeterince gelişmemesi sebebi ile hakkında ceza verilmeyip tedbire hükmedilen kardeşi ile yakınanın aracının yanına gelen sanığın gözcülük yaptığı ve bu sırada da kardeşinin de aracın içinden teybi aldığı ve her ikisinin birlikte olay yerinden kaçtığı bu bağlamda sanığın fiilin icra hareketlerine katılarak doğrudan fail konumunda olduğu düşünülmeden, diğer sanık Muhsin'i ne şekilde araç olarak kullandığı hususu denetime olanak verecek şekilde açıklanıp gösterilmeden 5237 sayılı Yasanın 37/2.maddesi ile arttırım yapılması, 2-Kabule göre de; Yakınanın kapısını kilitleyerek park ettiği aracından gerçekleştirilen hırsızlık eyleminin 5237 sayılı Yasanın 142/1-b maddesindeki suçu oluşturduğu düşünülmeden yazılı şekilde uygulama yapılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık S.. Ç.. savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK.nun 326/son maddesinin gözetilmesine, 04.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.