Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2080 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 28187 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Yağma, mala zarar vermeHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, bozmaya uyularak toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulu'nun takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazı yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-) Mala zarar verme suçundan kurulan hükümde, 5237 sayılı TCK'nın 53/4. maddesine aykırı olarak, kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında anılan Kanunun 1. fıkrasındaki hak yoksunluklarının uygulanmasına karar verilmesi, 2-) Yasa koyucu, suç işlememiş olmasına karşın hakkında çeşitli nedenlerle ceza soruşturması yapılan ve bu süreçte kendisini yeterince savunamayacağı varsayılan bazı kişilerin yargılanmalarının adil yapılabilmesinin sağlanması ve bu durumda olan kişilerin ceza almamalarındaki toplumsal yararı gözeterek, istemleri olmasa dahi zorunlu olarak müdafi atanmasını düzenlemiştir. Bu duruma 5271 sayılı Yasanın 74/2 ve 150. maddeleri örnek olarak gösterilebilir. 5320 sayılı Yasanın 13/1. maddesinde, Ceza Muhakemeleri Kanunu gereğince soruşturma ve kovuşturma makamlarının istemi üzerine baro tarafından görevlendirilen müdafi ve vekile ücret ödeneceği, bu ücretin yargılama giderlerinden sayılacağı, 5271 sayılı CMK.nın 324. maddesinde yargılama giderlerinin neleri kapsayacağı ve aynı Yasanın 325. maddesinde de bütün yargılama giderlerinin cezaya ya da güvenlik tedbirine mahkum edilen sanığa yükleneceğinin düzenlenmiş olmasına karşın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ...c maddesinde, her sanığın kendi kendini savunmaktan başka, kendisinin seçeceği ya da mali olanaklardan yoksun bulunuyor ve adaletin selameti gerektiriyorsa, mahkemece görevlendirilecek bir avukatın para ödemeksizin yardımından yararlanma hakkına da sahip olduğu belirtilmiş ve TC. Anayasası’nın 90. maddesinin son fıkrasında usulüne uygun olarak yürürlüğe konulmuş uluslararası sözleşmelerin yasa gücünde olduğu, anayasaya aykırılıklarının ileri sürülemeyeceği ve temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası sözleşmelerle yasaların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda uluslararası sözleşme hükümlerinin esas alınacağı belirtilmiştir. Anılan maddeye göre, hakim uyuşmazlıklarda, temel hak ve özgürlükleri düzenleyen ulusal yasalarla, uluslararası sözleşmelerin çelişmesi durumunda şüphesiz ki uluslararası sözleşme hükümlerine göre hareket etme durumundadır. Bu açıklamalar ışığında; Mahkemece 5271 sayılı Yasa’nın 150/3. maddesi uyarınca, sanığın savunmasını yapmak üzere zorunlu savunmanın görevlendirilmesi nedeniyle, savunmana ödenen müdafilik ücretinin sanığa yükletilmesine karar verilmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ...c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olduğundan, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'ın, sanık savunmanının ve katılan vekilinin temyiz itirazları ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın ...maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, mala zarar verme suçundan kurulan hüküm fıkrasından “53.maddenin uygulanmasına” ilişkin bölümle hüküm fıkrasından, “Yargılama gideri 620 TL'nin sanıktan tahsiline” ilişkin bölümün çıkartılması ve yerine “87,35 yargılama giderinin sanıktan tahsiline” tümcesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.