MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Yağma, tehditHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Suç tarihinin gerekçeli karar başlığında 18.09.2012 olarak mahallinde düzeltilmesi olanaklı görülmüştür. Yakınan ...'un kollukta alınan beyanında, "Sanığın belinden bıçak çıkarıp, kendisine doğru tutarak seni delik deşik ederim” dediğini beyan ettiği ve tehdit suçunun bıçak kullanılarak işlendiğinin anlaşılması karşısında; 5237 sayılı Yasanın 106. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendiyle hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden ve sanığın önceki mahkumiyetleri içinde daha ağır hapis cezasını içeren ilamın bulunduğu ve bu ilamın tekerrüre esas alınması yerine yazılı şekilde hüküm kurulması, karşı temyiz bulunmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulu'nun takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; Yasa koyucu, suç işlememiş olmasına karşın hakkında çeşitli nedenlerle ceza soruşturması yapılan ve bu süreçte kendisini yeterince savunamayacağı varsayılan bazı kişilerin yargılanmalarının adil yapılabilmesinin sağlanması ve bu durumda olan kişilerin ceza almamalarındaki toplumsal yararı gözeterek, istemleri olmasa dahi zorunlu olarak müdafi atanmasını düzenlemiştir. Bu duruma 5271 sayılı Yasanın 74/2 ve 150. maddeleri örnek olarak gösterilebilir. 5320 sayılı Yasanın 13/1. maddesinde, Ceza Muhakemeleri Kanunu gereğince soruşturma ve kovuşturma makamlarının istemi üzerine baro tarafından görevlendirilen müdafi ve vekile ücret ödeneceği, bu ücretin yargılama giderlerinden sayılacağı, 5271 sayılı CMK.nın 324. maddesinde yargılama giderlerinin neleri kapsayacağı ve aynı Yasanın 325. maddesinde de bütün yargılama giderlerinin cezaya ya da güvenlik tedbirine mahkum edilen sanığa yükleneceğinin düzenlenmiş olmasına karşın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ...c maddesinde, her sanığın kendi kendini savunmaktan başka, kendisinin seçeceği ya da mali olanaklardan yoksun bulunuyor ve adaletin selameti gerektiriyorsa, mahkemece görevlendirilecek bir avukatın para ödemeksizin yardımından yararlanma hakkına da sahip olduğu belirtilmiş ve TC. Anayasası’nın 90. maddesinin son fıkrasında usulüne uygun olarak yürürlüğe konulmuş uluslararası sözleşmelerin yasa gücünde olduğu, anayasaya aykırılıklarının ileri sürülemeyeceği ve temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası sözleşmelerle yasaların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda uluslararası sözleşme hükümlerinin esas alınacağı belirtilmiştir. Anılan maddeye göre, hakim uyuşmazlıklarda, temel hak ve özgürlükleri düzenleyen ulusal yasalarla, uluslararası sözleşmelerin çelişmesi durumunda şüphesiz ki uluslararası sözleşme hükümlerine göre hareket etme durumundadır. Bu açıklamalar ışığında; Mahkemece 5271 sayılı Yasa’nın 150/3. maddesi uyarınca, sanığın savunmasını yapmak üzere zorunlu savunmanın görevlendirilmesi nedeniyle, savunmana ödenen müdafilik ücretinin sanığa yükletilmesine karar verilmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ...c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olduğundan, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ile sanık savunmanının temyiz itirazları ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 Sayılı Yasanın ...maddesi yollamasıyla 1412 Sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “Soruşturma aşamasında atanan mecburi müdafi gideri 172,00 TL, kovuşturma aşamasında atanan mecburi müdafi gideri 533 TL, 1 adet davetiye gideri 7 TL toplamı olan 712 TL nin sanıktan alınarak hazineye gelir kaydına” cümlesinin çıkartılması ve “7 TL yargılama giderinin sanıktan tahsiline” karar verilmek suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.