Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20587 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11523 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 6 - 2011/24458MAHKEMESİ : İzmir 2. Çocuk Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 09/06/2010NUMARASI : 2009/150 (E) ve 2010/130 (K)SUÇ : Yağma Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Yakınan O.. A..'ün suçun işlendiği 23.10.2004 tarihli emniyet beyanına yansıyan ifadelerinde “soyadını bilmediği sanığın olay günü yanına gelerek konuşmak amacıyla cep telefonunu istediğini, kartını çıkartarak telefonunu verdiğini, ancak gelmiş olduğu araç ile olay yerinden kaçtığını” söylediği, yakınanın annesi olan N.. A..'ün aynı tarihli alınan beyanında “yakınanın beyanlarını tekrarlar mahiyette anlatımda bulunduğu, 24.10.2004 tarihli Teşhis Tutanağı içeriğine göre de; teslim olan sanığı teşhis eden yakınanın “cep telefonunun alınması sırasında bıçak gösterildiğine” dair herhangi bir anlatıma yer verilmediği, Bu cümleden olarak 01.11.2004 tarihli iddianame ile sanık hakkında 765 sayılı TCK'nın 491/ilk, 522, 40.maddeleri gereğince cezalandırılması için kamu davası açıldığı, Ancak yakınan Osman'ın, görevsizlik kararı verilen İzmir 4.Çocuk Mahkemesinde görülen davanın 24.03.2008 tarihli celsesinde hazırlık beyanlarından ayrıksı olarak “yakınanın kendisine bıçak çekmek sureti ile cep telefonunu aldığını ancak bunun emniyet beyanlarına yansıtılmadığını” iddia edip ileri sürdüğünün anlaşılması karşısında, Yakınanın emniyet ifadesinde hazır bulunan tutanak düzenleyiciler ve bu yöndeki beyanlarına tanıklık yaptığını iddia ettiği kişilerde dinlenmek ve aradaki çelişki giderildikten sonra, yakınanın duruşma aşamasında suçun hukuki vasfını değiştirecek şekilde genişlettiği ve birbirinden tamamen farklı olan beyanlarına ne surette üstünlük tanınarak itibar edildiği denetime olanak verecek şekilde tespit edilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yerinde ve yeterli olmayan gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi,Kabule göre de; 19.12.2006 tarihinden önce işlenen suçlar bakımından uygulama olanağı bulunan 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 23. maddesinin uygulanma olanağının karar yerinde tartışmasız bırakılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık M.. Ö.. savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 26.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.