MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13/03/2007 ve bila tarihli ek tebliğnamesi ve 20.07.2011 tarihli kenar yazısı ile dosya Dairemize gönderilerek başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanık ...’ya yokluğunda verilen 18.12.2003 günlü ilk hükmün tebliğ edilmediğinin anlaşılması karşısında; sanığın öğrenme üzerine yaptığı temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilerek ve 13.04.2006 tarihli dosyadaki diğer sanıklar savunmanının temyizi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iade kararı üzerine verilen hükmün sanık ... yönünden yok hükmünde olduğu kabul edilerek anılan sanık için 18.12.2003 tarihli hükmün incelenmesinde, I- Sanık ... hakkındaki 13.04.2006 tarihli hükmün incelenmesinde, Yüze karşı 13.04.2006 tarihinde verilen hükmü yasal süresinden sonra 21.04.2011 günü temyiz eden sanık ... Pola bu konudaki isteğinin, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollaması ile 1412 sayılı CMUK.nun 317. maddesi gereğince isteme aykırı olarak REDDİNE, II-Sanık ... hakkındaki 18.12.2003 tarihli hükmün incelenmesine gelince, Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak; Sanığın suç arkadaşları ile yakınanın evine birinci kattaki merdiven boşluğundan 2 metre mesafedeki balkona tırmanarak girdikleri, ayrıca sanığın ve arkadaşlarının yan taraftaki delikli tuğlaları kullandıklarını belirtmeleri karşısında; her ne kadar bilirkişi raporunda belirtilen mesafe için şahsi çeviklik gerektiği belirtilmiş ise de, iki metrelik mesafeyi sanık ve arkadaşlarının uzanarak yada birbirlerinin omzuna çıkarak rahatlıkla aşabilecekleri gibi yan taraftaki delikli tuğlaları da kullanıp kullanmadıklarının anılan raporda işlenmediği görülmekle; konusunda uzman olmayan motor-kaporta-kilit ustası olan bilirkişinin raporunun yetersiz olduğu; bu bağlamda alanında uzman bir bilirkişiden şahsi çeviklik hususunda yeniden rapor aldırılıp sonucuna göre dava zamanaşımının da dikkate alınarak hüküm kurulması gerekliliği, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’nun temyiz itirazları ile tebliğnamedeki düşünce bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, 13.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.