Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20293 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17212 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:T.C. Anayasası’nın 40/2, 5271 sayılı CMK’nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddelerinde öngörülen yöntemlere uygun olarak, kanun yoluna başvurma şeklinin hükümde gösterilmediği anlaşıldığından, sanığın temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;Sanık yönünden erteleme ile ilgili yapılan değerlendirmede suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluşmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verildiği ve bunun da 5271 sayılı CMK’nın 231/6-b maddesi uyarınca aranan subjektif şartlardan olduğu dikkate alındığında, sanık hakkında karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK’nın 231.maddesinin uygulama olanağının bulunmadığı anlaşılmış; Yakınana yönelik hırsızlık eyleminin aracın mülkiyetine yönelik olduğunun anlaşılması karşısında, zarar verilen kamyonetin aynı zamanda hırsızlık suçunun konusunu oluşturması nedeniyle sanığın mağdura karşı eyleminin bir bütün olarak hırsızlık suçunu oluşturacağı, ayrıca mala zarar verme suçundan hüküm kurulmayacağı ve ayrıca hüküm fıkrasında 765 sayılı ve 5237 sayılı Yasalara göre verilecek cezaların denetime olanak sağlayacak biçimde gösterildiği anlaşıldığından, tebliğnamede bozma isteyen düşünce benimsenmemiş;Suç tarihinin, “08.05.2003” olmasına karşın, gerekçeli karar başlığında “08.03.2003” şeklinde yazılması, mahallinde düzeltilmesi olanaklı yazım hatası olarak kabul edilmiş;Kapıları kilitli olarak sokağa park edilmiş kamyoneti, kapıyı zorlayıp düz kontak yapmak suretiyle çalan sanığın, kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınmış eşyayı çaldığı ve eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 142/1.maddesinin (b) bendine uyduğu gözetilmeden (e) bendi ile hüküm kurulması,sonuç cezaya etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamış; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; Sanığın TCK’nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanık hakkında uygulanmamasına, karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde uygulama yapılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'in temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nın 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısım çıkarılarak, yerine “Sanığın, TCK’nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanık hakkında uygulanmamasına” cümlesi yazılmak suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.