MAHKEMESİ :Çocuk MahkemesiSUÇLAR : Hırsızlık, Konut dokunulmazlığını bozma, Mala zarar vermeHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I-Sanık ... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;Adli sicil kaydına göre, kasıtlı suçtan hükümlülükleri bulunan sanık hakkında, 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinin uygulama olanağı bulunmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede;Sanık hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan hükmolunan 10 ay hapis cezasının TCK'nın 50/1-d maddesi gereği “internet kafelere gitmekten yasaklama” tedbirine çevrilmesi sırasında, belirlenen tedbir süresinin mahkum olunan ceza süresinin yarısından az olamayacağının dikkate alınmaması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre, sanık ... savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün istem gibi ONANMASINA,II-Sanıklar ... ve ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;Sanıkların eylemine uyan 5237 sayılı TCK.nun 151. maddesindeki mala zarar verme suçu için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, suç tarihi itibariyle 12-15 yaş grubunda olan sanık hakkında aynı Yasanın 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerinde belirtilen 6 yıllık genel dava zamanaşımının, suç tarihi olan 08.07.2007 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... savunmanlarının temyiz itirazı ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,III-Sanık ... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesine gelince;Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak; 1-Ancak;5271 sayılı CMK.nın 231. maddesinde yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurumu doğurduğu sonuçlar itibariyle karma özelliğe sahiptir.1-Suça ilişkin koşullar;a)- Yargılama sonunda mahkumiyet hükmü tesis edilmesi ve 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası,b)-Suçun Anayasanın 174. maddesinde güvenceye alınan suçlardan bulunmaması,2- Sanığa ilişkin koşullar;a)-Sanığın daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış olması, b)-Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi (5271 sayılı CMK’nın 223/9. fıkrasına göre zararın giderilmesi koşulunu derhal yerine getiremediği takdirde; sanık hakkında mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitler halinde ödemek suretiyle tamamen gidermesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir). c)-Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışı göz önünde bulundurularak sanığın yeniden suç işlemeyeceği kanaatine ulaşılması gerekmektedir. Bu koşullar bulunması halinde mahkeme hükmün açıklanmasını geri bırakmaya karar verebilir. Ayrıca 5237 sayılı TCK.nun 50 ve 51.maddeleri ile 5271 sayılı CMK.nun 231. maddesinin koşulları ve sonuçları aynı değildir, bu nedenle önce 5271 sayılı CMK.nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılma koşullarının bulunup bulunmadığı resen değerlendirilip olumsuz sonuca ulaşıldığı takdirde cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin 5237 sayılı TCK’nın 50 ve 51.maddeleri yönünden değerlendirmenin denetime olanak verecek biçimde ayrı ayrı yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek takdiri gerekir.Hal böyle olunca;Suç tarihine göre eski hükümlü kaydı bulunmayan ve hırsızlık suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı, konut dokunulmazlığını bozma suçunun ise münhasıran bir zarar oluşturmadığı gözönüne alındığında giderilmesi gereken maddi bir zararında olmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında öncelikle 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinin objektif ve subjektif koşullarının değerlendirilip, olumsuz kanata varılması halinde, sanık hakkında cezanın şahsileştirilmesi koşullarının takdiri gerektiği düşünülmeden, bu hususlar denetime olanak verecek şekilde karar yerinde tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,3-Uygulamaya göre de;a-Konut dokunulmazlığını bozma suçundan hükmolunan 10 ay hapis cezasının TCK'nın 50/1-d maddesi gereği “internet kafelere gitmekten yasaklama” tedbirine çevrilmesi sırasında, belirlenen tedbir süresinin mahkum olunan ceza süresinin yarısından az olamayacağının dikkate alınmaması,b- 5237 sayılı TCY.nın 2. maddesinin “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz” hükmünü içerdiği, yaşı küçük sanıklar hakkında hangi hallerde çocuklara, özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanabileceğinin aynı Yasanın 31. maddesinde açık olarak belirtildiği, çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin ne olduğunu gösteren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 11. maddesinde de “Bu Kanunda düzenlenen koruyucu ve destekleyici tedbirler, suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından, çocuklara özgü güvenlik tedbiri olarak anlaşılır.” hükmü karşısında; sanık hakkında uygulama koşulları bulunmadığı halde, ayrıca 5395 sayılı Çocuk Koruma Yasasının 5. maddesi uyarınca tedbir kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 20.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.