Tebliğname No : 6 - 2013/193825MAHKEMESİ : Bakırköy 3. Çocuk MahkemesiTARİHİ : 14/05/2013NUMARASI : 2006/635 (E) ve 2009/186 (K)SUÇ : Hırsızlık Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: 5320 sayılı Yasanın 8.maddesi gereğince, halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nın 310.maddesinde temyiz isteminin yüze veya yoklukda verilme hallerinde, sürenin başlangıcı açıkca düzenlemiştir. 5271 sayılı CMK.nın 34/2, 231/2 ve 232/6.maddelerinde ise hüküm ve kararlarda başvurulacak yasa yolu, başvuru yapılacağı mercii, yöntemi ve başvuru süresinin hiçbir duraksamaya yer vermeksizin açıkça belirtileceği hükümlerine yer verilmiş olup, bu hükümlere aykırılık, aynı Yasanın 40.maddesi uyarınca eski hale getirme sureleri başvuru haklarını etkin bir biçimde kullanmalarının sağlanmasıdır. Bu eksiklik nedeniyle hak kayıplarına yol açılmamasıdır. Bildirimdeki eksikliğin yol açtığı bir hak kaybı olup olmadığı önemlidir. Yasa yolunun hiç bildirilmemesi, eksik veya yanlış bildirilmesi halinde ilgililere yasa yolu bildirimi tam ve eksiksiz bir şekilde açıklamalı davetiye ile tebliği edilmesi suretiyle hak kaybı engellenebilecektir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince, Sanık H.. K..'ın yokluğunda verilen hükümde “sanığın gıyabında yedi gün içinde yargıtayda temyizi kabil olmak üzere” şeklinde yapıldığı, kararın sanığa cezaevinde 10.04.2009 tarihinde tebliğ olunduğu, Sanık H.. K..'ın 02.08.2013 tarihli dilekçede; 06.04.2013 tarihinde mahkememize yazılı dilekçe ile birlikte........ "dosyamın Yargıtay ilgili Ceza Mahkemesi Dairesine temyiz edilmek üzere gönderilmesine” denilip devamındaki kısımda ise “okur yazar olmadığını temyiz hakkının olduğunu bilmediği için Dosyanın temyize gönderilmesini” arz ve talep ederim şeklinde temyiz ettiği anlaşılmaktadır. Kararda başvurulacak kanun yoluna başvuru başlangıcının gösterilmemiş olması ve bu eksikliğin giderilmediği okur yazar olmadığını da ileri süren ve davasını takip eden sanık yönünden bir hak kaybını oluşturacağı bu hali ile temyiz isteminin sürede olduğunun kabulü yerine, reddine karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan 03.05.2013 gün, 2006/635- 2009/186 sayılı temyiz talebinin reddi kararı kaldırılarak yapılan incelemede: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; Müştekiye ait konutun penceresi zorlanılarak açılmak sureti ile, konuta girilmek sureti ile hırsızlık suçunun işlendiğinin anlaşılması karşısında eylemin anahtarla ya da diğer bir aletin anahtar gibi kullanılarak kilit açmak suretiyle gerçekleştirildiğine ilişkin kanıtların neler olduğu karar yerinde gösterilip tartışılmadan, sanıklar hakkında 5237 sayılı Yasanın 142/1-b maddesi yerine anılan yasanın 142/2-d maddesi ile uygulama yapılması, Bozmayı gerektirmiş sanık H.. K..'ın temyiz itirazları ve tebliğnamedeki bozma isteyen düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.