Tebliğname No : 6 - 2013/299155MAHKEMESİ : İstanbul 18. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 12/07/2013NUMARASI : 2012/501 (E) ve 2013/263 (K)SUÇ : Yağma Yerel Mahkemece verilen hüküm sanık ve savunmanı tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre tayin edilen günde yapılan duruşma sonunda dosya okunarak gereği görüşülüp düşünüldü; Soruşturmanın sonuçlarını içeren tutanaklar, belgeler ve duruşmalı inceleme sırasında ileri sürülen savunma doğrultusunda yapılan incelemede; Belli bir olay ile ilgili suç işlediği izlenimini veren ve hakkında herhangi bir araştırma yapılan kişi, şüpheli statüsüne girer. Şüpheli muhakeme hak ve yetkilerine sahiptir. Yargılanacak her uyuşmazlıkta; şüphelilik, uyuşmazlığın somut olması ve uyuşmazlığın çözümü şeklinde özellikler vardır. O halde önce olay öğrenilmelidir. Yani sübut konusunda bir hükme varılır. Sübut (veya ispat) meselesi maddi mesele olup, bu konu geçmişteki olayı zihnimizde yeniden yaratmak, yani nasıl meydana geldiğini belirlemektir. Olay belirlendikten sonra, olaya uygulanacak hukuki norm ve bunun olayın tipine uygun olup olmadığı konusunda sonuç çıkarılır. Maddi durumun tespiti, hukuki durumun tespitidir. Hakim bu güne dayanarak dünü öğrenir. Dün hakkındaki şüphesini deliller sayesinde yener. Şüphenin yenilmesi yerini belirliliğe terk eder. Delillerin gösterdiği objektif bakımından bir (ihtimal) dir. Buna rağmen ihtimal belli bir dereceye gelince kanaat (kanı) olacaktır. Şüphe yerini kanaate bıraktığında ispatta aranan belirlilik ortaya çıkar. Her olayda lehe ve aleyhe deliller vardır. Kanaati meydana getiren delillerin tek tek değerlendirilişi kadar hep birlikte değerlendirilmesi de mümkündür. Deliller bütünlük teşkil ediyorsa, bir bütünün birbiri ile uyuşan ve birbirini tamamlayan parçaları ise, bu hakiki delildir. İspat konusu, gerçeğin bir parçası olan olay hakkında hüküm vermektir. Gerçekten Hakim geçmişte ne olduğunu ve nasıl olduğunu bilmeye mecburdur, elindeki imkan bu gündür. Bu günden maksat da, varlığını duygularımızla öğrendiğimiz şeylerdir. İşte “delil” budur. CMK.217/2.maddesi gereğince sanığa yüklenen suçun hukuka uygun olarak elde edilmiş, her türlü delille ispatı mümkündür. Mantığa, bilimsel verilere, fizik kurallarına, herkesçe bilinen somut duruma, hayatın olağan akışı içinde gündelik yaşamda edinilen karine niteliğindeki bilgilere aykırı olması ya da tanığın gerçeği söylemediğinin ortaya çıkması gibi reddi için haklı makul ve kabul edilebilir hukuki gerekçeler gösterilmesi zorunludur. Delillerin bu günün akılcı anlayışına göre, Hakimin kanaati, ispat edilmesi istenen olayların tahlil ve tetkiki ile lehe ve aleyhe bütün şartlan tenkit ve değerlendirmesinin mahsulü olacaktır. İspat edilmesi gereken şüpheli olandır. Delil maddi veriler olduğu gibi delillerden biri de tanıktır. Bütün ispat araçları delildir. Tanık taraflardan olmayan, fakat olay hakkında görgü ve bilgisi olmuş bir kişinin, o olay hakkında beş duyusu ile edindiği sübut konusunda karar verecek mahkeme ve/veya Hakim huzurundaki sözlü beyanıdır. Sanık dışında herkesin bu konumda ele alınabileceği dikkate alınarak, değerlendirme yapılacaktır. Soyut olarak delil eşit değerdedir. Suç konusu ve/veya aleti olayın bir parçası iken, tanık kişinin beyanı ise olayı yansıtan bir delil olup, olay yerinde kalan her türlü iz ve eserde belirti delil olup olayı temsil eden dolaylı delildir. Asıl olan bu delilin güvenirliğidir. Hal böyle olunca soruşturma ve kovuşturmada toplanmış bulunan tüm deliller tartışılıp, bunun sonucu fiilin faili olduğu saptanan sanık mahkum edileceği muhakkaktır. Bu genel ilkeler ışığında; Somut olaya gelince; 1990 doğumlu olup hemşire olarak çalıştığını belirten yakınan S.. G..'in, 03.11.2012 günü nişanlısının oturduğu evin bulunduğu binanın dış kapısından girerek kapıyı kapatacağı sırada 27-30 yaş, kirli sakallı, esmer tenli, kısa saçlı, 1.80-1.85 cm boylarında, 80-85 kilogram ağırlığında, koyu renk pantolon, kareli gömlekli olarak tanımladığı bir kişinin içeri girip, elinde bulunan bıçağa benzer parlak cismi göğüs kısmına doğrututtuğunu, diğer eli ile de çantasını almak için hamle yaptığı, korkarak elini havaya kaldırdığında çantanın düştüğü ve şahsın içinde nüfus cüzdanı, kimlikler, Samsung Galaxy S2 cep telefonu ile banka kartları olan çantayı alarak kaçtığını, bağırmaya başlaması üzerine binada oturan nişanlısı ile babasının çıkarak şahsı aradığı ancak bulamadıkları, yakınanın başvurusu üzerine kolluk görevlileri ile birlikte sokakların kontrol edildiği ancak şahsın bulunamadığı, şüphelinin kaçtığı yöndeki güvenlik kameraları ile ilgili olarak yapılan çalışmaya başlandığı, bu kapsamda cep telefonu kullanıcı bilgileri için yazı yazıldığı; 08.11.2012 günü, saat 02:30 sıralarında Önleyici Hizmetler Şube Müdürlüğü Sultangazi Ekipler Amirliğine bağlı ekip ring görevini yaparken İsmetpaşa Mahallesinde 34 TFM 32 plakalı, içinde sanık A.. G.. ile H.. O..'ın bulunduğu aracı durdurduğu, H.. O..'ın elinde bulunan çantada iki adet laptop bilgisayar olduğunu gördükleri, nereden aldığı sorulduğunda çelişkili anlatımda bulunduğu ve en son Ankara'da tanımadığı bir kişiden 07.11.2012 tarihinde satın aldığını söylediği, incelemede bu bilgisayarlardan birinin 03.11.2012, diğerinin ise 06.11.2012 tarihinde Ankara’da farklı evlerden çalındığının anlaşıldığı, sanık A.. G..’ın üst aramasında 0 543 270 00 98 numaralı hattın takılı olduğu 356641/00/745328/6 imei numaralı cep telefonunun bulunduğu, Bu arada 04.11.2012 günü saat 00:50 sıralarında kolluğa başvuran ve iki kişi tarafından yağmalandığını ileri süren Soner Aydın’ın olayı ile ilgili çalışmalar sürerken asayiş büro ekiplerinin iki kişiyi yakaladığını öğrenen görevlilerin, yakalanan şüphelilerin fotoğraflarını Soner Aydın'a gösterdiklerinde sanık ve Hasan Okay'ı teşhis ettiklerinin ve Cumhuriyet Savcısının teşhis yaptırılması talimatı alındığının 08.11.2012 tarihli tutanak içeriğinden anlaşıldığı; Yine sanık ve H.. O.. kollukta yakınan S.. G..'e gösterildiğinde sanık A.. G..’ı 09.11.2012 günü teşhis ettiği, bu teşhiste ayırt edici bir bilgiye yer vermediği ve bu teşhis üzerine sanık hakkında inceleme konusu kamu davasının açıldığı olayda; Sanık A.. G.. ve birlikte yakalandığı H.. O..'ın hırsızlık suçları ile ilgili savunmaları ile sanığın bu suça yönelik baştan beri genel olarak değişmeyen savunmanlarında yakalandıkları tarihten 2 hafta veya 10 gün önce ( 2012 yılı Kurban Bayramında ) Ankara’ya gittiklerini ve yakalandıkları gün saat 18.30'da Ankara'dan otobüsle yola çıkarak İstanbul’a geldiklerini söyledikleri, sanık A.. G..'ın üzerinde bulunan ve kullandığını söylediği cep telefonu hattının konuşma ve internet kullanım ayrıntılarının istendiği, internet kullanımında 25.10.2012 ile 05.11.2012 tarihleri arasında kesinti olduğu ancak öncesi ve sonrasında Ankara baz istasyonlarından sinyal alındığı, yine aynı şekilde görüşme ayrıntılarında 21.10.2012 gününden 07.11.2012 gününe kadar kesintisiz olarak Ankara baz istasyonlarının kullanıldığı (03.11.2012 saat 18:52-18:53 tarihleri de dahil olmak üzere ), sanık ve Hasan Okay’ın Ankara 21.Asliye Ceza Mahkemesinde 2013/145- 332 sayılı dosyada yargılanarak hırsızlık malı satın almak suçlarından hükümlülüğüne karar verildiği, dosyaya eklenen gerekçeli kararın incelenmesinde o dosyanın sanıklarından İdris İlikçi'nin diğer sanıklar Adem ve Hasan'ın bekar evine geldiklerini ve yakınan B.. C.. B..'ndan çalınan bilgisayarı bu evde sattıklarını açıkladığı; Teşhis sırasında çekilen fotoğrafın incelenmesi ile sanık ve savunmanının sanığın 1.63-1.64 boy, 52 kilo olduğunu açıklamaları, yakınanın duruşmada sanığı teşhis ederek, kendisinin kısa boylu olduğunu sanığın merdivenlerin üzerinde olduğunu, teşhis sırasına boy yönündeki çelişkiyi belirttiğini, ancak yüzünü sorduklarını, yüzü aynı dediğini, üstünde gömlek olup kendisine kilolu gözüktüğünü açıklaması karşısında; Yakınanın başvurusundan sonra düzenlenen 03.11.2012 tarihli olay tutanağında belirtilen güvenlik kamerası sonucu araştırılıp, S.. A.. adlı kişiye karşı eylemle ilgili dosya araştırılıp, bu olayla İlgili kanıt bulunup bulunmadığı yönünden incelenip, örneği dosyaya eklenerek, olay yeri olan binanın girişinde merdiven bulunup bulunmadığı ve hava koşullarına göre yakınanın sanığı tanıyıp tanıyamayacağının belirlenmesi için keşif yapıldıktan, sanığın Ankara da evinde kaldıklarını açıkladığı H.. K.. ve H.. O.. dinlenip, yine sanığın 30.10.2012 tarihinde Ankara Dışkapı Postanesinden eşine havale gönderdiğini açıklaması nedeniyle bu durum araştırılıp ( tarihin hatalı bildirilmiş olabileceği göz önüne alınarak sanığın adı da belirtilerek bu şekilde de araştırma yapılması istendikten ), suç tarihlerini kapsayacak şekilde arayan ve aranan kişiler sanığı tanıyıp tanımadıkları ve sanığa ait telefon numarasının ne olduğu konusunda dinlenip, B.. İnternet Kafe adlı işyeri ile baz istasyonu kayıtlarında yer alan Dış Kapı T.. İş Hanı F.. Y.. Mah. İ.. B..Cad. No... adresinde bulunan yer araştırılıp, varsa güvenlik kamerası ve mobese kayıtları istendikten, Ankara 21.Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/145-332 sayılı dosyası istenip incelendikten ve onaylı örneği denetime olanak sağlaması bakımından dosyaya eklendikten ve kullanılmış olma olasılığına karşılık yakınana ait cep telefonu imei numarasından kullanan olup olmadığı ve teknik özelliğine göre sinyal takip olanağı bulunup bulunmadığı yönünde yeniden araştırma yapılmasından sonra, kanıtlar bir bütün olarak değerlendirilip hangisinin diğerine neden üstün tutulduğu da açıklanarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi yerine eksik inceleme ve araştırmayla yazılı biçimde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık A.. G.. ve savunmanının temyiz dilekçelerinde ve sanık savunmanı Av.A.. T..’nin duruşmada ileri sürdükleri itiraz ve savunmaları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, tebliğnameye aykırı olarak duruşmalı ve temyiz incelemesi yapılan hükmün BOZULMASINA, ilişkin oybirliğiyle alınan karar 12/02/2014 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Savcısı E.. Ö..'in katıldığı oturumda, sanık ve savunmanının yokluklarında açıkça ve yöntemince okunup anlatıldı.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
KAMBİYO SENEDİ NEDENİYLE BORÇLU OLMADIĞININ TESBİTİ- MENFİ TESPİT DAVASI- İSBAT KÜLFETİ -SENEDİN TALİLİ -BORÇ İKRARI
"İçtihat Metni"Taraflar
arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;
Denizli 3.Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen
01.02.2012 gün ve E:2010/1442, K:2012/92 sayılı kararın incelenmesi
taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hu
Borçlunun adi ortaklık payının haczi mümkün olmayıp ancak semerelere ve tasfiye payına haciz konulabilir
MAHKEMESİ : İstanbul 9.İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/05/2013NUMARASI : 2013/274 E-2013/479 K.Taraflar arasındaki “icra memuru işleminin kanun yolu ile iptali isteminden" dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 9.İcra Hukuk Mahkemesi'nce şikayetin reddine dair verilen 17.07.2012 gün ve 2012/686
İşçi alacağı ilamda brüt olarak belirtilmiş ise, alacaklı vergi ve sigorta primlerini indirdikten sonra net miktar üzerinden takip yapabilir
Borçlu itirazında; alacaklı vekili tarafından Karacabey Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/896 Esas, 2011/607 Karar sayılı ilamının dayanağının işçi alacağı olup hükmedilen kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının net ya da brut olduğunun belirtilmediği, takibe konu ilama esas teşkil eden bilirkişi raporu
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?