MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: I-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde; Sanık hakkında erteleme hükümleri değerlendirilirken, tekrar suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaat gelmediğinden bahisle erteleme hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği, aynı gerekçenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-b maddesi uyarınca da aranan subjektif şartlardan olduğu dikkate alındığında, 5271 sayılı CMK’nın 231.maddesinin uygulama olanağı bulunmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede: Sanığın hırsızlık suçunu işlemek için yakınana ait evin penceresini sert bir cisimle zorlayıp içeriye girmeye kalkıştığının anlaşılması karşısında; hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçu bakımından zamanaşımı içerisinde yerinde işlem yapılması olanaklı görülmüş; 5237 sayılı TCY’nın 143. maddesinin, 35. maddesinden sonra uygulanması suretiyle aynı yasanın 61/5. maddesine aykırı davranılması sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak, 1-Kasten işlemiş olduğu suçtan, hapis cezalarıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCY’nın 53/1.maddesinin “a, b, c, d, e” bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2-Yargılama giderlerinin her bir sanığın sebep olduğu tutar kadar ayrı ayrı yükletilmesi gerektiği gözetilmeden, “müteselsilen” alınmasına karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, Üst Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 5237 sayılı TCY’nın 53/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkarılarak yerine “Kasten işlemiş olduğu suçtan, hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCY’nın 53/1.maddesinin “a, b, c, d, e” bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına cümlelerinin eklenmesi ve “yargılama giderlerinin müteselsilen alınmasına” ilişkin bölüm çıkarılarak yerine “sanıklardan neden oldukları yargılama giderinin payları oranında ayrı ayrı alınmasına” tümcesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, II-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde; Sanığın hırsızlık suçunu işlemek için yakınana ait evin penceresini sert bir cisimle zorlayıp içeriye girmeye kalkıştığının anlaşılmısı karşısında; hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçu bakımından zamanaşımı içerisinde yerinde işlem yapılması olanaklı görülmüştür. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak, 1-Kasten işlemiş oldukları suçtan, hapis cezalarıyla mahkumiyetlerinin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCY’nın 53/1.maddesinin “a, b, c, d, e” bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2-Yargılama giderlerinin her bir sanığın sebep olduğu tutar kadar ayrı ayrı yükletilmesi gerektiği gözetilmeden, “müteselsilen” alınmasına karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı davranılması, 3-5237 sayılı TCY’nın 143. maddesinin, 35. maddesinden sonra uygulanması suretiyle aynı yasanın 61/5. maddesine aykırı davranılması, 4-Suçun niteliği, cezanın türü ve süresine göre; hükümden sonra yürürlüğe giren vaki değişiklikler karşısında, 5271 sayılı CMK’nın 231.maddesi gereğince, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, Üst Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.