Tebliğname No : Kanun Yararına Bozma-Yağma suçundan Ağır Ceza Mahkemesinin 21/01/2011 tarihli ve 2011/182 değişik iş sayılı içtima kararı ile 24 yıl 12 ay hapis cezasına hükümlü ... ...’ın, bu cezasının infazı sırasında, 03/05/2012 tarihinden geçerli olmak üzere şartla tahliyesine ilişkin Ağır Ceza Mahkemesinin 02/05/2012 tarihli ve 2012/623 değişik iş sayılı kararı sonrasında sanığın şartlı tahliye süresi içinde kasten yaralama suçundan mahkûmiyetine ilişkin Asliye Ceza Mahkemesinin 01/06/2015 tarihli ve 2014/745 esas, 2015/125 sayılı ek kararının kesinleşmesi üzerine, şartla tahliye kararının geri alınarak, ikinci suçun işlendiği 15/08/2014 tarihi ile bihakkın tahliye tarihi olan 01/05/2027 tarihi arasındaki sürenin aynen çektirilmesine dair Ağır Ceza Mahkemesinin 18/09/2015 tarihli ve 2015/1027 değişik iş sayılı kararına karşı hükümlü tarafından yapılan itirazın kabulüne ilişkin Ağır Ceza Mahkemesinin 15/10/2015 tarihli ve 2015/841 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 02/12/2015 gün ve 2015/E.25100/79263 sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/12/2015 gün ve 398622 sayılı ihbar yazısı ile infaz dosyası 26/01/2016 tarihinde Dairemize gönderilmekle incelendi:Anılan Yazıda;Dosya kapsamına göre; Ağır Ceza Mahkemesinin 15/10/2015 tarihli kararıyla hükümlünün şartlı tahliye kararının geri alınmasını gerektirecek nitelikte ortada hapis cezasını öngören bir mahkumiyet hükmü bulunmadığı, cezanın belirli bir süre kamuya yararlı bir işte çalıştırılması seçenek yaptırımı olduğundan bahisle itirazın kabulüne dair karar verilmiş ise de, sanığın şartla tahliye olduktan sonra 15/08/2014 tarihinde işlemiş olduğu kasten yaralama suçundan Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/745 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda 5237 sayılı Türk Ceza Kanun'un 86/2 ve 29/1. maddeleri gereğince 4 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının aynı Kanun'un 50/1-f maddesi gereğince 4 ay 15 gün süre ile kamuya yararlı bir işte çalıştırılma seçenek yaptırımına çevrilmesine dair karar verildiği, kararın infazı sırasında sanığın denetimli serbestlik kararının gereğini yerine getirmediğinden bahisle hakkında daha önce verilen 4 ay 15 gün hapis cezasının yarısı olan 2 ay 17 gün hapis cezasını anılan Kanun'un 50/6. maddesi gereğince aynen infazına karar verildiği, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 50/6. maddesindeki "Hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet Savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi hâlinde, hükmü veren mahkeme kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verir ve bu karar derhal infaz edilir. Bu durumda, beşinci fıkra hükmü uygulanmaz.” hükmü gereğince sanığın asıl mahkumiyetinin hapis cezası olduğu gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiş olduğundan bahisle 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması Dairemizden istenilmiştir.TÜ R K M İ L L E T İ A D I N A Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbar yazısı incelenen dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden kabulü ile Ağır Ceza Mahkemesinin 15.10.2015 gün ve 2015/841 D.İş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309.maddesi gereğince BOZULMASINA, yerel Mahkemece kanun yararına bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere dosyanın mahalline gönderilmesine, 17.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.