MAHKEMESİ : Ağır Ceza MahkemesiSuç : YağmaYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Yasa koyucu cezalandırma yetkisini kullanırken hangi eylemleri suç sayacağını, bunu hangi durum ve ölçüdeki ceza yaptırımı ile karşılayacağını belirleme yetkisine sahip olmakla birlikte, bu yetkiyi suç ve ceza arasındaki adil dengenin korunmasını öngören cezanın, cezalandırmada güdülen amacı gerçekleştirmeye elverişli olması, insanlık haysiyetine aykırı ve zalimane olmaması gibi hususları da dikkate almak zorundadır.O halde suçun toplum yaşantısında yarattığı sonuç, failin, suçtan zarar görenin maddi ve manevi zarar azlığı ve çokluğu da bu konuda etkindir. TCK'nın 148 ve 149. maddelerinde düzenlenen yağma suçlarında aynı yasanın 150/2 maddesinin uygulanabilirliği bu bağlamda değerlendirilmelidir.Somut olayda; sanığın, mağdur ... ...'nın sahibi olduğu küçük ölçekli köfteci dükkanında zaman zaman veresiye yemek yeyip ödeme yapmadığı, olay günü de bunları kendine bahane yaparak iş yerine gelip tezgahın üzerindeki bıçağı alıp sallayarak bu sefer tehditle mağduru sindirip, kasadan çıkararak tezgahın üzerine koyduğu 100-TL'yi alması şeklinde gelişen eyleminde, sanık hakkında şartları oluşmadığı halde TCK'nın 150/2. maddesinin uygulanması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulu'nun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK'nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ... ve savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkarılarak yerine, "Sanığın, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1.maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamasına" cümlesi yazılmak suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.