Tebliğname No : 6 - 2009/248157MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa Çocuk MahkemesiTARİHİ : 18/11/2008NUMARASI : 2008/321 (E) ve 2008/557 (K)SUÇ : Hırsızlık Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Diğer Temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1-19.06.2008 günlü kolluk tutanağında; kolluk görevlilerinin güven timleri olarak pazar yerinde bulunduklarını, durumundan şüphelendikleri sanığı izlemeye başladıkları, sanığın bayanların çantalarını ve ceplerini yokladığı son olarak da yakınan Fatma'nın paltosunun sol cebinden cep telefonu alıp sağ cebine koyup uzaklaşmaya başladığı sırada ise güvenlik görevlilerinin faile kimlik gösterip yakalamak istediği ancak failin kaçmaya çalışması üzerine de zor kullanarak yakalandığı, bahse konu cep telefonunun ise sağ arka cepte bulunup yakınana gidildiği ve telefonun gösterildiği bunun üzerine yakınanın hırsızlığı farkettiği, ayrıca sim kartın telefonun içinden çıkmadığının belirtildiği, Yakınanın olayın ardından alınan beyanlarında montunun cebinde telefonun olmadığını farkettiğini ve yardım istediğini ve sivil giyimli genç polislerin hemen önünde 2 genci yakaladıklarını bunu görünce polise telefonunun çalındığını bildirdiği onların gösterdiği telefonlardan kendi telefonunu tanıd??ğı ancak karakolda vereceklerini söylediklerini beyan ederken 13.08.2008 günlü ifadesinde ise bu anlatımını geliştirerek telefonunu çalan şahsın polis tarafından değil pazar yerindeki mısırcının göstermesi üzerine 60 yaşlarında bir kadın tarafından yakalandığını, telefonunu aradığında kapalı olduğunu cebinde telefonun olmadığını anlayınca polise söylediğini beyan ettiğinin anlaşılması karşısında,Yakınan anlatımı ve kolluk tutanağı arasındaki çelişkiler giderildikten sonra, eylemin gerçekte nasıl olduğu araştırılıp, sanığın baştan beri izlendiği ve bu bağlamda eylemi tamamlama imkanının olup olmadığı da değerlendirilerek takip sırasında kesinti olup olmadığı saptanıp sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı Yasanın 35.maddesinin uygulanma koşullarının belirlenmesi gerekirken yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Düzenlenen iddianamede sanık hakkında, 5237 sayılı TCK'nın 35. ve 145. maddelerinin de uygulanması istendiği halde, anılan maddelerin uygulanmama ihtimaline binaen sanığa ek savunma hakkı tanınmadan karar verilmek suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,3- 5237 sayılı TCY.nın 2. maddesinin “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz” hükmünü içerdiği, yaşı küçük sanıklar hakkında hangi hallerde çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanabileceğinin aynı Yasanın 31. maddesinde açık olarak belirtildiği, çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin ne olduğunu gösteren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 11. maddesinde de “Bu Kanunda düzenlenen koruyucu ve destekleyici tedbirler, suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından, çocuklara özgü güvenlik tedbiri olarak anlaşılır.” hükmü karşısında; sanık hakkında uygulama koşulları bulunmadığı halde, ayrıca 5395 sayılı Çocuk Koruma Yasasının 5. maddesi uyarınca tedbir kararı verilmesi, 4-Yargılama masrafının 6183 sayılı Kanunun 106. maddesinde belirlenen 20 TL’den az olması nedeniyle 6352 sayılı Kanunun 100. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesi gereğince Hazineye yükletilmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık E.. N.. savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 30.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.