Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18169 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9683 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Yağma, kasten yaralama, haberleşmeyi bozmakHÜKÜM : Kısmen Mahkumiyet, Kısmen Ortadan Kaldırma Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I- Sanıklar ... ve ... hakkında haberleşmeyi bozma suçundan, sanık ... hakkında yakınan ...'a karşı kasten yaralama suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;Sanıklar savunmanlarının, ortadan kaldırma kararlarına yönelik temyiz istemlerinde hukuki menfaatleri olmadığından, istemlerinin 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE,II-Sanıklar ... ve ... hakkında yağma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;Sanıkların yakınanın konutuna girdikten sonra bıçak göstererek para istedikleri yakınanın sanık ...'a 4.000.000 TL, sanık ...'a 10.000.000 TL verdiği, sanık ...'ın yakınanı bacağından bıçak ile yaraladığı, sanıkların yakınanın el ve ayaklarını bağladıkları, konutta zarf içerisinde bulunan 10.000.000 TL'yi aldıkları ve konuttan ayrıldıklarının anlaşılması karşısında; eylemin 765 sayılı TCK’nın 499/1. madde ve fıkrasının 2.cümlesine uyan suçu oluşturduğu; 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’na göre yağma suçunun yanı sıra aynı Yasanın 109/2-3-a-b maddelerinde öngörülen kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak suçunu da oluşturduğu gözetilerek bu suçtan da uygulama yapılması gerektiğinin düşünülmemesi; eylemin, silahla, birden fazla ki??i tarafından birlikte, konutta ve geceleyin işlendiğinin anlaşılması karşısında; sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 149/1. maddesinin (a), (c) ve (d) bentleri ile birlikte (h) bendinin de uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, karşı temyiz olmadığından, 5252 sayılı Yasanın 9/3 maddesi uyarınca, sanık yararına olan hüküm önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağından dosya içeriğine göre sanıkların eylemine uyan, 765 sayılı TCK’nın 499/1, 59. maddeleriyle, 5237 sayılı TCK’nın 149/1-a-c-d-h, 62, 53; 109/2, 3-a-b, 62, 53. maddeleri uyarınca uygulama yapılarak, sonucuna göre lehe olan yasanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, vaki uygulama açıkca sanık lehine olduğundan, bozma nedeni yapılmamıştır.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-) 5237 sayılı TCK.nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmalarına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanıklar hakkında uygulanmamasına, karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması,2-) Suçu birlikte işleyen sanıkların neden oldukları yargılama giderlerinden ayrı ayrı sorumlu tutulmaları yerine 5271 sayılı CMK.nın 326/2. maddesine aykırı biçimde “müteselsilen tahsiline” şeklinde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... savunmanlarının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla CMUK'nın 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasından 53. maddenin uygulanmasına ilişkin bölümler çıkartılarak yerlerine, “53/1.maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanıkların mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3.maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmalarına” cümlesi yazılmak, hüküm fıkrasından “yargılama giderinin sanıklardan müteselsilen tahsiline” ilişkin bölüm çıkartılarak yerine “Sanıklara sebebiyet verdikleri yargılama giderinin ayrı ayrı yükletilmesine” cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.