Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18055 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24403 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26/11/2012 tarihli kenar yazısı ile Daireye gönderilerek, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I-Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde: 5252 sayılı Yasanın 9/3.maddesi uyarınca, sanıklar yararına olan hüküm önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağından, somut olayla ilgili 765 sayılı TCY’nın 493/1, 522 (pek aşırı); 5237 sayılı TCY’nın 142/1-b, 143, 116/2-4, 119/1-c, 151/1. maddelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanarak, verilmesi gereken cezalar ayrı ayrı tespit edilip, sonuç cezalar karşılaştırılarak lehe olan yasa belirlenip uygulama yapılması gerekirken, yazılı şekilde eksik ve denetime olanak vermeyecek biçimde hüküm kurulması; hükmolunan sonuç ceza, sanık lehine olduğu ve karşı temyiz de bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;Suçu birlikte işleyen sanıklardan neden oldukları yargılama giderlerinin “ayrı ayrı” yerine, “müştereken” alınmasına hükmedilmesi suretiyle, 5271 sayılı CMK’nın 326/2.maddesine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hükmün yargılama giderlerinin alınmasına ilişkin bölümünden “müştereken” kelimesinin çıkartılarak, yerine “sanıkların neden oldukları yargılama giderlerinden ayrı ayrı sorumlu tutulmalarına” kelimelerinin eklenmesi ve “53.maddenin uygulanmasına” ilişkin bölüm çıkartılarak, yerine “Kasten işlemiş olduğu suçtan, hapis cezasıyla mahkûmiyetinin yasal sonucu olarak sanığın 5237 sayılı TCY’nın 53/1.maddesinin (a), (b), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar; (c) bendinde yazılı “kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri” açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezalarından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına,” cümlesi yazılmak suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, II-Hükümlü ... hakkında kurulan hükmün incelenmesine gelince: ... Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13.05.2003 gün ve 2002/64 Esas, 2003/283 sayılı kararı sanık ... savunmanı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemenin hükmü adı geçen sanık yönünden Yargıtay 10. Ceza Dairesi'nin 24.10.2005 gün ve 2004/18918-2005/13654 sayılı kararı ile “Lehe yasanın belirlenmesi” için diğer yönleri incelenmeden bozulmuş ve bozmanın 1412 sayılı CMUK’nın 325.maddesi gereğince hükmü temyiz etmeyen sanık ...'un da yararlanmasına karar verilmiştir. 1412 sayılı CMUK’nın 325.maddesine göre, sanık bozma kararının sonucundan yararlandırılmaktadır. Ancak, temyiz etmişcesine faydalanmanın kabul edilmesi, bu kimsenin bozmadan sonra yeniden verilecek yeni ve son kararı da temyiz edebilmesine olanak tanımamaktadır. Çünkü, sirayet, yasa gereği kabul edilmiş bir haldir.Bu bağlamda sanık sadece bozma kararının sonucundan yararlandırılmaktadır. Hükümlü ... savunmanının belirtilen nedenle bozmadan sonra yeniden kurulan hükmü temyize yetkisi yoktur. Ancak, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 30.11.2010 gün ve 2010/7-229 esas, 2010/240 sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği üzere, sonradan yürürlüğe giren yasa hükümleri uyarınca yapılacak uyarlama yargılaması ve sonuçları özel olarak düzenlendiğinden, 1412 sayılı CMUK'nın 325.maddesi hükmünün, lehe yasanın değerlendirilmesi gerekçesiyle yapılan bozmalarda uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; genel yargılama ile uyarlama yargısının koşulları ve sonuçları birbirinden farklı olduğundan, hakkındaki hüküm kesinleşmekle “hükümlü” konumuna giren ...'un lehe yasanın değerlendirilmesi gerekçesiyle yapılan bozmalarda, yargılaması devam eden diğer sanıkla birlikte yargılanmasının yasal olarak olanaklı olmadığı ve adı geçen hükümlü hakkındaki davanın ayrılarak uyarlama yargısının yapılması gerekirken, her iki yargılamaya birlikte devam edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, hükümlü savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 30.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.