Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19107 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇLAR : Yağma, örgüt kurma, yönetme ve örgüte üye olma, tefecilik, tehdit, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat, zamanaşımı nedeniyle düşme, sanık ... hakkında davanın tefrikine Yerel Mahkemece verilen hüküm sanıklar ... ve ... savunmanlarının ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... savunmanları tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Yasal süresinde ileri sürmediğinden, sanıklar ... ve ... savunmanlarının ve hükmedilen cezanın süresine göre de duruşmalı incelenmesi olanaklı bulunmadığı için sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... savunmanlarının duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 318 ve 421.maddeleri gereğince REDDİNE, Sanıklar ..., ... ve ... hakkında, mağdur ...'e, yönelik eylemleri nedeniyle ....Cumhuriyet Başsavcılığının 05.10.2010 tarih 2010/4771 soruşturma, 2010/2308 Esas ve 2010/69 İddianame numarası ile cezalandırılmaları için iddianame düzenlendiği halde söz konusu suç için hüküm kurulmamış ise de, zamanaşımı içerisinde karar verilmesi olanaklı görülmüştür. I-Sanık ... hakkındaki davanın tefrikine dair hükmün ve sanık ... hakkında suç işlemek amacı ile kurulmuş olan örgüte üye olmak ve tefecilik suçundan ve ... hakkında suç işlemek amacı ile kurulmuş olan örgüte üye olmak suçundan kurulan beraat kararı yönünden sanıklar savunmanlarının temyiz isteminin incelenmesinde: Sanık ... hakkındaki kamu davasının tefrikine dair kararın davayı esastan sonuçlandıran hüküm niteliğinde olmayıp, temyizi olanaklı bulunmadığından, Sanıklar ... ve ... savunmanlarının temyizlerinin, ‘beraat’ kararının gerekçesine yönelik olmadığı ve kararı temyiz etmelerinde hukuki yararları da bulunmadığından, ayrıca sanık ... savunmanının 09.05.2012 havale tarihli dilekçesi ile temyizden vazgeçtiğinin de anlaşılması karşısında; 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca sanıklar ..., ... ve ... savunmanlarının temyiz isteminin tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,II-Sanık ... hakkında mağdur ...'e yönelik tefecilik suçundan, sanık ... hakkında mağdurlar ..., ..., ..., ...., ...'a yönelik tefecilik suçundan, sanık ... hakkında mağdur ...'a yönelik tefecilik suçundan, sanık ... hakkında mağdur ...'a yönelik tefecilik suçundan kurulan beraat kararlarının ve sanık ... hakkında, mağdurlar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'a yönelik tefecilik suçundan, sanık ... hakkında mağdurlar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'a yönelik tefecilik suçundan, sanık ... hakkında, mağdurlar ..., ..., ...'a yönelik tefecilik suçundan, sanık ... hakkında, mağdurlar ..., ..., ...'a yönelik tefecilik suçundan kurulan düşme kararlarının ve sanık ... hakkında mağdur .......'e yönelik tefecilik suçundan kurulan mahkumiyet kararının incelenmesinde; Kasten işlemiş olduğu suç nedeniyle mahkum olan sanık ... hakkında tefecilik suçunda kurulan hükümde 5237 sayılı TCY’nın 53/1. maddesinde belirtilen hak yoksunluklarına hükmedilmemiş ise de, kasten işlenen suçlarda hapis cezasına mahkumiyetin yasal sonucu olan ve 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinde öngörülen belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirlerinin, cezaların yerine getirilmesi (infaz) aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilmiştir. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, ... vekilinin ve sanık ... savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün, tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, III-Sanıklar ..., ..., ... hakkında örgüt kurup yönetmek suçundan, sanıklar ..., ..., ..., ...'ın örgüte üye olmak suçundan, sanık ... hakkında, mağdurlar ......, ...'a yönelik tefecilik suçundan, sanık ... hakkında, mağdurlar ......, ..., ...'a yönelik tefecilik suçundan, sanık ... hakkında, mağdurlar ... ..., ...'a yönelik tefecilik suçundan kurulan mahkumiyet kararlarının, sanıklar ..., ... ve ... hakkında mağdur ...'a yönelik yağma suçundan kurulan mahkumiyet kararlarının incelenmesinde; Sanıklar ... ve ...'ın kurulmuş olan örgüte üye olmak suçunu işlediği anlaşılıp kabul edildiği ve buna göre uygulama yapıldığı halde, hükümde temel uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK'nın 220/2. maddesi yerine “220/1” olarak yazılması yerinde düzeltilmesi olanaklı maddi hata olarak kabul edilmiştir. Sanıklar ..., ... ve ..., yağma suçunu gerçekleştirirken, mağdur ...'u zorla araçlarına alıp belli bir süre bulunduğu yerden başka bir yere götürüp, aracın içerisinde tabancayı doğrultarak ölümle tehdit etmek suretiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak suçunu işlediklerinin iddia edilmesi nedeniyle, anılan suçtan sanıklar ..., ... ve ... hakkında zamanaşımı içinde işlem yapılması olanaklı kabul edilmiştir. Mağdur ...'a yönelik yağma suçunun üç sanık tarafından, aynı anda ve eylem bütünlüğü içerisinde el ve işbirliğiyle hareket edilmek suretiyle işlendiğinin anlaşılması karşısında, bu suç için kurulan hükümde sanık .... hakkında 5237 sayılı TCK'nın 37/1. maddesi yerine, aynı Yasanın 39. maddesi ile uygulama yapılması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak, 1-Velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerine ilişkin haklardan yoksunluğun 5237 sayılı TCY.nın 53/3. maddesi uyarınca yalnızca kendi alt soyundaki kişiler bakımından koşullu salıverilmeyle sona ereceği gözetilmeden, anılan hakların yönelik olduğu kişiler bakımından bir ayrım yapılmadan, sanıkların aynı Yasanın 53/1-c maddesinde yazılı haklardan koşullu salıverilmesine kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi; 2-Sanıkların tefecilik suçu yönünden kendisini vekil ile temsil ettiren katılan ... lehine karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. madde ve fıkrası uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve .... ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “53. maddenin uygulanmasına” ilişkin bölümler çıkartılarak, yerlerine “Kasten işlemiş olduğu suçtan, hapis cezasıyla mahkûmiyetinin yasal sonucu olarak sanığın 5237 sayılı TCY’nın 53/1.maddesinin (a), (b), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar; (c) bendinde yazılı “kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri” açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezalarından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına,” ve “kendisini vekille temsil eden katılan hazineye ödenmek üzere, karar tarihinde geçerli olan avukatlık asgari ücret tarifesine göre 2.400 TL'nin sanıkların payına düşen oranda ayrı ayrı alınmasına” cümleleri yazılmak suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, IV-Sanık ... hakkında tefecilik suçundan, sanık ... hakkında tefecilik suçundan, sanıklar ... ve ... hakkında mağdurlar ... ve ...'a yönelik tehdit suçundan, sanıklar ... ve ... hakkında mağdurlar ... ve ...'a yönelik 5237 sayılı TCK'nın 220/5. maddesi delaletiyle tehdit suçundan, sanıklar ... ve .... hakkında mağdurlar ... ve ...'a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ve sanıklar ... ve ... hakkında mağdurlar ... ve ...'a yönelik 5237 sayılı TCK'nın 220/5. maddesi delaletiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkumiyet kararlarının incelenmesinde; 1-Sanık ... hakkında tefecilik suçundan açılan davaların bir kısmının beraat bir kısmının düşme kararı ile sonuçlandırıldığı, ayrıca 5237 sayılı TCK'nın 220/5. maddesi delaletiyle açılmış tefecilik suçundan 5271 sayılı CMK’nın 170/3 ve 225/1. maddelerinde öngörülen yönteme ve biçime uygun olarak açılmış dava da bulunmadığı halde, ek iddianame düzenlenmeden, ek savunmayla yetinilerek bu suçtan hükümlülüğüne karar verilmesi, 2-Sanık ... hakkında tefecilik suçundan 5271 sayılı CMK’nın 170/3 ve 225/1. maddelerinde öngörülen yönteme ve biçime uygun olarak açılmış dava bulunmadığı halde, ek iddianame düzenlenmeden, ek savunmayla yetinilerek bu suçtan hükümlülüğüne karar verilmesi, 3-Mağdurlar ... ve ...'ın, 2003 yılında .... sahiplerinden aldıkları toplam 6300 Dolar'ı ödeyememeleri nedeniyle, 2005 yılında sanıklar ..., ..., ..., mağdurların iş yerine gelerek “ Bu borçlarının 25.000 Dolar olduğunu ya paralarını ödemelerini yahut bir güvence vermelerini ya da kredi çekmelerini” istedikleri, mağdurların babası olan ....' da, sanıkların kredi çekmesi için beş katlı apartmanını, müstakil ev ve bir arsasını, tapuda ...'ın kredi çekmesi için üzerine geçirdiği, ancak sanıklar kredi çekmediği, mağdurlara borçlarının 39.000 Dolara çıktığını ve borçlarını ödedikleri takdirde tapuları vereceklerini söyledikleri, bu arada yüksek faiz uygulamaya devam ettikleri, mağdurlar toplam 44.000 Dolar ödedikleri halde borçtan kurtulamadıkları, bir süre sonra mağdurlar tapuları tekrar kendi üzerlerine geçirilmesini istediklerinde, tapuyu sanık ...'e sattıklarını söyleyip iade etmedikleri, mağdurlar, sanık ... ile irtibata geçtiklerinde, sanık ... “Tapuları ucuz bularak ...'dan satın aldım, 100 milyar TL para verirseniz, tapuları size geri veririm” dediği, mağdurlar bu tapuları teminat göstererek ancak kredi çekebileceklerini söylemeleri üzerine, sanık ...'in, .... telefonla arayıp, ...'in sahiplerinden tapuların devri konusunda izin istediği, ancak bu teklifin kabul edilmediği, bu arada mağdurlar tapularını almak için sürekli ödemeler yaptığı, bu ödemeler sonucunda mağdurlara 50.000 TL borcu kaldığını belirtikleri, mağdurların bu borç içinde her ay 5.000 TL faiz ödedikleri, mağdurların iş yerinden koli koli tavuk ve yumurta aldıkları ve her faiz ödemesinde, önceki senetleri yırttığını söyleyen sanıklara yeni bir senet imzalattıkları, bu yeni senet imzalatma olayı 10-15 ay sürdüğü, bu baskılara dayanamayan mağdurların, sanıkları polise şikayet ettikleri, bu şikayet olayından sonrada sanıklar .... ve ...'un, mağdurların iş yerinden yine tavuk ve yumurta almak istediklerinde mağdurların direndiği, sanıkların, emanete kayıtlı olan kuru sıkıdan dönme silah, bıçak ve satırları kullanarak mağdurların boğazına dayamak suretiyle tehdit edip iş yerini dağıtarak zorla koli koli tavuk, yumurta aldıkları ve senet imzalatıp olay yerinden ayrıldıkları, bir sürü sonra kolluğun hazırladığı dosya Cumhuriyet Savcılığına gidip, sanıklar ifade için çağrılınca, sanık ..., mağdurlara “Siz şikayet dilekçenizi geri alın, bizde tapularını geri verip icraları kaldıralım” dediği, mağdurlar şikayetlerini geri almalarına rağmen tapuları ve icrayı kaldırmadıkları, mağdurların tekrar şikayet dilekçesi verdikleri, bunun üzerine ...., ... ve tanımadıkları bir kişi, mağdurları borçlarını ödemesi konusunda araçları ile kaçırıp darp ederek kaçırıp kafalarına silah dayamak suretiyle tehdit ettikleri, bu olaydan sonra mağdurların kalan 50.000 TL borcu ödemek için 35.000 TL bulup verdikleri 15.000 TL için senet vermelerine rağmen tapularını geri alamadıkları, mağdurlar tekrar sanıkla buluştukları sırada sanık ...'in cebinden her senet yenileme döneminde yırttığını söylediği 14-15 adet senet fotokopilerini çıkararak “mağdurların kendisine 200 bin dolar borcu olduğunu, 50.000 TL ile bu borç kapanır mı” diyerek 200 bin dolar istemesi şeklinde geliştiğinin mağdurların aşamalardaki istikrarlı beyanları ile anlaşılması karşısında; sanıklar ... ve ...'in sübut bulan eyleminin yağma suçunu oluşturduğu, diğer sanıklar ..., ...'ın örgüt yöneticisi olmaları nedeniyle 220/5. maddesi uyarınca yağma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, vasıflandırmada yanılgıya düşülerek tehdit suçundan hüküm kurulması, 4-Sanık ... ve ... hakkında, mağdurlar ... ve ...'a yönelik 5237 sayılı TCK'nın 220/5.maddesi delaletiyle tehdit suçundan 5271 sayılı CMK’nın 170/3 ve 225/1. maddelerinde öngörülen yönteme ve biçime uygun olarak açılmış dava bulunmadığı halde, ek iddianame düzenlenmeden, ek savunmayla yetinilerek bu suçtan hükümlülüklerine karar verilmesi, 5-Sanıklar ... ve ... hakkında mağdurlar ... ve ...'a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ve sanıklar ... ve ... hakkında, mağdurlar ... ve ...'a yönelik 5237 sayılı TCK'nın 220/5.maddesi delaletiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5271 sayılı CMK’nın 170/3 ve 225/1. maddelerinde öngörülen yönteme ve biçime uygun olarak açılmış dava bulunmadığı halde, ek iddianame düzenlenmeden, ek savunmayla yetinilerek bu suçtan hükümlülüklerine karar verilmesi, 6-Kabule göre de; a-Sanık ... ve ... hakkında, mağdurlar ... ve ...'a yönelik 5237 sayılı TCK'nın 220/5.maddesi delaletiyle tehdit suçundan, iddianamede ve Cumhuriyet Savcısının esas hakkındaki mütalasında sanıklar hakkında 5237 sayılı Yasanın 106/2-a maddesinin uygulanılması istenmediği halde, ek savunma hakkı verilmeden bu bent ile de uygulama yapılması, b-Sanıklar ... ve ... hakkında mağdurlar ... ve ...'a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ve sanıklar ... ve ... hakkında, mağdurlar ... ve ...'a yönelik 5237 sayılı TCK'nın 220/5. maddesi delaletiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, sanıkları odun ile darp ederek kaçırıp kafalarına silah dayamak suretiyle tehdit ederek iki mağdurunda özgürlüklerini kısıtladıklarının anlaşılması karşısında, haklarında her bir mağdur için anılan suçtan hüküm kurulması gerekirken, eylemin zincirleme suç kabul edilip, 5237 sayılı TCK'nın 43/2. maddesi ile eksik ceza tayini, c-Velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerine ilişkin haklardan yoksunluğun 5237 sayılı TCY.nın 53/3. maddesi uyarınca yalnızca kendi alt soyundaki kişiler bakımından koşullu salıverilmeyle sona ereceği gözetilmeden, anılan hakların yönelik olduğu kişiler bakımından bir ayrım yapılmadan, sanıkların aynı Yasanın 53/1-c maddesinde yazılı haklardan koşullu salıverilmesine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi; Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ile ... ve sanıklar ..., ..., ... ve ... savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 07.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.