Tebliğname No : 6 - 2009/200274MAHKEMESİ : Tokat Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 02/03/2009NUMARASI : 2007/114 (E) ve 2009/61 (K)SUÇ : Yağma Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1- Yakınanın olaydan hemen sonra alınan 03.04.2007 günlü kolluk ifadesinde, “Olay günü isminin Kenan olduğunu öğrendiğim sanık ile yolda karşılaştık. Beraber içki içmek için Gıj Gıj Tepesine gittik. Kenan telefonla birini çağırdı. Gelen şahıs bana, burası Tokat'ın bittiği yer, kimse benim babama yanlış yapamaz, dedi. Ben Kenan'a ne olduğunu sordum. Kenan ise, o benim oğlum, ne derse doğru der, adam vurur ceza almaz, dedi. O sırada telefonum çaldı. Ben cep telefonuma bakmaya çalışırken, elimden aldılar. Ben telefonumu geri istediğimde Kenan diğer şahsa, sen telefonu al eve git, dedi. Bizim aramızda bu şahısla telefon yüzünden münakaşa çıktı. Bu sırada Kenan tabanca kabzası ile bana vurdu. Diğer şahısta vurmaya başladı. Ben ellerinden kaçarak kurtuldum.” dediği, 04.04.2007 tarihinde Cumhuriyet Savcılığında ise, “Olay günü sanık K.. A.. ile birlikte içki içmek için Gıj Gıj Tepesine gittiklerini, yapılan telefon görüşmesi sonrası iki kişinin daha yanlarına geldiğini, beraber içki içtiklerini, tuvalet ihtiyacı için yanlarından ayrılıp geri döndüğünde sanık Kenan'ın tabanca kabzası ile başına vurduğunu, sonradan gelen şahıslardan birinin de kendisini darp ettiğini, telefonunun zorla alınmadığını, bu arbede içerisinde suça konu telefonu bırakıp kaçtığını” beyan ettiği, tanık E.. K..'ın ise talimatla alınan 04.12.2008 tarihli celsedeki beyanında, “Olay günü evlerinin yakınındaki piknik alanından sesler gelmesi üzerine olay yerine gittiğinde daha önceden tanıdığı sanık K.. A.. ile yakınanı içki içerlerken gördüğünü, sanık Kenan'ın yakınanı dövüp, telefonunu alacağını söylediğini, kendisinin de yapmamasını sanığa söylediğini, akabinde kardeşi olan sanık E.. K..'ın da geldiğini, sanık Kenan ile yakınanın tartışmaya başlayıp birbirlerini darp ettiklerini, yakınanın yere düşüp kafasını çarptığını, kardeşi ile birlikte ayırdıklarını, telefonun yağmalanma olayını görmediğini, yakınanın bu kavga sırasında telefonu düşürmüş olabileceğini” belirtmesi karşısında; tanıktan yakınanın değişen ifadeleri arasındaki çelişki sorulmalı, ayrıca 03.04.2007 tarihli ilk ifadesinde yakınanın sanıklar tarafından yağmalandığını iddia ettiği suça konu telefonun suç tarihi ve sonrasında kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmışsa kimler tarafından kullanıldığına dair telefon kayıtlarının istenerek, hangi baz istasyonlarından sinyal aldığının belirlenerek, sonucuna göre suç vasfının tayini gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması,2- Kabule göre de; Yargılama giderlerinin her bir sanığın sebep olduğu tutar kadar ayrı ayrı yükletilmesi gerektiği gözetilmeden, “eşit” olarak alınmasına karar verilmesi suretiyle, 5271 sayılı CMK’nun 326/2. maddesine aykırı davranılması,3- Sanık Ertuğrul'un TCK’nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanık hakkında uygulanmamasına karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde uygulama yapılması,4- UYAP sisteminden alınan ve dosya içerisine konulan nüfus kayıt örneğinden, sanık Kenan'ın 27.06.2011 tarihinde öldüğünün anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık K.. A.. ve E.. K.. savunmanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.