Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17717 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 30051 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Suç işlemek için örgüt kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek, Yağma, Yağmaya kalkışma, Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit, 6136 sayılı Yasaya aykırılık, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıca madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmakHÜKÜM : Tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: I-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçundan kurulan hükme yönelik incelemede: Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 20.03.2012 tarih ve 2011/10-785 Esas, 2012/101 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma” suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararın, sözü edilen fıkraya 6217 sayılı Kanunla eklenen cümlenin yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihinden önce ya da sonra verilip verilmediğine bakılmaksızın, temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na İADESİNE;II- Sanıklar ... ve ... hakkında suç işlemek için örgüt kurmak ve yönetmek; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında suç işlemek için kurulan örgüte üye olmak suçlarından; sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında katılan ... ve yakınan ...'ın ortak işlettikleri işyerine yönelik yağmaya kalkışma suçundan; sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında mağdur ...'ya yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan; sanıklar ..., ... ve ... hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde:Sanık ... hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükümde, kasten işlenen suçta hapis cezasına mahkumiyetin yasal sonucu olan ve 5237 sayılı TCK’nın 53/1-2-3. madde ve fıkralarında öngörülen belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirlerinin, cezanın yerine getirilmesi (infaz) aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilmiş; diğer hükümlerde ise anılan Yasa madde ve fıkralarının uygulanmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında; maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanma sürelerinin cezaların infazı aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilmiştir.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve savunmanlarının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye kısmen aykırı olarak ONANMASINA;III-Sanık ... hakkında suç işlemek için kurulan örgüte üye olmak suçundan; sanıklar ... ve ... hakkında suç işlemek için kurulan örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan; sanık ... hakkında katılan ... ve yakınan ...'ın ortak işlettikleri işyerine yönelik yağmaya kalkışma suçundan; sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında Mağdur ...'ya yönelik tehdit suçundan; sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında mağdur ...'a yönelik yağma suçundan; sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında katılan ...'a yönelik tehdit suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde: 1-Sanık ... hakkında suç işlemek için kurulan örgüte üye olmak suçundan; sanık ... hakkında suç işlemek için kurulan örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik incelemede; suç örgütü kurma ve yönetme ile örgüte üye olma suçları yönünden suç örgütünün işlemeyi amaçladığı suç ya da suçların en azından hazırlık hareketi ile ilgili ciddi bulgu, emare ve kanıt olmalıdır. Suç örgütü kurma bağımsız bir suç kabul edildiğine göre, amacı olmayan bir örgütlenmede suç örgütünün bir veya birkaç amaç suç işlemesi ve bu suçların işlenmesine dair TCK'nın 220/1. maddesinde öngörülen unsurlar ile ilgili bulgulara ulaşılması gereklidir. Dosyadaki somut olaylara ilişkin sanıklar arasındaki ilişkiler, elde edilen telefon görüşme kayıtları, amaç suçların mağdurlarının ve sanıklarının ifadeleri hep birlikte değerlendirildiğinde; sanıklar ... ve ... tarafından kurulduğu ve yönetildiği kabul edilen suç örgütüne, sanık ...'nun hiyerarşik yapıya dahil olmadan örgüte üye olduğuna, sanık ...'nun da bu yapıya dahil olmadan örgüte ne şekilde bilerek ve isteyerek yardım ettiğine ilişkin hukuka uygun, kuşkudan arınmış kuvvetli ve inandırıcı kanıtların bulunmadığı; mevcut telefon dinleme kayıtlarındaki konuşmaların içerik ve konu olarak, örgüte üye olmak, örgüt faaliyeti çerçevesinde bir oluşuma ya da amaç suçları işleme eylemine bilerek ve isteyerek doğrudan ya da dolaylı yardım etmek boyutunda bulunmadığı, bireysel ilişkiler çerçevesinde birbirini tanıyan insanlar arasında gerçekleşen adli olaylara ilişkin konuşmaların örgüt faaaliyeti kapsamında sübuta yeterli kanıt vasfı taşıyamayacağı düşünülmeden, sanık ...'nun beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden ve sanık ...'nun örgüt adına hangi eylemlere katıldığına ilişkin kanıtların neler olduğu denetime olanak verecek biçimde karar yerinde gösterilip tartışılmadan, kanıtların takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde mahkumiyetlerine hükmedilmesi, 2- Sanık ... hakkında katılan ... ve yakınan ...'ın ortak işlettikleri işyerine yönelik yağmaya kalkışma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik incelemede; örgüt üyesi olan sanık ...'nın suç tarihinde başka suçtan cezaevinde tutuklu olarak bulunduğunun belirlendiği, diğer sanıklar tarafından kendi adının kullanılarak katılandan ve yakınandan para istendiği aşamalarda, bu eylemden haberdar olduğuna ve bilerek azmettirme boyutunda iştirakinin bulunduğuna ilişkin kanıt elde edilemediği ve katılan ve yakınan tarafından kendisi için para gönderilmediği de dikkate alındığında; sanığın bu suçtan mahkumiyetine yeterli kuşkudan uzak kuvvetli ve inandırıcı kanıt bulunmadığı gözetilmeden, kanıtların takdirinde yanılgıya düşülerek hakkında mahkumiyet hükmü kurulması, 3- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında mağdur ...'ya yönelik tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik incelemede; sanık ...'in, kendisine ait işyerinin mağdur ... tarafından kurşunlattırıldığından kuşku duyduğu ve bu eylemin kollukta ve adli makamlarda ikrarını sağlamak amacıyla diğer sanıkları azmettirdiği, örgüt lideri ...'nın suç arkadaşları olan diğer sanıkların da örgüt yapısı içerinde hareket ederek, mağduru tehdit ve zor kullanmak suretiyle tenha bir yere götürdükleri ve burada zor kullanarak istedikleri ifadeyi söylettikleri ve söylenenleri cep telefonuna kaydettikleri biçiminde gelişen somut olayda; sanıklar tarafından gerçekleştirilen cebir ve tehdidin, 5237 sayılı TCK'nın 44/1. maddesi uyarınca “fikri içtima” çerçevesinde, aynı yasanın 109/2 ve 109/3-a-b madde, fıkra ve bendlerinde tanımlanan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun yasal unsurunu oluşturduğu, cebir ve tehdidin ayrıca 5237 sayılı TCK'nın 106/2. madde ve fıkrasında tanımlanan tehdit suçuna vücut vermediği, sanıklar hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğuna göre, ayrıca tehdit suçundan da mahkumiyet hükmü kurulamayacağının gözetilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı biçimde uygulama yapılması, 4- Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında mağdur ...'a yönelik yağma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik incelemede; mağdurun aşamalardaki çelişkili ifadeleri, sanıkların savunmaları, tanık ...'in anlatımı, bu olayla ilgili olduğu kabul edilen telefon görüşme kayıtları hepbirlikte değerlendirildiğinde; mağdur tarafından sanıklar ... ve ...'ya gönderilen toplam 5.000 Türk Lirası paranın istenmesi ve mağdura “20.000 Türk Lirası ceza kesildiğine” ilişkin beyanların ifade edilmesi aşamalarında, yağma suçunun yasal unsurunu oluşturan tehdit ya da cebir eylemlerinin mağdur üzerinde ne şekilde gerçekleştirildiğine ilişkin kanıtların neler olduğu karar yerinde denetime olanak verecek biçimde gösterilmeden, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 5-Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında, katılan ...'a yönelik tehdit suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; katılan ...'ın işyerinin 14.04.2007 günü kimlikleri saptanamayan kişiler tarafından kurşunlandığı, kurşunlanma anına ilişkin olay yerinden alınan kamera kayıtları incelendiğinde; olayda kullanılan otomobile ilişkin trafik kayıtlarının saptanamadığı, eyleme katılan kişi ya da kişilerin belirlenemediği, olay yerinde ele geçirilen deforme olmuş mermi çekirdeklerinin adı geçen sanıklara ait silahlardan atılmış olduklarına dair kanıt elde edilemediği, katılan ...'ın ve sanıkların ifadelerinde sübuta ilişkin anlatımların bulunmadığı, olayla ilgili görgüye dayalı tanık bulunmadığı, olayı takip eden günlerden başlayıp 11.06.2008 tarihine kadar dinlenen telefon görüşmelerindeki konuşmaların içeriğinin, suçun faillerinin belirlemesinde kuşkudan uzak kuvvetli ve inandırıcı kanıt oluşturmadığı gözetilmeden, yazılı gerekçe ile sanıklar hakkında hükümlülük kararı verilmesi, 6-Sanık ... hakkında suç işlemek için kurulan örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne; kabule göre de sanık ... hakkında suç işlemek için kurulan örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek ve katılan ...'a yönelik tehdit suçlarından kurulan hükümlere yönelik incelemede: a-Hükümden sonra 05.07.2012 tarih, 28344 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun” 85. maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK'nın 220/7. madde ve fıkrası uyarınca yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu, b-5237 sayılı TCK'nın 6/1-j maddesi çerçevesinde “örgüt mensubu suçlu” deyiminden; “bir suç örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına diğerleri ile birlikte veya tek başına suç işleyen kişi” olarak tanımlandığı; aynı Yasanın 58/9. madde ve fıkrasında örgüt mensubu hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimde serbestlik tedbirinin uygulanabileceğinin belirtildiğinin anlaşılması karşısında; örgüt kurucusu ve üyesi olmayan ve adli sicil kaydına göre de tekerrüre esas oluşturan hükümlülüğü bulunmayan sanıklar hakkında, 5237 sayılı TCK'nın 58/9. madde ve fıkrası ile uygulama yapılması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... ile savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 24.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.