Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1763 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5147 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Ağır Ceza MahkemesiSuç : YağmaYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I- Sanıklar hakkında yakınan ... ...'e yönelik yağma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;Dosya içeriğine göre, sanıkların yakınan ... ...'den yağmaladıkları suça konu cep telefonunu bir cep telefoncuya sattıklarını belirtip yerini gösterdikleri, telefonun bu işyerinden alınarak yakınana tesliminin yapıldığı, ancak satın alan kişinin zararının giderilmediğinin anlaşılması karşısında; koşulları oluşmadığı halde TCK'nın 168. maddesi uygulanmak suretiyle sanıkların cezalarından indirim yapılması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak; Sanıkların, hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar TCK'nın 53/1-a-b-c-d-e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; ancak, TCK'nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildikleri takdirde, kendi altsoyları üzerinde TCK'nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluğunun sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK'nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ... ve ... ... ile sanık ... ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK'nın 53. maddenin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkartılarak yerine, "Sanıkların kasten işlemiş olduğkları suç için hapis cezasıyla mahkumiyetlerinin yasal sonucu olarak, TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına, aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1.maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamalarına" cümlesinin yazılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, II-Sanıklar hakkında yakınan ... ...'a yönelik yağma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ceza Muhakemesinin asıl amacı maddi gerçeği ortaya çıkarmaktır. Maddi gerçeğe ulaşılacak araçlar ise delillerdir. Sanık, tanık açıklamaları, bunun dışındaki kişilerin açıklamaları, tutanaklar, özel yazılı açıklama, görüntü ve /veya ses kayıt eden araçlarla açıklama ve belirtilen şekilde ayrıma tabi tutulabilir. Deliller yeterince araştırılmamış veya soruşturma evresi eksik ise bu husus mutlaka giderilmelidir. Hakimin sanık lehine ve aleyhine olan delilleri araştırıp, tam bir inanışla özgürce değerlendirerek kuşkudan arınmış bir sonuca ulaşması gerekir. Kuşkular yenilmelidir. Varsayıma dayalı kuşkulu kalan hususlar olmamalıdır. Maddi gerçeğin olayın bir bütünü veya parçasını temsil eden kanıtlardan ortaya çıkarılması gerekir. Kuşku ve çelişki yenilmeden karar verilemez. Eylem ve/veya eylemlerin bir suç olup olmadığının belirlenmesi için önce işlenip işlenmediği sorunu çözülerek başlanır. Bu da kanıtların yorumu ile cevaplanır. Hakimin bunu kararında denetlenebilir gerekçe ile göstermesi de zorunludur. Gerekçe bir mantıksal kronolojide bu şekilde incelenir. İş bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; Dosya içeriğine göre, 19.06.2014 günü saat 17:30 sıralarında yanında arkadaşı ... ... ile yürüyen yakınan ... ...'ın elinde bulunan cep telefonunu almak için sanık ...'in çekiştirdiği, yakınanın vermemek için direnmesi üzerine bu kez eli ile yakınanın ellerine ve kollarına vurarak bileğini kıvırıp zorla elinde bulunan cep telefonunu aldığı olayda, çevredeki güvenlik kamera kayıtlarında sadece sanık ...'in görüntüsünün olduğu, sanık ... ile ilgili bir görüntünün mevcut olmadığı, suça konu cep telefonununda sanık ...'in üzerinde bulunduğu, sanık ...'i yakınanın kesin ve net olarak teşhis ettiği,Yakınanın 19.06.2014 tarihli emniyet ifadesinde, “Olay günü arkadaşımla yolda yürürken bir kişi arkamdan gelerek elimde bulunan telefonumu çekip almaya çalıştı. Ben vermek istemeyince elime, koluma vurarak bileğimi kıvırıp telefonumu aldı. Tek başına kaçmaya başladı. Ben de şahsı kovalamaya başladım. Ancak yakalayamayınca şikayete gittim.” diye söylediği, yargılama aşamasında ise dinlenmediği, Yakınanın yanında bulunan tanık ... ... ...'ın da yakınanı doğrular tarzda anlatımda bulunduğu, Sanık ... ...'ın 19.06.2014 tarihli Savcılık beyanında, olay sırasında yalnız olduğunu, suçu tek başına işlediğini kabul ettiği, aynı gün yapılan sorgu sırasında ise, “Sanık ... yanımdaydı. Ancak benim bu işi yapacağımı bilmiyordu. Mağdurun elindeki telefonu bir anda aldım.” diye beyanda bulunduğu,Sanık ... ... ise, 19.06.2014 tarihli savcılık beyanında suçlamayı kabul etmediğini beyan ettiği, yargılama aşamasında 06.02.2015 tarihli celsede ise, “ Biz aç ve işsizdik. Bu işi yaptık.” şeklinde söylediği dikkate alındığında,İddia, iddiayı teyit eden kamera kayıtları, suça konu telefonun sanık ... ...'ın üzerinde ele geçirilmesi, sanık ...'in birbiri ile örtüşen ve yakınan ile tanığın iddialarını doğrulayan beyanları ve sanık ... ...'ın 06.02.2015 tarihindeki mahkeme beyanı dışındaki tüm beyanları dosyadaki diğer delil ve beyanlarla uyumlu olduğu anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca;Yakınan ... ...'a karşı yağma eylemini ... tek başına mı yapmıştır yoksa sanık ... ve ... el ve işbirliği ile mi eylemi gerçekleştirmiştir şeklinde ortada aşılması gereken hukuki bir hal ortaya çıkmıştır.Sanık ... yabancı uyruklu olup olayları karıştırma ihtimali de düşünüldüğünde, 06.02.2015 tarihli celsede “Biz aç ve işsizdik. O yüzden bu işi yaptık.” şeklindeki beyanda bulunması da olanaklıdır.Bu duraksamaların ortadan kaldırılabilmesi için yakınan ... ve tanık ... ... ...'ın mahkeme huzurunda ayrıntılı beyanlarının alınıp, gerektiğinde sanıklardan olay ile ilgili açıklamalar saptandıktan sonra sanık ...'ın suç teşkil eden haksız bir fiili olup olmadığı belirlenip sonucuna göre, sanık ...'in yağma eyleminin de hukuki nitelendirmesinin yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ... ve savunmanı ile sanık ... ... savunmanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 07.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.