MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I- Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde;Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 40/2, 5271 sayılı CMK’nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddelerine göre; mahkeme kararlarında ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını, sürelerini ve şeklini kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir. Hükmün temyiz süresinin ne zaman işlemeye başlayacağı kararda açıkça gösterilmediğinden, sanıklar savunmanlarının temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;Sanıkların eylemine uyan TCK'nın 141/1, 35, 31/2, 151/1, 31/2. maddelerindeki suçlar için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Yasanın 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerinde öngörülen 6 yıllık zamanaşımı süresinin, suç tarihi olan 02.07.2007 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanı ile sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle kısmen isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamas??yla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,II-Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde;1 -) Sanık ... hakkında hırsızlık suçunda kurulan hükümde, “Suçun işleniş biçimi, işlendiği zaman, konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, sanığın kastının yoğunluğu, amaç ve saiki nazara alınarak takdiren ve teşdiden 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına” karar verildiği halde aynı gerekçelerle sanık ... hakkında 1 yıl hapis cezasına hükmedilerek 5237 sayılı 61. maddesine aykırı davranılması, 2-) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21.01.2014 gün, 2013/2-686 Esas ve 2014/19 Karar sayılı kararı göz önüne alındığında, bizzat suç konusu olan ısıtıcı ve ocak üzerinde meydana gelen bir zarar bulunduğu ve eylemin zarar verme suçunu oluşturmayacağının anlaşılması karşısında; sanıkların atılı suçtan beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,3-) Sanık ... hakkında kurulan ve “Sabıkasız geçmişi ile suç işleme hususundaki eğilimleri nazara alınarak” ertelenmesine karar verilen mahkumiyet hükümleri açısından, “Sanığın kişiliği, sair halleri, kasıtlı suçtan sabıkalı geçmişi, cezanın ıslah amacı, suçun işlenmesindeki özellikler” dikkate alınarak 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinin takdiren uygulanmamasına karar verilerek çelişkiye neden olunması,4-) Sanıkların, 5237 sayılı TCK.nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmalarına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanıklar hakkında uygulanmamasına karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması,5-) Yargılama giderlerinin her bir sanığın sebep olduğu tutar kadar ayrı ayrı yükletilmesi gerektiği gözetilmeden, “sanıklardan müteselsilen tahsiline” karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı davranılması,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanı ile sanık ...’nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 14.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.