Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17396 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16541 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 6 - 2011/104663MAHKEMESİ : Bakırköy 13. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 12/12/2005NUMARASI : 1996/44 (E) ve 2005/1958 (K)SUÇ : Yağma Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.12.2005 tarih, 2005/3-162-173 ve 11.07.2006 tarih, 2006/5-182/182 sayılı kararları ve Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre: sonraki yasa ile suçun unsurlarının veya özel hallerinin değiştirilmesi, cezanın tayin ve takdiri ile artırım ve indirim oranlarının belirlenmesi, seçimlik cezalardan birinin tercihi ve seçenek yaptırımların ya da cezanın kişiselleştirilmesini gerektiren hallerde duruşma açılarak karar verilmesi gerekir. İnceleme konusu karara gelince; 1-5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca hükümlü yararına olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağından, dosya içeriğine göre, hükümlünün, müşteri gibi bindiği ticari taksi şoförü mağduru silah tehdidiyle bir süre gezdirerek Kumburgaz'a gelince mağduru indirip taksiyi almak şeklinde gelişen eylemiyle ilgili 765 sayılı TCK'nın 499/1-2.cümle, 522 (Pek fahiş), 59. maddeleriyle 5237 sayılı Yasanın 149/1-a, h ve 109/2-3. maddeleri uyarınca sonuç cezalar karşılaştırılarak, lehe olan yasa belirlenip uygulama yapılması gerekirken, yazılı şekilde eksik ve denetime olanak vermeyecek biçimde hüküm kurulması, 2- 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca hükümlü yararına olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı için duruşma açılmasının zorunlu olduğunun gözetilmemesi,Kabule göre de; 3-Hükümlü hakkında hükümde 5237 sayılı TCK’nın 62/1.maddesinin uygulanması sırasında özgürlüğü bağlayıcı cezanın “11 yıl 1 ay 10 gün” yerine “12 yıl 1 ay 10 gün” biçiminde belirlenmesi suretiyle, hesap hatası yapılarak fazla cezaya hükmolunması,4-Hükümlünün TCK’nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen hükümlü hakkında uygulanmamasına, karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde uygulama yapılması, Bozmayı gerektirmiş, O Yer Cumhuriyet Savcısı ve hükümlü M.. D..'ın temyiz itirazı ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.03.1997 tarihli ilk hükümdeki ceza süresini aşmamak koşuluyla infaz aşamasında verilen uyarlama kararlarının kazanılmış hak oluşturmayacağının gözetilmesine, 20.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.