MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Uyap üzerinden yapılan sorgulamada sanık ...'un yargılama süresince ve kararın verildiği 14.02.2007 tarihli duruşmada başka suçtan dolayı hükümlü olarak ... cezaevinde bulunduğu, kararın sanıkların bilgisi dışında mahkemenin 28.09.2005 tarihli ara kararı ile sanıklar savunmanı olarak atanan Av. ...'nin yüzüne karşı verildiği, sanıklar savunmanının yasal süresi içinde kararı temyiz etmediği, kararın sanığa tebliğ edilmediği, sanığın kararı öğrenmesi üzerine 29.08.2007 tarihli dilekçesinde eski hale iade ile temyiz davası açma hakkının verilmesini talep ettiği, sanığın bu isteminin içeriği gözetildiğinde değerlendirme yetkisinin Yargıtaya ait olduğu dikkate alınmadan mahkeme tarafından 25.09.2007 tarihli ek kararıyla yasal süresi içinde temyiz edilmediği gerekçesiyle reddedildiği, bu kararın da sanığa 16.10.2007'de tebliğ edildiği, mahkemenin 27.03.2009 tarihli değişik iş sayılı kararıyla sanığın temyiz talebini kabul ettiğinin anlaşılması karşısında; sanığın eski hale iade ve temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Oluş ve dosya kapsamına göre sanığın eyleminin TCK 44. maddesi delaletiyle aynı yasanın 142/1-b maddesine uyduğu gözetilmeden 142/1-b,e madde ve fıkraları şeklindeki uygulama kanuna aykırı ise de temel cezayı belirlemede gösterilen gerekçe karşısında bu husus sonuca etkili görülmediğinden bozma sebebi yapılmamıştır. Sanığın diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir, Ancak ; 1-Sanığın, TCK’nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanık hakkında uygulanmamasına karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde uygulama yapılması;2-5271 sayılı CMK.nun 326/2. maddesi uyarınca suçu birlikte işleyen sanıklardan neden oldukları yargılama giderlerinden ayrı ayrı sorumlu tutulmaları gerektiği düşünülmeyerek “müteselsilen” tahsiline karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'un temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından yargılama giderlerine ilişkin bölüm ve TCK'nın 53. maddesi ile ilgili bölümlerin karar yerinden tamamen çıkarılarak, TCK'nın 53. maddesi ile ilgili kısma, “Sanığın, TCK’nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanık hakkında uygulanmamasına,” cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.