Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17224 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6645 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, İşyeri dokunulmazlığını ihlal, Mala zarar vermekHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:Sanıklar ... ve ...'in, hüküm tarihinde 18 yaşını tamamlamadıkları gözetilerek, duruşmaların gizli yerine açık yapılması ve hükmünde aleni tefhim edilerek, CMK.nın 185. maddesine aykırı davranılmış ise de, telafisi mümkün olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.I-Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;Hükmolunan adli para cezasının, miktarı itibariyle, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesinin yollamasıyla 1412 sayılı Yasanın 305/1. maddesi uyarınca kesin nitelikte olup temyiz olanağı bulunmadığından, sanık savunmanının temyiz isteminin aynı Yasanın 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE,II-Sanıklar ... ve ... hakkında işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;Yakınanın işyerine birlikte girerek atılı suçu işleyen sanıklar hakkında, 5237 sayılı TCK’nın 116/1-4. maddesinin yanı sıra, aynı Yasanın 119/1-c maddesinin de uygulaması gerektiğinin gözetilmemesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre, sanıklar savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun ve takdire dayalı bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, III-Tüm sanıklar hakkında hırsızlık suçundan ve sanık ... hakkında işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1 - Sanıkların, yakalandıktan sonra suçlarını ikrar edip yakınana ait suça konu sigaralar ile paranın bir kısmının yerini gösterek iadesini sağlamaları karşısında; gerçekleşen kısmi iade nedeniyle yakınandan kısmi iade hükümlerinin uygulanmasına rızası bulunup bulunmadığı sorularak sonucuna göre, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK.nın 168/1-4. uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,2 - Sanık ...'nun adli sicil kaydında yer alan hükümlülüğün adli sicilden çıkarılma koşullarının oluştuğu, işyeri dokunulmazlığının ihlali eyleminin, niteliği gereği ancak manevi zarar doğurabileceği ve bu zararın somut (maddi) nitelikte bulunmadığı anlaşıldığından, hırsızlık suçundan tayin edilen hapis cezasının sanığın tekrar suç işlemeyeceği kanaati ile ertelendiği hususu da gözetilerek, CMK.nın 231/6-(b) bendinde yer alan ölçütün, tartışılıp değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, "sanığın mağdurun zararını gidermediği" biçimindeki yasal olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,3- Sanık ...'in, atılı işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunu birden fazla kişi ile işlediğinin anlaşılmasına karşın, hakkında 5237 sayılı TCK.nın 119/1-c maddesinin tatbik edilmemesi,4 -Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan mahkumiyetinin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin “a, b, c, d, e” bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ... savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, sanık ...'in 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca hükmolunan cezanın süresi, tür ve miktarı bakımından kazanılmış hakkın korunmasına, 15.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.