Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16727 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2426 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, Konut dokunulmazlığını bozma, Mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: I-Sanıklar hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; 5237 sayılı TCK'nın 66/1. maddesinde, sanıklara yüklenen ve eylemlerine uyan anılan Yasanın 151/1, 31/3.maddelerinin gerektirdiği suç için 8 yıllık süre belirlenmesi, aynı maddenin 2. fıkrasına göre de 15-18 yaş grubunda bulunan sanıklar için bu sürenin üçte ikisinin geçmesiyle kamu davasının düşürülmesi gerektiği gözetildiğinde 5 yıl 4 aylık asli zamanaşımının, sanıkların hükümlülüğüne karar verildiği 19.11.2008 tarihinden incelemenin yapıldığı tarihe kadar geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... savunmanlarının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla CMUK'nın 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanıklar hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, II-Sanıklar hakkında hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesine gelince; Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak; 1-Sanıklar hakkında kurulan hırsızlık suçuna yönelik olarak; Etkin pişmanlığa ilişkin TCK’nın 168. maddesinin uygulama alanında bulunan hırsızlık suçlarında, zararın tazmin suretiyle giderilmesi koşuluna bağlı olarak cezanın ertelenemeyeceği gibi ayrıca somut olayda maddi zararın miktarı tespit edilmeden infazda duraksamaya neden olabilecek şekilde uygulama yapılması, 2-Sanıklar hakkında kurulan işyeri dokunulmazlığını bozma suçuna yönelik olarak; Gece vakti, işyerinin kilidini kırarak hırsızlık yapmaya kalkışan sanıkların işyerine girmelerinin, 5237 sayılı TCK'nın 116/2-4 ve 119/1-c maddelerinde tanımlanan işyeri dokunulmazlığını bozmak suçu yönünden “müstakil bir zarar” yaratmadığı, işyeri dokunulmazlığını bozmak suçundan uygulama yapılırken, “müştekinin zararlarını giderdikleri takdirde cezalarının ertelenmesine karar verildiğinden, sanıkların müştekinin zararını gidermedikleri anlaşıldığından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmeyerek ”denilmek suretiyle, somut olay ile örtüşmeyen ve “takdire” dayanılırken de 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinde yer alan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinde, sanıklar yönünden yasanın öngördüğü objektif ve subjektif koşullar değerlendirilmeden ve somut olayda anılan suç yönünden “müstakil bir zarar” olmamasına karşın zararın giderilme koşuluna bağlı olarak cezanın ertelendiği gibi cezaların bireyselleştirilmesine yönelik kabul edilen ölçütlerle de çelişir şekilde, 5271 sayılı CMK'nın 231/5-14.madde ve fıkralarının uygulanmamasına karar verilmesi,3-5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 11/1. maddesi gereğince, aynı Yasanın 5. maddesinde öngörülen koruyucu ve destekleyici tedbirlerin suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından uygulanabileceği gözetilmeden, somut olayda ceza sorumluluğu olan ve mahkumiyet kararı kurulan sanıklar hakkında anılan Yasanın 5. maddesinde yazılı tedbire hükmedilmesi,4-5271 sayılı CMK'nın 326/2. maddesi uyarınca birlikte işlenmiş suç nedeniyle mahkum edilmiş olan sanıkların yargılama giderlerinden sebebiyet verdikleri oranda ayrı ayrı sorumlu tutulmaları gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca sanıkların kazanılmış haklarının korunmasına, 01.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.